Translate

27 Kasım 2007 Salı

MorEl Etkinlikleri Sürüyor!

Lola ve Bilidikid
Film Gösterimi*

Hepberaber film izliyor sonrasında sohbet ediyoruz,
gösterime herkes davetlidir:)

Ne zaman:
30 Kasım 2007 - Cuma
Saat:
19:00

Etkinliğe katılmak istiyorsanız bize ulaşın:
morel.eskisehir@gmail.com


*Lola ve Bilidikid
Tür : Dram
Yönetmen : Kutluğ Ataman
Senaryo : Kutluğ Ataman
Görüntü Yönetmeni : Chris Squires
Müzik : Arpad Bondy
Yapım : 1998, Türkiye / Almanya Süre: 93 dk.

Murat 17 yaşında Berlin`de doğup büyümüş bir Türk gencidir. Murat`ın ailesinde en çok sözü geçen kişi Murat`ın ağabeyi Osman`dır. Murat yıllar önce evden kovulmuş bir abisi olduğunu öğrenir. Berlin`in karanlık sokaklarında onu aramaya başlar. Sonunda onu bulduğunda hiç beklemediği bir sürprizle karşılaşır...

25 Kasım 2007 Pazar

KADINA YÖNELİK ŞİDDETE SON!

Bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma günü dolayısıyla Eskişehir Demokratik Kadın Platformu(DKP) bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Eskişehir’de 17 Kasım’da başlatılan ''Kadına Yönelik Şiddete Son!'' kampanyası kapsamında gerçekleştirilen basın açıklamasında, kadınlara yönelik şiddetin evrensel olmakla birlikte birçok kadının etnik kökeni, sınıfı, cinsiyeti, cinsel yönelimi, cinsiyet kimliği ya da HIV statüsü nedeniyle de hedef seçildiği belirtildi. DKP yaptığı basın açıklamasıyla ayrıca kadınların taleplerini de dile getirdi. Basın açıklamasının tamamı şöyle;

BASINA VE KAMUOYUNA;

Bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma günü. Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele eden Mirabel kız kardeşlerin katledilişlerinin yıldönümü.

Kadına yönelik şiddet dünyanın tüm toplumlarında yaygın olarak rastlanan bir şiddet türü. Kadınlara yönelik şiddet evrensel olmakla birlikte birçok kadın etnik kökeni, sınıfı, cinsiyeti, cinsel yönelimi, cinsiyet kimliği ya da HIV statüsü nedeniyle de hedef seçiliyor. Irak’ta bombalar altında bir kadın ve çocuk ölüyor. Onlarca polis karakolunun işkencehanelerinde kadınlara işkence yapılıyor. Doğumdan ölüme kadar, savaş zamanında olduğu kadar barış zamanında da biz kadınlar; devlet, toplum ve ailelerimizin ellerinde şiddet ve ayrımcılığa maruz kalıyoruz. Dünyanın neresinde olursak olalım biz kadınlar şiddetin her türüyle de karşı karşıyayız.

Ülkemizde kadına yönelik şiddet, 1yıl içinde bir önceki yıla göre %76 oranında artmıştır.

Aile içi şiddet ve namus cinayetleri artarak devam ediyor!

Her gün gazetelerin 3.sayfalarında okuyoruz onları. Kurşunlanan, boğulan, bıçaklanan, burnu kesilen, tırnakları çekilen, recm edilen, intihar ettirilen, namus uğruna katledilen kadınlar. Gündem ne olursa olsun değişmeyen gözlerine siyah bant çekilmiş kadın yüzleri.

Yeni anayasa düzenlemeleri, kadınların mücadelesi sonucu kazanılan hakların gerisine düşerek cinsiyetçi bakış açısını toplumun her kesiminde daha da fazla hakim kılmaya çalışıyor.

Lambdaistanbul lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transseksüel dayanışma derneği hukuka ve ahlaka aykırı olma gerekçesiyle kapatılmaya çalışılıyor. Var oluş üzerinden bir tanımlama ahlaka ve hukuka aykırı olamaz. Demokratik ülkelerde her grup sesini duyurabilmek için örgütlenme hakkına sahiptir. Örgütlenme hakkı engellenemez. Ayrıca toplumun her kesiminde var olan homofobi ve transfobi devlet ve medya tarafından yaygınlaştırılarak nefret cinayetleri arttırılıyor.

Kamu personel yasası ve sosyal güvenlik yasası gibi yasalarla kadınlar kamusal alandan dışlanıyor.

2005 yılının sonunda Bursa’da Özay Tekstil’e ait fabrikada çıkan yangında ölen 5 kadın işçinin patronuna verilen 10yıl hapis cezasının 182bin YTL’lik para cezasına çevrilmesi kapitalizm hukukunu gözler önüne serdi. Özay Tekstil gibi binlerce işyerinde kadınlar sigortasız, sendikasız, iş ve işyeri güvenliği olmaksızın karşılığı asla ödenemeyen uzun mesai saatleri boyunca çalışmak zorunda bırakılıyorlar. Antalya’da Novamed firmasında çalışan 82 kadın, ağır çalışma koşullarına karşı 1seneyi aşkın bir süredir mücadele ediyor. Her gün doğurmanın nimetlerini anlatanlar kadın eğer çalışmak istiyorsa doğurmasını engelleyecek her türlü insanlık dışı çabayı gösterebiliyorlar.

Son günlerde gündeme gelen türban tartışması ile kadınlar; ‘türbanlı’ ve ‘türbansız’ olarak saflaştırılıyor. Bu tartışmayla aslında erkek egemenliğinin kadınlar üzerindeki baskısı arttırılıyor.

Kürt sorununda demokratik çözümden yana tavır alınmıyor. 24.sınır ötesi operasyon kardeş halkları birbirine düşman ediyor. Bu savaşta en çok acıyı çeken Kürt kadınlar, hem ulusal hem cinsel kimliklerinden dolayı baskılanıyor. Türk ve Kürt kadınlarının gözyaşları militarizmin oyunlarının sonucudur. Bütün savaşlar önce kadınları vuruyor.

Taleplerimiz;

-Namus cinayetleri madde 82’de nitelikli insan öldürme olarak sınıflandırılmalı ve ‘haksız tahrik’e ilişkin tüm bahisler gerekçeden çıkartılmalıdır.

- Anayasanın 10.maddesi, ayrımcılık maddesine; Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği eklenmeli, önyargılar ve genel ahlak gerekçesiyle örgütlerin kapatılmasına ilişkin hukuka aykırı uygulamalar son bulmalıdır. Eşcinsellere yönelik işlenen nefret cinayetlerinde tahrik hafifletici unsur olmaktan çıkarılmalı, yargı organları eşcinsellere karşı önyargılarından arınmalıdır.

-Merkezi Hükümet, Kadın Sığınakları ve Toplum Merkezleri kurma ve işletme sorumluluğunu taşımayı sürdürmelidir.

-Yerel yönetimlerin bölgesinde yeni Kadın Sığınakları ve Toplum Merkezleri açarak işletmesi, Kamu Yönetim Reform Yasası’na yerleştirilecek aşağıdaki düzenlemelere tabii olmalıdır:

1. Kadın Sığınakları ve Toplum Merkezleri’nin işletiminde izlenecek uluslar arası standartlara, özellikle gerekli eğitim ve deneyime sahip sosyal hizmet uzmanı,psikolog veya sağlık çalışanlarının görevlendirilmesi ilkesine uygunluk ve net kurallar dayatan bir hüküm.

2. Kadın Sığınakları ve Toplum Hizmetleri’nin işletmesinden sorumlu yerel yönetimlerin, bu kurumların idaresinde, yetkin ve deneyimli kadın grupları ve sivil toplum kuruluşları ile yakın işbirliği yapmasını gerektiren bir hüküm.

Biz Eskişehir demokratik kadın platformu olarak kadına yönelik her türlü şiddete karşı çıkıyoruz.

Oyunu bozuyoruz, erkek şiddetine hayır diyoruz!

17 Kasım’da başlattığımız kampanyamız devam ediyor… 1-2 aralık ta adalar Migros önünde açılacak standlarımıza bekliyoruz. Şiddetin karşısında yükselecek seslerimizi birbirine katarak güçlendirebilmek için tüm kadınları mektup yazmaya davet ediyoruz.
Basın açıklamasından sonra 25 Kasım saat 14.00’da KESK’de yapılacak olan FilmMor “Kadına Yönelik Şiddete Hayır” belgeseli gösterimi ve söyleşimize bekliyoruz…
Mücadele ve dayanışmanın gücüne inanan kadınlar hayatı dönüştürecek!

KADINA YÖNELİK ŞİDDETE SON!
YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI!

ESKİŞEHİR DEMOKRATİK KADIN PLATFORMU

24 Kasım 2007 Cumartesi

Benden susmamı isteme!


Kaos GL tarafından Türkçe'ye çevrilen ''Eşcinselliğin Utancı, Bu Utancın Aşılması, Gey ve Lezbiyen mutluluğu (mutsuzluğu)'' Valentino Minuto'nun hazırladığı bir makale ve şu cümleyle başlıyor; Benden susmamı isteme!

Bu yazı eşcinseller arasında sıkça rastlanan içselleştirilmiş homofobinin üzerine gidiyor ve sorguluyor, neden homofobik olabiliyoruz?

Uzun bir emek sonrası hazırlanmış ve Türkçe'ye çevrilmiş bu çalışmaya Kaos GL'nin anasayfasından(http://kaosgl.org) ve MorEl'in anasayfasında ''Dosyalar&Duyurular'' kısmından ulaşabilirsiniz!

18 Kasım 2007 Pazar

Kadına Şiddete Hayır!

MorEl'in de bir bileşeni olduğu Eskişehir Demokratik Kadın Platformu kadınlara uygulanan şiddeti 17 Kasım günü düzenledikleri bir basın açıklamasıyla kınadı. Açıklama şöyle;

Kadına yönelik şiddet dünyanın tüm toplumlarında yaygın olarak rastlanan bir şiddet türü. Kadınlara yönelik şiddet evrensel olmakla birlikte bir çok kadın etnik kökeni, sınıfı, kültürü, cinsiyeti, cinsel yönelimi, cinsiyet kimliği ya da HIV statüsü nedeniyle de hedef seçiliyor. Irak’ta bombalar altında bir anne ve çocuk ölüyor. Onlarca polis karakolunun işkencehanelerinde kadınlara işkence yapılıyor. Doğumdan ölüme kadar, savaş zamanında olduğu kadar barış zamanında da biz kadınlar, devlet, toplum ve ailelerimizin ellerinde şiddet ve ayrımcılığa maruz kalıyoruz. Dünyanın neresinde olursak olalım biz kadınların maruz kaldığı şiddetin her türüyle ülkemizde de karşı karşıyayız.
  • Aile içi şiddet ve namus cinayetleri artarak devam ediyor.

  • Yeni anayasa düzenlemeleri, kadınların mücadelesi sonucu kazanılan hakların gerisine düşerek cinsiyetçi bakış açısını toplumun her kesiminde daha da fazla hakim kılmaya çalışıyor.

  • Kamu personel yasası ve sosyal güvenlik yasası gibi yasalarla kadınlar kamusal alandan dışlanıyor.

  • Lamdaistanbul (LGBTT) dayanışma derneği hukuka ve ahlaka aykırı olma gerekçesiyle kapatılmaya çalışılıyor. Toplumun her kesiminde var olan homofobi ve transfobi devlet ve medya tarafından yaygınlaştırılarak nefret cinayetleri arttırılıyor.

  • Son günlerde gündeme gelen türban tartışması ile kadınlar “türbanlı” ve “türbansız” olarak saflaştırılıyor. Bu tartışmayla aslında erkek egemenliğinin kadınlar üzerindeki baskısı artırılıyor.

  • Kürt sorununda demokratik çözümden yana tavır alınmıyor. 24. sınır ötesi operasyon kardeş halkları birbirine düşman ediyor. Bu savaşta en çok acıyı çeken Kürt kadınlar hem ulusal hem cinsel kimliklerinden dolayı baskılanıyor. Türk ve Kürt analarının gözyaşları militarizmin oyunlarının sonucudur. Bütün savaşlar önce kadınları vuruyor.

Biz Eskişehir Demokratik Kadın Platformu olarak kadına yönelik her türlü şiddete karşı çıkıyoruz.

Oyunu bozuyoruz, erkek şiddetine hayır diyoruz!

Eskişehir’de bir kadın sığınma evi açılması üzerine geçen yıl başlattığımız kampanyamızın sonucunda yerel yönetimleri harekete geçirmiş bulunuyoruz.Kadına yönelik şiddetle mücadelenin önemli basamaklarından biri olan Kadın Danışma Merkezi’nin açılması için mücadelemize devam ediyoruz. Kadına yönelik şiddetle mücadelenin en önemli günlerinden biri olan “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma günü” için çalışmalarımıza bugünden başlıyor ve şiddeti görünür kılmak üzere bir kampanya başlatıyoruz:


17-18 Kasım, 24-25 Kasım ve 1-2 Aralık tarihlerinde Adalar Migros önünde standlarımızı açacağız. Şiddetin karşısında yükselecek seslerimizi birbirine katarak güçlendirebilmek için tüm kadınları mektup yazmaya davet ediyoruz. Mektuplarımızı paylaşabilmek için standlarımıza;

  • 23 Kasım 2007 Cuma günü Anadolu Üniversitesi Mavi Salon’da saat 12:00’da yapılacak olan panelimize;

  • 25 Kasım 2007 Pazar günü saat 14:00'da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Salonu’nda (Kızılay İş Merkezi Kat:5-Çarşı Tramvay Durağı arkası) yapılacak FilmMor “Kadına Yönelik Şiddet Belgeseli” gösterimi ve söyleşimize

mücadele ve dayanışmanın gücüne inanan tüm kadınları bekliyoruz!

Eskişehir Demokratik Kadın Platformu demokratikkadinplatformu@gmail.com

16 Kasım 2007 Cuma

Anayasa LGBTT Komisyonu* Kuruldu

Ülke düzeyinde Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti, Transeksüel (LGBTT) hakları hareketinin etkisini artırmak ve sivil anayasa sürecinde LGBTT örgütlerinin birlikte hareket edebilmesini sağlamak amacıyla, Antalya Gökkuşağı Eşcinsel Oluşumu, Kaos Gey-Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği, Kaos GL İzmir, KAOSİST Eşcinsel Sivil Toplum Girişimi, Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği, MorEl Eskişehir LGBTT Oluşumu, Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği olarak Anayasa LGBTT Komisyonu’nu oluşturduk.

Anayasa LGBTT Komisyonu olarak Sivil Anayasa hazırlık sürecini toplumla paylaşıldığı kadarıyla takip ediyoruz.

Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek ve Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat tarafından “toplumun her kesimini kapsayan bir anayasa” yapılacağı belirtiliyor. Bununla birlikte, Anayasa önerisinin Meclis’e sunulması öncesinde, “toplumun tüm kesimlerinden sağlanacak katkıların” beklendiği açıklanıyor. Uygar bir anayasa için toplumun her kesimini kapsama çabasının LGBTT bireyleri de kapsaması gerektiğini düşünüyoruz.

LGBTT örgütleri olarak, “Bu toplumda sadece heteroseksüeller yaşamıyor; biz de varız!” diyerek, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığının ortadan kaldırılması için söz hakkımızı kullanıyoruz.

LGBTT bireylerin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığı nedeniyle işlerinden çıkartılmaları, özel ve kamusal alanda psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalmaları, sosyal alandan tamamen dışlanmaları ve en temel hak olan yaşama hakkına yönelik saldırılara maruz kalmaları devam etmektedir.

LGBTT bireylerin dayanışması amacıyla kurulan derneklere "genel ahlaka aykırı olma" gerekçesiyle kapatma davaları açılmasıyla, LGBTT bireylerin örgütlenme ve ifade özgürlükleri engelleniyor. Her T.C. vatandaşı gibi demokratik, eşitlikçi ve özgür bir yaşam isteyen LGBTT bireylerin hakları mevcut koşullarda gereğince korunmuyor hatta hukuki olarak kendilerini savunmaktan bile yoksun bırakılmalarına yol açıyor.

Anayasa LGBTT Komisyonu olarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının tüm vatandaşların haklarını koruyan ve tüm ayrımcılıkları önleyici maddeleri içerecek şekilde Anayasa’nın “kanunlar önünde eşitlik”i düzenleyen 10. maddesine “cinsel yönelim” ve “cinsiyet kimliği” ibarelerinin eklenmesini istiyoruz.

Anayasa LGBTT Komisyonu
----------------------------------
*Anayasa LGBTT Komisyonu Sekretaryası
Kaos GL Derneği / Ankara
Lambdaistanbul LGBTT Derneği / İstanbul
lambda@lambdaistanbul.org

*Anayasa LGBTT Komisyonu’nu oluşturan örgütler;
Antalya Gökkuşağı Eşcinsel Oluşumu
Kaos GL Derneği
Kaos GL İzmir
KAOSİST Eşcinsel Sivil Toplum Girişimi
Lambdaistanbul LGBTT Derneği
Pembe Hayat LGBTT Derneği
MorEL Eskişehir LGBTT Oluşumu

4 Kasım 2007 Pazar

MorEl Etkinlikleri Devam Ediooo!


Mambo Italiano
Film Gösterimi*

Hepberaber film izliyor sonrasında sohbet ediyoruz, gösterime herkes davetlidir:)

Ne zaman:

8 Kasım 2007- Perşembe

Saat Kaçta:

19.00

Etkinliğe katılmak istiyorsanız bize ulaşın:

morel.eskisehir@gmail.com



*Mambo Italiano

Tür: Komedi
Yönetmen: Émile Gaudreault
Senaryo: Steve Galluccio, Émile Gaudreault
Dil: İngilizce, Ülke: Kanada
Süre: 88 dakika Yıl: 2003


Oyuncular: Luke Kirby, Ginette Reno, Paul Sorvino, Mary Walsh, Peter Miller, Claudia Ferri, Sophie Lorain, Tim Post, Tara Nicodemo, Pierrette Robitaille, Dino Tavarone, Mark Camacho, Michel Perron, Lou Vani, Diane Lavallée, Ellen David, Shaun Balbar, Matt Holland, Grace Bush-Vineberg, Matthew Gagnon, Lisa Bronwyn Moore, Michael Romano, Stephanie Vecchio, Stephan Perreault, Mathieu Major-Langevin, Richard Jutras, Giovanna Currabba, Silvio Orvieto, Pierre LeBlanc, France Arbour, Penny Mancuso, Gino Riccardo Arcaro, Paola Pagnotta, Marcello Pagnotta, Paul Hopkins, Gordon McCall, Ivana Bombardieri, Steve Galluccio, Lidia Russon, Franco Montesano, Leni Parker, Suzanna Lenir, Tony Tortorici, Michael Daniel Murphy, Jessica De Marco, Victoria Sanchez, Julie Tamiko Manning, Stéphane Archambault, Jerry Sprio, Alan West, James Berlingieri, Johnny Griffin, Gordon Masten

Özet: Mario ve Gino, 50'lerde İtalya'dan Kanada'ya, Montreal kentine göç etmişlerdir. Evlenmiş ve çocuk yapmışlar, ancak hala yeni dünyaya alışamamışlardır.

Bir gün oğulları Angelo'nun kendi evini tutmak istemesi, ailede kriz yaratır. Evlenene kadar böyle bir şey olacağını beklemeyen aile önce tedirgin olsa da, sonra Angelo'nun çocukluk arkadaşı olan Nino'yla beraber ev tutacağını öğrenince rahatlarlar. Ne de olsa Nino uzun zamandır tanıdıkları biridir ve mesleğinde saygın bir polistir.

Bu rahatlama, kısa zamanda kabusa dönecektir. Angelo ve Nino sadece aynı evi değil, aynı ilişkiyi de paylaşmaktadır. Oğullarıyla ilgili bu gerçeği farkeden aile, yaşadıkları şoku atlatır atlatmaz, italyan usülüyle bu işi çözmeye çalışacaktır.

Filmin Fragmanını izlemek için; http://www.youtube.com/watch?v=_CdaOHoQIIo

3 Kasım'da Gökkuşağı İçin Yürüdük!


3 Kasım günü Kamu Emekcileri Sendikasi (KESK), Turk Muhendis ve Mimarlar Odasi Birligi (TMMOB) ve Turk Tabipleri Birligi'nin (TTB) cagrisiyla gerceklestirilen mitingde LGBTT örgütler olarak “Savasa, Siddete, Nefrete Karsi – Gokkusagi Icin Yuruyoruz!” yazılı ortak pankartımızla yer aldık. 3 kasim mitingi, Ankara’nin en son 1 Mart tezkeresinin ardindan simdiye kadar gordugu her kesimden katilimin bulundugu, en gorkemli yuruyus oldu. Ali Erol'un 3 Kasım izlenimlerimden;

Ali Erol - Kaos GL

3 kasim ankara yuruyusumuzu coskuyla tamamladik. Kamu Emekcileri Sendikasi (KESK), Turk Muhendis ve Mimarlar Odasi Birligi (TMMOB) ve Turk Tabipleri Birligi'nin (TTB) cagrisiyla gerceklesen mitinge Kaos GL de cagrici orgutlere dahil olmasi icin davet edilmisti.

Kaos GL olarak cagrici orgutlere dahil olmamizin hemen ardindan tum lezbiyen, gey, biseksuel, travesti ve transeksuel bireyler ile derneklere mitinge ortak katilma cagrisi yaptik. KESK, TMMOB ve TTB’nin ev sahipliginde yapilan hazirlik toplantilarindan ve mitinge dair gelismelerden bilgileri duzenli olarak lgbt birey ve derneklerle paylastik.

3 kasim sabahi ankara, eskisehir ve istanbul’dan bir araya gelen lgbt bireylerin kaos gl’de bulusmasiyla baslayan cosku, dovizlerin yazilmasi, sloganlarin belirlenmesi ve ardindan gara yurunmesi, ordan hipodruma ulasilmasi ile iyice artti.

“Savasa, Siddete, Nefrete Karsi – Gokkusagi Icin Yuruyoruz!” yazili ortak pankartimiz, “Kaos GL – Lambdaistanbul – Morel Eskisehir LGBTT – Pembe Hayat LGBTT” imzasini tasiyordu. Gokkusagi bayraklarimiz haricinde, savas karsiti ve ozellikle “cinsel yonelim” ve “cinsiyet kimligi” acisindan anayasal esitlik talepli dovizler tasidik.

Militarist politika ve uygulamalarin toplumu ablukaya alma girisimi ve nefret soyleminin yayilmaya calisilmasindan oturu, esitlik, ozgurluk talepli bariscil ve izinli bir miting oldugu halde katilma konusunda cekinik ve geri duran pek cok insanin oldugu anlasiliyor. Buna ragmen hipodrumdan sihhiye meydanina akan insanlarin sayisi, coskusu ortaya koydu ki 3 kasim mitingi, ankara’nin en son 1 mart tezkeresinin ardindan simdiye kadar gordugu her kesimden katilimin bulundugu, en gorkemli yuruyus oldu.

Lezbiyen, gey, biseksuel, travesti ve transeksuel bireyler olarak, icinde bogulmaya calisildigimiz onca kaygiya ragmen buyuk bir cosku ile gokkusagi bayraginin altinda tum cesitliligimizle bir araya geldik ve “Ozgur, Demokratik ve Esit Turkiye" icin ortaklastik.
Anayasal esitlik icin cinsel yonelim taninsin!

KESK, TMMOB ve TTB’ye mitinge onculuk edip sorumluluk ustlendikleri icin tesekkur ediyoruz.