Translate

16 Mart 2010 Salı

Sebahat Tuncel'den soru önergesi

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan Recep Tayip ERDOĞAN tarafından Anayasa’nın 98. ve İçtüzüğün 99. maddesi gereğince yazılı olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim.

Sebahat TUNCEL

İstanbul Milletvekili

7 Mart 2010 tarihinde, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın bir gazeteye verdiği röportajında “eşcinselliğin tedavi edilmesi gereken biyolojik bir bozukluk” olduğuna inandığını belirtmesi gerek psikiyatri ve psikoloji çevrelerinde gerekse hak temelli çalışmalar yürüten saygın sivil toplum örgütleri çevresinde ciddi tepkiye neden olmuştur. Lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transeksüel (LGBTT) bireyler ve sivil toplum örgütleri basın açıklamalarıyla Bakan Kavaf’ın açıklamalarına demokratik tepkilerini göstermiştir. Bakanın açıklamasının bilimsel açıdan mesnetsiz ve insan hakları bağlamında hak ihlali teşkil ettiği belirtilmiştir.

Ataerkil ve heteroseksist toplumlarda yerleşik olan homofobik düşüncelerin, devlet makamından kişilerin açıklamalarıyla desteklenmesi vatandaşları ciddi endişeye sevk etmektedir. Eşcinsel bireylerin toplumda karşılaştıkları ayrımcılık, şiddet ve baskılar karşısında devletin, demokratik, sosyal ve hukuk devleti olma ilkesi üzerinden, tüm vatandaşların can güvenliklerini koruyarak refah içerisinde yaşabilmelerini sağlaması gerekir. Aksi takdirde, bu tür açıklamalar eşcinselleri ötekileştirerek, ailesi tarafından eşcinsel olduğu için öldürülen Ahmet Yıldız’ın yaşadığının diğer eşcinseller tarafından da yaşanmasına neden olacaktır.

Eşcinselliğin bir hastalık olarak gösterilmesi, bu bireylerin ailelerinin “tedavi” adı altında çocuklarına manevi baskılar uygulamasına neden olabilecek tehlikeli bir yaklaşımdır.

Türkiye’nin kurucu üyesi olduğu Birleşmiş Milletler’in bir alt organı olan Dünya Sağlık Örgütü, eşcinselliğin bir hastalık olmadığını, heteroseksüellik gibi bir cinsel yönelim olduğunu yayınlarında belirtmiş, Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayımlanan Uluslararası Hastalıklar Sınıflandırması’nın bir bölümü olan ICD – 10, Beşinci Bölüm: Zihinsel ve Davranışsal Bozukluklar listesi, 1 Ocak 1993’ten beri eşcinselliği liste dışında tutmaktadır.

Aynı şekilde, uluslararası psikoloji ve psikiyatri uzmanlarının tarafından otorite kabul edilen Amerikan Psikiyatrlar Derneği 1973’te, Amerikan Psikologlar Derneği de 1975’te eşcinselliğin zihinsel ve davranışsal hastalıklar listesinden çıkarılmasına karar vermiştir. Amerikan Psikiyatrlar Derneği’nin Zihinsel Bozuklukların Diagnostik ve İstatistikî Üzerine Elkitabı’nda eşcinselliğin doğal bir durum olduğu, heteroseksüellik ve biseksüellik ile birlikte üç farklı cinsel yönelimden bir tanesi olduğunun altı çizilmiştir.

Türkiye’den de, Türkiye Psikiyatri Derneği ve Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği’nin yaptığı açıklama ile eşcinselliğin bir hastalık olmadığını belirtmesi ve bu konuda bilimsel veriler sunması önemlidir. Hükümet tarafından, bu tür açıklamalar yapılmadan önce öne sürülecek olan iddianın bilimsel gerçekliğinin ve insan hakları boyutunun düşünülmesi gerekirken, bu gibi uzmanlık isteyen hassas konularda kamuoyunu yanlış bilgilendirecek ve toplumun belli bir kesiminin dışlanmasına yol açacak açıklamalardan kaçınılması gerekmektedir.

Gerek Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit vatandaşları olan eşcinseller ve LGBTT örgütleri, gerekse diğer hak temelli çalışan demokratik kitle örgütleri, Bakan Selma Aliye Kavaf’tan bir özür beklemektedirler. Toplumun dışlanan kesimleri ile ilgili açılım süreçlerini hızlandırdığını belirten AKP Hükümeti’nden, toplumun dışlanan diğer bir kesimi olan eşcinsellerin özür beklemesi en doğal haklarıdır.


  1. Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın eşcinselliğin tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğuna dair yapmış olduğu açıklamalar, hükümetinizin eşcinsellere yönelik ortak politikasını mı yansıtmaktadır?
  1. Selma Aliye Kavaf’ın yapmış olduğu açıklamalar, hangi bilimsel verilere dayanmaktadır?
  1. Yerleşik toplumsal cinsiyet normları sebepleri ile bugüne dek hak ihlali yaşayan LGBTT’ler gibi gruplarla ilgili çalışması beklenen Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı bünyesinde, eşcinsellikle ilgili bugüne dek hak ihlalleri noktasında herhangi bir araştırma yapılmış mıdır? İlgili bakanlığın, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği alanında çalışan LGBTT örgütleri ile temasa geçmek gibi bir planı var mıdır?

  1. Selma Aliye Kavaf’ın yapmış olduğu bu tür açıklamaların kendi pozisyonundaki bir bakan tarafından basın yoluyla gerçekleştirilmesinin, eşcinselleri rencide ettiğini ve dışladığını düşünüyor musunuz? Bu bağlamda, bir görev değişikliği yapmayı düşünüyor musunuz?
  1. Bakan Kavaf tarafından yapılmış olan açıklamalardan sonra, toplumun eşcinsellere yönelik önyargı ve nefret taşıyan bazı kesimlerinin, eşcinselleri hedef alan suçlara yöneleceğini düşünüyor musunuz? Bu gibi suçların gerçekleşmesi halinde, bunun sorumlularından birinin de Sayın Bakan Kavaf olacağını düşünüyor musunuz?
  2. Selma Aliye Kavaf yapmış olduğu açıklamayla ilgili LGBTT bireylerinden kamuoyuna bir açıklama yaparak özür dileyecek midir?
  1. 2008 ve 2009 yılı Avrupa Komisyonu Türkiye İlerleme Raporları’nda yoğun şekilde yer bulan ve Bakan’ın yapmış olduğu açıklamalar ile gündeme gelen eşcinsel bireylerin eşit vatandaşlar olarak sosyal, ekonomik, politik ve kültürel alanlarda yaşadıkları açık ayrımcılık pratiklerinin, kendilerine yöneltilen şiddet ve cinayet vakalarının yasal ve fiili boyutta engellenmesi açısından hükümetinizin gerçekleştirmeyi planladığı somut bir reform paketi mevcut mudur?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder