Translate

19 Aralık 2008 Cuma

Yaygınlaştırıyoruz, var mı diyeceğin!


Ozan Gezmiş - Eskişehir

Birleşmiş Milletler Fransa’nın öncülüğünde dünyada cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinden ötürü ayrımcılığa uğrayan, öldürülen insanlara karşı devletlerin ayrımcılığı önlemeleri yolunda bir bildiriyi ilan etme hazırlığında bu günlerde. Peki insan hakları mevzu olduğunda tıpkı bu bildiride de olduğu gibi hemen hemen her zaman çekimser ve sessiz kalan Türkiye devleti şu an lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transeksüel (LGBTT) yurttaşları için ne yapıyor ya da nelerin yapılmasına seyirci kalıyor?

Dün akşam Fox TV’de yine ve yeniden “eşcinsellik tedavi edilebilir bir hastalık mı?” konusu tartışıldı. Programın hazırlanma amacı, içeriği tamamen ön yargılarla bezenmiş ‘zaten hastalık da bakalım tedavi edebilecek miyiz’ gibi bir tema üzerineydi ve saldırı niteliğinde ağır hakaretlerle bezenmişti. Program boyunca LGBTT bireylere yönelik ırkçılık her türlü şekilde gözler önüne serildi. Tabiri caizse dünya aya çıkıyor, Türkiye’de ise hep çok sevip vazgeçmediğimiz ırkçılığa devam durumu.

Bu sefer programda dikkat çeken, göz ardı edilmemesi gereken önemli bir şey de vardı. O da ilk defa ulusal kanallardan birinde öznesi olduğumuz bir konuda LGBTT örgütlerinden temsilcilere de mikrofon uzatılmış olması. İyi ki de varlardı çünkü yoksa durum ne kadar çığırından çıkardı bilinmez. “Yürüyün hepsini ‘tedavi’ edelim, öldürelim” naralarını da duyabilirdik…

Programda öncelikle çok üzerinde durulan ve kafa karışıklığı yaratılan birkaç hususu aydınlatmak lazım. Keşke orada homofobik olmayan bir psikolog/psikiyatr olsa zaten en iyi şekilde izah da ederdi. Sürekli dile getirilen mevzu ‘tamam bu durumdan memnun olanlar olabilir ancak memnun olmayanlar var, onları da değiştirip(!) dönüştürürüz(!)’ sözde tezinin savunulmasıydı. Madem öyle, gelin bilimsel verilerle konuşalım. Tedavi edildiği düşünülen kişilerin istatiki bilgilerini yayınlayın, kaçı neye dönüşmüş kamuya açıklayın! Bu kişiler üzerinde hangi akıl almaz sözde tedavi eziyetlerini uyguladığınızı açıklayın, ama ilk önce Emine Şenlikoğlu’nun da programa bağlanıp övünerek anlattığı gibi LGBTT bireylerin duygusal hislerini baskılayarak kişileri cinsellikten nasıl soğuttuğunuzu ve psikolojilerini nasıl bozduğunuzu hep bir ağızdan itiraf edin. Buna sizin oralarda ne deniyor bilmiyoruz ama burada evrensel hukukta ırkçılık deniyor.

Varoluşlarını yaşamaları önündeki sıkıntıları aşmaları için LGBTT bireylere yardımcı olması gereken profesyonel psikologlar, bunun iki çeşidi var yok bilmem kaç çeşidi var ve bir kısmını tedavi ederim ve bu tedaviyle de cinsellikten soğuturum diyemez. Bu düpedüz insan doğasına müdahaledir. Bu, bir dönem Nazi’lerin yaptığı insanlık dışı deneylerde LGBTT bireylere uygulanan elektrikli şok tedavileri(!), buzlu küvetlerde boğmaca v.b uygulamalar gibi bir sapkınlıktır ve suçtur. Evet, sapkınlık ve suç işte tam da budur! Peki nedir bu bazı psikologları eşcinseller de çeşit çeşit diyerek tedaviye götüren olgu? Yeterince araştırma yapmayan/yapamayan bu psikologlar eğer azıcık okusalar ya da gözlemleseler fark edecekler ki toplumsal baskıları hayatında çok yoğun hisseden biseksüel, gey, lezbiyen veya trans bir bireyin kendisini yanlış ve yalnız hissetmesinden ötürü yardım talep etmesi çok şaşırılacak bir durum değildir. Unutmayalım her LGBTT birey doğuştan süper bilinçle ve kabullenmeyle yeryüzüne inmiyor.

Burada göz ardı edilen diğer bir nokta ise tüm dünyada ve Türkiye’de de hep yok sayılan biseksüellerin de olduğu gerçeğidir. Biseksüel tanımsal olarak hem kendi cinsine hem de karşı cinsine yönelen kişi demektir. Yani örneğin biseksüel bir erkek bir kadına da aşık olabilir, yönelebilir ya da bir erkeğe de. Eğer sözde uzman olan kişi biseksüel bireyi hem cinsinden soğutma yöntemine giderse kişi hayatının geri kalanını karşı cinsine dönük geçirebilir. Görünüşte kişinin yönelimi değiştirilmiş gibi algılanabilir fakat şunu unutmamak gerekir ki kişinin hayatı boyunca hiçbir zaman kendi cinsine dönük ilgisi yok olmaz, yani hisleri yok edilemez sadece baskılanır dolayısıyla da bu kişi hiçbir zaman heteroseksüel olmaz. Varoluşunu yaşama yönünde kendi cinsine dönük kısmını bastırmış bir biseksüel olarak karşı cinsine yönelimi devam eder ve isterse evlenir, çocuk da yapar…

Her şeyin özünde çok temel bir mesele söz konusu aslında. Bu yazıyı okuyan kimileri ne güzel işte karşı cinsine yönelsin, madem mümkün diyor olabilir ancak bu tam da gayr-i ahlaki bir durum! Uzmanların, kişilerin varoluşlarını baskılamaya veya yok etmeye çalışmaya hiçbir zaman hakları yoktur. Burada etik olan kişinin varoluşunun ayırtına varmasına ve bunu gerçekleştirmesine yardımcı olmaktır. Ancak ve ancak tarafsız olarak doğru bilgilerin sunulmasıyla kişi kendi yönelimini keşfedebilir ve yine baskıdan uzak bunu istediği şekilde gerçekleştirebilir…

Bir diğer tartışılan konu da sözde yaygınlaştırma iddiasıydı. Emine Şenlikoğlu’nun mistik ayinleriyle sonradan heteroseksüel olduğuna inanılan ve yüzü gösterilmeyen bir kişiyle Kadir Çelik röportaj gerçekleştirmiş. “Eşcinselliği sana ilk bulaştıran kişiden intikam mı almak istedin?” gibi sorular eşliğinde, Hollywood filmlerini aratmayacak cinsten kurgusu yüksek, kötü bir dedektif filmi tadında bu röportajla da etrafa saçıyorlar bu illeti gibi akıldışı, bilimdışı, insanlık dışı bir yere varılmaya çalışıldı. Durdurun bu tragedyayı, yeter artık bu kadarı da olmaz diye eminim birçok izleyici izlerken çıldırmıştır…

Bir erkeğin bir erkeği, bir kadının bir kadını sevmesiyle veya kişinin kendisini hissettiği cinsiyet de yaşamasıyla nasıl bir şey, ne bulaşıyor? Aşk mı, sevgi mi bulaşan şey? İnsanca yaşamak, varoluşunu gerçekleştirmek mi bulaşan şey? Temelde kişinin istediği kişiyi sevmesi ve ona yönelik ilgi göstermesi olarak mevzuyu anlayabilsek ve kimi sevdiğimin cinsiyeti neden bu kadar önemli? Ya da hangi cinsiyetde olduğumuz ne fark eder diyebilsek…

Azıcık size de “insanlık sevgisi” bulaştırsak ne dersiniz?

Ben özgürlüğü, insan haklarını, sevmeyi, sevgiyi yaygınlaştırıyorum, şimdi söyleyin var mı diyeceğiniz?

18 Aralık 2008 Perşembe

LGBT Hakları Platformu Basın Açıklaması, 18 Aralık 2008

Eğer kabul edilirse, LGBT (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transeksüel) sorunları üzerine en önemli duyurulardan birisi BM Genel Kurulu’nda bugün ile 20 Aralık arası bir tarihte yayınlanacak.

Eğer açıklamanın yayınlanmasına izin verilirse, eşcinsel eylemlerin suç olmaktan çıkarılması çağrısı yapılacak. Açıklamada aynı zamanda cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği bazlı ayrımcılık da kınanacak.

Her ne kadar bu açıklamanın bağlayıcılığı olmasa da homofobiye ve de cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine karşı ayrımcılığa karşı mücadelede önemli bir adım olacağını düşünüyoruz.

Bizler Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni Birleşmiş Milletler LGBT İnsan Hakları Duyurusu’na destek olması ve de aşağıda belirtilen hususları dikkate almasını talep ediyoruz:

1- Avrupa Birliği’ne üyelik başvurusu yapmış ülkeler arasında bu duyuruya imza atmayı reddetmiş tek ülke Türkiye’dir. Duyuru taslağını imzalayan AB adayı veya adaylık yapmış ülkeler şunlardır: Bosna Hersek, Hırvatistan, Karabağ, Sırbistan ve Makedonya. Avrupa Birliği kuruluş felsefesi insanların varoluş hakkına, özgürlüğe, demokrasiye, eşitliğe, kanunların hükmüne ve de insan haklarına saygıya dayanmaktadır. Bizler Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nden, AB’nin temel kuruluş prensiplerinden birisi olan herkesin insan haklarını korumasını ve de bunu teşvik etmesini cinsel yönelim veya cinsiyet kimliği ayrımı yapmadan sağlamasını talep ediyoruz.

2- IGLHRC’nin (Uluslararası Gey ve Lezbiyen İnsan Hakları Komisyonu) yayınladığı bir açıklamaya göre İslam Konferansı Örgütü bu insan hakları duyurusu protesto eden Vatikan’a destek verecek. İslam Konferansı Örgütü genel sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Türkiye’den olduğu göz önünde tutulacak olursa bizler de Genel Sekreter’in LGBT konusunda bu organizasyonun pozisyonunu gözden geçirmesi çağrısı yapıyoruz.

3- Bizler Türkiyeli LGBT topluluğu ve örgütleri olarak, herkesin eşit haklara sahip olacağı daha iyi bir dünya için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin homofobiyi reddetmesini talep ediyoruz.

LGBT Hakları Platformu

İzmir Travesti ve Transeksüel İnisiyatifi

Kaos GL Derneği

Kaos GL İzmir

Lambda İstanbul LGBT Dayanışma Derneği

Mor EL Eskişehir LGBT Oluşumu

Pembe Hayat LGBT Dayanışma Derneği

Piramid LGBT Diyarbakır Oluşumu

10 Aralık 2008 Çarşamba

Gerçek eşitlik, anayasal güvence istiyoruz!


Gerçek eşitlik, anayasal güvence istiyoruz!

Basına ve Kamuoyuna;

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nca kabulünün 60. yıldönümü olan bu gün, yüzyıllar boyunca süren bir mücadelenin sonucunda, insanların doğuştan ve eşit bir biçimde sahip oldukları hakları ifade eden uluslararası bir belgenin kabul edilişinin kutlandığı, insanlık tarihinin önemli bir kilometre taşıdır.


İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, tüm dünya devletleri tarafından ortak değerler olarak kabul edilen insan hakları ilkelerini yansıtmaktadır. Beyanname, tüm insanların hiçbir ayrım gözetilmeksizin yalnızca insan oluşlarından dolayı eşit, özgür ve onurlu yaşama hakkına sahip olduğunu ilan etmektedir. Buna göre herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka bir görüş, doğuş, tabiiyet, servet ya da benzeri başka bir statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin bu beyannamede ileri sürülen tüm hak ve özgürlüklerden eşit bir şekilde istifade eder.

Peki Dünya İnsan Hakları Günü’nün 60.yılında, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığı?

Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayırımcılığı yasağı, Türkiye hukukunda yer almamaktadır. Türkiyedeki tüm lgbtt* bireyler maruz kaldıkları ayrımcılık karşısında yasal bir mücadele zemini bulamamaktadır.

1982 Tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında, eşcinsellik veya cinsel yönelim konusunda olumlu ya da olumsuz bir düzenleme bulunmamaktadır. Eşitliğe ilişkin genel düzenleyici hüküm 10. Madde’de düzenlenmiştir. Buna göre; “dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep” gibi ayırımcılık sebeplerine açıkça yer verildiği halde “cinsel yönelim” ve “cinsiyet kimliği” olgusuna yer verilmemektedir! Ancak madde metninde belirtilen “…ve benzeri sebeplerle” ibaresi geniş yorumlanarak cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayırımcılığı da bu madde kapsamında değerlendirilebilmesi gerekirken bugüne kadar bu madde lgbtt bireylerin maruz kaldıkları ayrımcılıklar için hiçbir zaman uygulanmamıştır.

Bugün Dünya İnsan Hakları Günü’nde de LGBTT bireylerin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığı nedeniyle işlerinden çıkartılmaları, özel ve kamusal alanda psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalmaları, sosyal alandan tamamen dışlanmaları ve en temel hak olan yaşama hakkına yönelik saldırılara maruz kalmaları devam etmektedir.

Bu nedenlerle, LGBTT bireylerin daha fazla insan hakları ihlallerine maruz kalmamaları için hükümet tarafından gerekli her türlü adım atılmalıdır!

Bir kez daha talebimizi yineliyoruz;

Bir an önce anayasanın eşitlik maddesine “cinsel yönelim” ve “cinsiyet kimliği” ibareleri eklenmelidir!


LGBTT Hakları Platformu:


İzmir Travesti ve Transseksüel İnsiyatifi
Kaos GL Derneği
Kaos GL İzmir Oluşumu
Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği
MorEL Eskişehir LGBTT Oluşumu
Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği
Piramid LGBTT Diyarbakır Oluşumu

*lezbiyen, gey, biseksüel, travesti, transeksüel



26 Kasım 2008 Çarşamba

1 Aralık Dünya Aids Günü dolayısıyla hepberaber film izliyoruz!


...MorEl Etkinlikleri...

Philadelphia
Film Gösterimi*


1 Aralık Dünya Aids Günü dolayısıyla hepberaber film izliyor sonrasında sohbet ediyor, HIV+/AIDS hakkında konuşuyoruz...

Ne zaman:
1 Aralık 2008-Pazartesi
Saat Kaçta:
18.30
Nerede:
KESK Toplantı Salonu
İki Eylül Cad. Kızılay İş Merkezi 5.Kat
(Çarşı Tramvay Durağı Arkası)
İletişim İçin:
Pelin(05065745863)

*Philadelphia
Yönetmen: Jonathan Demme
Senaryo Yazarı: Ron Nyswaner
Tür: Dram
Oyuncular: Tom Hanks, Denzel Washington, Antonio Banderas, Mary Steenburgen, Jason Robards, Tracey Walter, Joanne Woodward
Süre: 2 saat, 08 dk.


Umut vaat eden genç bir avukat olan Andrew Beckett (Tom Hanks) çalıştığı prestij sahibi hukuk bürosundan kovulunca kariyeri birden bitme noktasına gelir. Onda birşeylerin eksik olduğu söylense de Andrew bunun nedeninin AIDS olmasından kaynaklandığını bilir. Şerefini ve profesyonel kariyerini savunmakta kararlı olan Andrew, eski patronlarını hatalı işten çıkarmaktan dava etmek üzere, küçük şahsi tazminat davalarına bakan bir avukat olan Joe Miller'ı (Denzel Washington) tutar. Joe ilk başta bu davayı üstlenmekte isteksizdir. Önyargının sonuçlarının acılarını bilerek yetişmesine rağmen, asla eşcinselliğe ve AIDS'e karşı kendi önyargılarıyla yüzleşmek zorunda kalmamıştır... Şimdiye kadar.
İki adam toplumun vurdumduymazlığına ve hoşgörüsüne karşı oldukça hareketli tarihi bir mücadeleyi başlatırlar. Adamlardan biri şöhreti, hayatı ve esas olarak adalet için savaşır, diğeri ise kendisinin ve toplumun önyargıları ile korkularının üstesinden gelmek için savaşır. Ve her ikisi de eşsiz derecede önemli birşey için savaşırlar.

morel.eskisehir@gmail.com
http://mor-el.org/

25 Kasım 2008 Salı

25 kasım Kadına yönelik şiddete son!

MorEl'in de bir bileşeni olduğu Eskişehir Demokratik Kadın Platformu 25 kasımda ve öncesinde de performans gösterileri, meşaleli yürüyüş ile halkın ve basının büyük ilgisini çekti, yoğun katılımın olduğu eylemde tüm kadınlar şiddete hayır dediler. basın metninin tamamı ise;

Basına ve Kamuoyuna

Hepimiz özgür olana kadar kadınlar susmayacak!

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Ve Dayanışma Günü’nde yaşanılan şiddeti görünür kılmak ve şiddete son demek için biz kadınlar şiddet uygulayıcılarına haykırıyoruz! Devlet bazlı şiddetin en önemli örneği olan ve bugünün özel bir gün olarak anılması; bilindiği üzere Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele eden Mirabel kız kardeşlerin katledilişlerinin yıldönümü olmasıdır. Daha kaç kadının katledilmesi gerek, soruyoruz! Şiddete karşı verdiğimiz mücadeleyi, şiddet son bulana dek sürdüreceğiz.

Her 3 saniyede bir çığlık!

Dünyanın tüm toplumlarında yaygın olarak rastlanan bir şiddet türü olan kadına yönelik şiddet evrensel olmakla birlikte birçok kadın etnik kökeni, sınıfı, cinsiyeti, cinsel yönelimi, cinsiyet kimliği ya da HIV statüsü nedeniyle de hedef seçiliyor. Verilere göre; "Kişiler arası şiddet, 15-44 yaş arası kadınların ölüm nedenleri arasında 10. sırada yer almakta. Dünyada her 3 kadından biri yaşamı boyunca en az bir kez dövülüyor, cinsel ilişkiye zorlanıyor veya taciz ediliyor Aile içi şiddet ve namus cinayetleri artarak devam ediyor. Namus cinayetlerini “bilinçli intihar” olarak adlandırmak namus cinayetlerinin üzerini kapatmak ayrıca intihara zorlamayı da meşrulaştırmaktır.
Her 3 saniyede bir şiddete maruz kalan bir kadının çığlığı bu konuda acilen tüm dünya insanlarının şiddetin son bulması için harekete geçmesi gerektiğini söylemektedir.

Cinsiyet eşitsizliği sorunu Türkiye’nin en önemli sorunlarındandır!


Türkiye’de ise kadına yönelik şiddet çok çeşitlidir. Kadına yönelik şiddet, etnik köken, cinsel yönelim, dini inanç vb nedenli diğer ayrımcılık uygulamalarıyla üstüste binerek ve silahlı çatışma ve yoksulluk gibi diğer sosyal sorunlardan etkilenerek ağırlaşmaktadır. Yine verilere göre; Türkiye'de sadece kayıtlara geçmiş 72 bin 643 kadına yönelik şiddet içerikli saldırı bilgisi var. ‘Dünya Ekonomik Forumu, 2008 Cinsiyet Uçurumu Raporu’ yayımlandı ve bu rapora göre kadın erkek eşitliğinde Türkiye 123. Sıradadır. Kadınların tamamına yakını hayatlarında en az bir defa cinsiyet temelli ayrımcılığa uğruyor. Parlamento'da kadın milletvekili oranı yüzde dokuz, çalışma yaşamına katılan kadın oranı yüzde 24, namus cinayetlerinin tamamı kadınlara yönelik. Resmi rakamlara göre 2007 yılında bir önceki yıla göre töre/namus cinayetlerinde bir artış söz konusu. Kadınların şiddete uğradıklarında başvurabilecekleri, bilgi ve destek alabilecekleri kamuya ait merkezlerin sayısı 65-70’i bulmamaktadır. Bunlar toplum merkezleri, aile danışma merkezleri ve bazı belediyelerin kadın merkezlerinden oluşmaktadır. Hukukçuların oluşturduğu hukuksal danışmanlık destekleriyle kadın kuruluşlarının kurduğu kadın danışma merkezlerinin sayısı da 40 dolayındadır. Bunlar yeterli değildir, yılda en az 3 sığınmaevi açılmalıdır. Eskişehir Kadın Sorunları Danışma ve Dayanışma Birimi'ne ise 8 ay içinde şiddet mağduru 40 kadın başvurmuştur.

Militarizm kadınları vuruyor!

Kürt sorununda demokratik çözümden yana tavır alınmıyor. Kardeş halkları birbirine düşman ediliyor. Bu savaşta en çok acıyı çeken Kürt kadınlar, hem ulusal hem cinsel kimliklerinden dolayı baskılanıyor. Türk ve Kürt kadınlarının gözyaşları militarizmin oyunlarının sonucudur. Bütün savaşlar önce kadınları vurmuştur. Operasyonlarla artan baskılar son bulmalıdır. Kürt kadınlar gibi Ortadoğu’lu kadınlarda bölgelerindeki savaşlarda ganimet olarak görülüp işkence, taciz ve tecavüzle beraber yıldırma politikalarıyla karşı karşıya kalıyorlar. Filistin’de, Irak’ta, Lübnan’da ve daha pek çok yerde kadınlar askerlerin seks kölesi haline getirilmekte, fuhşa sürüklenmekte, kaçırılmakta ve yakılmaktadır. Savaşlar biran önce bitmeli ve kadınların bedenlerinden militarizm elini çekmelidir.

Eşcinsellere, transeksuel ve travestilere yonelik nefret saldirilari ve cinayetleri politiktir!

Travesti ve transseksüel kadınların en temel insan haklarından biri olan barınma hakkı, evlere gece yarıları baskınlar yapılarak; hedef gösterilip, eli silahlı/sopalı erkeklik bekçileri tarafından evlerden atılarak ya da cinsel kimliği nedeniyle mülkiyet edinme hakkından mahrum bırakılarak, alınmaktadır. homofobi ve transfobi, devlet ve medya tutumu ile nefret cinayetleri arttırılıyor! Henüz 10 gün önce Ankara'da transseksuel kadin arkadasimiz Dilek Ince, otomobili icinde silahli saldiriya ugrayarak pompalı silah ile katledildi. Dilek Ince Eryaman olaylarinin magduru ve ayni zamanda da taniklarindan birisiydi.

Yok sayılmak en büyük şiddettir!

Kamusal ve özel alanda baskılanan, ayrımcılığa uğrayan, dışlanan eşcinsel ve biseksüel kadınlar, cinsel yönelimleri nedeniyle yok sayılmaktadır. Türkiye’de Şiddetin her türlüsünün yaşatıldığı lezbiyenlerin ve biseksüel kadınların %100’ü psikolojik şiddet görmektedirler! zorla evlendirilme, fantezi ögesi olarak algılanma ve davranılma, eve kapatılma gibi şiddet durumlarına da maruz kalmaktadırlar. Lambdaİstanbul Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti ve Transseksüel Dayanışma Derneğimiz hakkında, “hukuka, ahlaka ve Türk aile yapısına aykırı”lık gerekçesiyle kapatılma kararını, “Genel ahlaka aykırılık” gerekçesiyle, örgütlenme hakkının engellenmesi, demokratik bir toplumda olmaması gereken bir durumdur. Nefret cinayetlerinde, “tahrik”in hafifletici unsur olması gibi bir uygulamayı, insanlık adına verilen hiçbir hukuki karara yakıştırmıyoruz.

TAKİPÇİSİYİZ

- İzmit’te çıktığı barış yolculuğu yarıda kalan, tecavüz edilerek öldürülen Pipa Bacca’nın davası devam etmektedir. İlk davası tercüman olmadığı için ertelenmiştir. Yargı sürecinde de yeterli ciddiyetle ele alınmamaktadır. Davanın takipçisi olacağız.

- Lambdaİstanbul Lgbtt Derneği’nin kapatılma davası temyizde, bugün görülen duruşmaya göre bir ay içerisinde 7.yargıtay kararını açıklayacaktır. Cinsel yöneliminden dolayı bireylere ayrımcılık uygulanmakta ve örgütlenme hakkına engel olunmaktadır. Davanın takipçisi olacağız.

- Tacize ve Tecavüze Son İnsiyatif’inden bir kadın arkadaşımızın davasının ikinci duruşması 29 Ocak’tadır. İlk dava da olduğu gibi ikincisinde de orada olacağız.

- Eskişehir’deki sığınma evinde bu yıl yetersiz güvenlik ve sağlık hizmetleri yüzünden bir kadın intihar etmiştir. Kadın Danışma merkezi açılmasında ve devam eden sığınma evlerinde yaşananlara dair takipçi olmaya devam edeceğiz.

YANINDAYIZ

İstanbul’da DESA fabrikasında çalışan ve Deri-İş Sendikası’na üye olduğu için işten çıkarılan Emine Aslan grevini ve direnişini sürdürürken ailesine ve kendisine yönelik tehdit ve baskılarla karşılaşmıştır. Emine Aslan’ın direnişinde kadın örgütleri olarak yanında olacağız. Geçen yıl Novamed grevi nasıl kazanımla sonuçlandıysa bundan sonraki direnişlerimizdeki umut da aynıdır ve mücadelemiz devam edecektir.

TALEPLERİMİZ

· -Namus cinayetleri madde 82’de nitelikli insan öldürme olarak sınıflandırılmalı ve ‘haksız tahrik’e ilişkin tüm bahisler gerekçeden çıkartılmalıdır. Haksız tahrik indirimi kadınların şikayetçi olmasını ve yaşanılan olayların teşhir edilmesinin önünde engel olarak durmaktadır.

· Anayasanın 10.maddesi ayrımcılık maddesine; Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği eklenmeli, önyargılar ve genel ahlak gerekçesiyle örgütlerin kapatılmasına ilişkin hukuka aykırı uygulamalar son bulmalıdır. Eşcinsellere yönelik işlenen nefret cinayetlerinde tahrik hafifletici unsur olmaktan çıkarılmalı, yargı organları eşcinsellere karşı önyargılarından arınmalıdır.

· Hükümet, Kadın Sığınakları ve Toplum Merkezleri kurma ve işletme sorumluluğunu taşımayı sürdürmelidir. Kadın danışma merkezleri biran önce açılmalıdır.

· 14 yaşındaki kız çocuğuna tecavüzde işlenen suçun şikayete bağlı hale getirilmesi çabası Hüseyin Üzmez’in kurtarılması operasyonunu bir parçası olmuştur. Kamuoyu baskısı ve kadın örgütlerinin tepkileri sebebiyle hayata geçirilememiştir. Yasalar tecavüzcülerin ve tacizcilerin yanında yer almamalıdır.

· Kadınları başörtülü ve başörtüsüz olarak ikiye ayırmaya çalışan, bedenimize, kıyafetimize karışan erkek egemenliğine karşı inancımızı da düşüncelerimizi de istediğimiz gibi yaşama hakkına sahibiz. Bu tartışmaları ancak biz kadınlar yürütürüz.

· Mücadele eden, politik kadınlara uygulanan baskı ve gözaltındaki kötü muameleler, taciz ve tecavüzler son bulmalıdır.

· Kamu personel yasası ve sosyal güvenlik yasası gibi yasalarla kadınlar kamusal alandan dışlanıyor. Sosyal güvenlik yasasındaki erken emeklilik ve sağlık güvencesinden erken yaşta men edilme çalışma alanlarımızı azaltmakta, çalışma koşullarımızı zorlaştırmakta ve bizi eve mahkum etmektedir. Sosyal güvenlik yasasındaki bu konulara dair yer alan ibareler değişmelidir.

· Hükümetin son yaptığı zamlarla beraber kadınlar üzerindeki ekonomik şiddet artmış, hayatımızı idame ettirmemiz zorlaşmıştır. Elektrik ve doğalgaza yapılan zamlar geri çekilmeli ekonomik baskı ortadan kalkmalıdır.

Biz Eskişehir Demokratik Kadın Platformu olarak kadına yönelik her türlü şiddete karşı çıkıyoruz.
Bizler, mücadele ve dayanışma inancının bir araya getirdiği kadınlar olarak, her türlü ayrımcı uygulamaya karşı çıkıyoruz.

CİNSEL SALDIRILARA, ERKEK ŞİDDETİNE, MİLİTARİZME, AYRIMCI YASALARA KARŞI YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI.

ESKİŞEHİR DEMOKRATİK KADIN PLATFORMU

eylemde atılan sloaganlar ise şöyle idi;
-Kimsenin Namusu Olmayacağız
-Cinsel, Ulusal, Sınıfsal Sömürüye Son
-Geceleri de, Sokakları da İstiyoruz
-Kadınlar Sokağa, Eyleme Özgürleşmeye
-Yaşasın Kadın Mücadelesi
-Erkek Vuruyor, Devlet Koruyor
-Namus Cinayetlerine, Tecavüze, Tacize Son
-Namus Cinayetlerine Son
-Ortadoğulu Kadınlar Yalnız Değildir
-Eteğim Tacizine Davetiye Değildir
-Gözaltında Tacize, Tecavüze Son
-Kadınlar El Ele Mücadeleye
-Kadınlar Özgürlük Örgütlü Güçte
-Mezar Değil Dünyayı İstiyoruz
-Vardık, Varız, Varolacağız
-Kadınlar Savaş İstemiyor
-Şiddetin Kölesi Olmayacağız
-Kadınız Özgürlüğümüzü İstiyoruz
-Mezar Değil Sığınmaevi İstiyoruz
-Kadına Yönelik Şiddete Son
-Bedenimiz, Emeğimiz, Kimliğimiz Bizimdir
-Erkek Vahşetinin Kurbanları Biz Kadınlarız, Hesabını Soracağız
-Gelsin Baba, Gelsin Koca, Gelsin Polis. İnadına İsyan, İnadına Özgürlük
-Karanlığa Teslim Olmayacağız.
-Krizin Şiddetine Dur Diyeceğiz..
-Sağlık Hakkımız, Söke Söke Alırız.
-Eğitim Hakımız, Söke Söke Alırız..
-Homofobiye
Trasfobiye
Cinsiyetçiliğe Hayır! Ne istiyoruz? –özgürlük !
Militarizme
Devlet şiddetine
-Baskı şiddet ahlaksa biz ahlaksız.
-Lezbiyenler vardır!

23 Kasım 2008 Pazar

Susma, Haykır; Lambda Kapatılamaz! Örgütlenme Hakkımız Engellenemez!

GÜN BU GÜNDÜR DOSTLAR!
Lambdaistanbul LGBTT Dayanisma Dernegi’nin tamam mi, devam mi kararinin verilecegi dava, Ankara’da Yargitay 7. Hukuk Dairesi’nde 25 Kasim Sali gunu saat 9.40’da gorulecek.
2007 Temmuz ayindan bu yana yilan hikayesine donuserek devam eden kapatilma davasi surecinde artik son virajdayiz. Lezbiyen, gey, biseksuel, travesti, transseksuel bireyler olarak, yasamakta oldugumuz ayrimciliklara karsi mucadele yurutmemiz, orgutlenmemiz bilirkisinin lehimize verdigi rapora ragmen Istanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce ahlaksizlik olarak yorumlanmis olsa da, Yargitay’da gorulecek davada, bu buyuk hatanin duzeltilecegini umuyoruz. Yasadigimiz ayrimciliklara karsi yilmadigimizin, yilmayacagimizin bir kanitidir dayanismamiz. Bizi ahlaksiz gostermeye calisanlara cevabimizi, birbirimize sahip cikarak verelim!
herkesi duruşmaya gelmeye davet ediyoruz.



BASIN AÇIKLAMASINA ÇAĞRI
Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği hakkında, 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin vermiş olduğu kapatılma kararının bozulacağı ya da onanacağı dava, Ankara’da Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nde 25 Kasım Salı günü saat 9.40’da görülecek.

Karar sonrası, saat 17.00’de Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde LGBTT Hakları Platformu bileşeni örgütlerin katılımıyla basın açıklaması yapılacaktır. Siz değerli basın mensupları davetlidir.

LGBTT Hakları Platformu
İzmir Travesti ve Transseksüel İnsiyatifi
Kaos GL Derneği
Kaos GL İzmir Oluşumu
Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği
MorEL Eskişehir LGBTT Oluşumu
Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği
Piramid LGBTT Diyarbakır Oluşumu

Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği
Katip Çelebi Mah. Tel Sok. 28/5 Beyoğlu-İstanbul
İrtibat:Haziran: 0538 985 8376 , Erinç: 0536 366 10 67 www.lambdaistanbul.org lambda@lambdaistanbul.org
Ofis Tel: 0212 245 70 68
Danisma Hatti: 0212 244 57 62 Her gün 15.00-20.00 saatleri arasında açığız.

Eskişehir'de kadına yönelik şiddet raporu açıklandı!

22 kasım'da Eskişehir Demokratik Kadın Platformu, KESK'de şiddet raporu açıkladı. Tam metin ise şöyle;
BASINA VE KAMUOYUNA
Eskişehir Demokratik Kadın Platformu olarak bizler 10 yılı aşkın bir süredir, kadınların yaşadığı sorunları, erkek egemenliğini, ayrımcılığı, kadına yönelik şiddet olaylarını, cinsel taciz ve tecavüz olaylarını gündemleştirmeye, bunlara karşı mücadele etmeye ve kadın dayanışmasını büyütmeye çalışıyoruz.


Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dayanışma Ve Mücadele Günü olan 25 Kasım arifesinde kentimizde yaşanan Kadına Yönelik Şiddet olaylarının hatırlanması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü yaşanan kadına yönelik şiddet olayları hatırlandıkça ve hatırlatıldıkça bunların engellenmesi için mücadele edilebilir.

Eskişehir Demokratik Kadın Platformu olarak bizler, bundan böyle her 25 Kasım öncesinde yıl içinde kentimizde yaşanan kadına yönelik şiddet olaylarını bir rapor halinde kamuoyuna sunacağız, toplumun bu konuda hafızası olacağız.

25 KASIM 2007–25 KASIM 2008 TARİHLERİ ARASINDA ESKİŞEHİR’DE KADINA YÖNELİK ŞİDDET OLAYLARI RAPORU

Eskişehir de birebir platformumuza gelen olaylar ile basın da çıkan kadına yönelik şiddet olaylarının bir kısmının dökümü aşağıdadır:
—18.02.2008 tarihli gazete haberine göre, evli bir çift ev sahiplerini 52 yerinden bıçaklayarak öldürmüş, ev sahibinin küçük yaştaki kızına erkek olan şüpheli, eşinin yardımıyla tecavüz etmiştir. Olayın yargılamasına devam edilmektedir.
— 07.03.2008 akşamı üç kişi, üç üniversite öğrencisi kadına cinsel saldırıda bulunmuş, kadınları zorla arabaya bindirmeye çalışmıştır. Kadınların şikâyeti sonrasında kişiler yakalanmış, yargılanmış ve sadece bir kişi ceza alınmıştır.
— 08.03.2008 tarihinde 8 Mart Kadınlar Günü sebebiyle gerçekleşen basın açıklamasının ardından, polis bir kadını takip etmiş ve psikolojik şiddet uygulamıştır.
—07.04.2008 tarihinde Yeni Bağlar Mahallesi’nde kadına tacizde bulunan şüpheli, verilen eşkâl doğrultusunda yapılan arama çalışmaları sonucunda Yeşiltepe Mahallesi'ndeki evinde yakalanmıştır.
— 20.04.2008 tarihinde Eskişehir’in Büyükdere Mahallesi’ndeki evinden çıkan platform üyesi bir kadın, iki kişinin cinsel saldırısına ve tecavüz girişimine maruz kalmıştır. Olayın yasal süreçleri devam etmektedir.
—13.06.2008 tarihinde Eskişehir Osmangazi Üniversitesi öğrencisi bir kadın ile Anadolu Üniversitesi öğrencisi başka bir kadına teşhircilik yaparak cinsel tacizde bulunan bir kişi polis tarafından yakalanmış ve hakkında yasal işlem yapılmıştır.
—21.07.2008 tarihinde bir kişi cinsel saldırıya uğradığı iddiasıyla güvenlik güçlerine başvurmuştur. Bu kişi jandarmaya verdiği ifadesinde, bir kişinin kendisini evinini önünden silahla zoruyla kaçırarak, Ağapınar Mahallesi'ndeki bir akaryakıt istasyonunda tecavüz ettiğini ve evine götürdüğünü söylemiştir.
—04.11.2008 tarihinde Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde bir kadın eski eşinin tecavüzüne uğramıştır. Saldırgan yakalanmıştır.
—Geçen sene Ramazan ayında Çarşı Karakolunun karşısında, iki kadın bir erkeğin saldırısına maruz kalmıştır. Olay sonrası kadınlar oruç tutmuyorlar diye karakolda psikolojik şiddete uğramışlardır. Olayın davası halen devam etmektedir
—Osmangazi Tıp Fakültesinin karşısında 2 erkek 1 kadına tecavüze teşebbüs etmiş, ardından da kaçmıştır. Tecavüz girişimcileri yakalanamamıştır.

—Tanıdığı bir erkeğin tecavüzüne uğrayan genç kadının davası halen devam etmektedir.
—İstanbul-Eskişehir seferinde yapan trende bir kadın taciz edilmiş, saldırgan yakalanmıştır.

18 Kasım 2008 Salı

20 KASIM HAYATINI KAYBEDEN TRANSEKSÜELLERİ ANMA GÜNÜ ETKİNLİKLERİ

20 KASIM PERŞEMBE 15:00

BASIN AÇIKLAMASI

YÜKSEL CADDESİ İNSAN HAKLARI ANITI ÖNÜ ANKARA

21 KASIM CUMA 13.00–15.30

Söyleşi:“Transseksüel Kimlik ve Toplumsal Cinsiyet”

SBF 221 NOLU DERSLİK – CEBECİ KAMPUSU

A.Ü. KADIN ÇALIŞMALARI ANABİLİM DALI & PEMBE HAYAT LGBTT DERNEĞİ

23 KASIM PAZAR 14:00

Sunum: "Seks İşçiliğine yasal yaklaşımlar" Franziska Zeitler

YER: PEMBE HAYAT LGBTT DERNEĞİ

ATAÇ 1 SOKAK NO: 3-8 YENİŞEHİR, KIZILAY, ANKARA

Bilgi ve destekleriniz için: pembehayat@pembahayat.org

12 Kasım 2008 Çarşamba

Eşcinsel ve Transeksüel Cinayetleri Politik Cinayetlerdir – Katilleri Biliyoruz!

12 Kasım 2008, Çarşamba günü, Ankara’da, LGBT Hakları Platformu tarafından Basın Açıklaması yapılacaktır.


10 Kasım akşamı kafasına pompalı tüfek ile ateş edilerek saldırıya uğrayan transeksüel Dilek İnce, 11 Kasım’da aramızdan ayrıldı.

Üzüntü içindeyiz çünkü bir arkadaşımız daha heteroseksist nefretin kurbanı oldu ve öldürüldü.

Öfke içindeyiz çünkü sırada hangi gey veya transeksüel arkadaşımız var bilemiyoruz.

Transeksüel Dilek İnce’yi başkentte pompalı tüfek ile vurarak kimler öldürdü ve katilleri bulunacak mı?

Gey Ahmet Yıldız’ı silahla tarayarak kimler öldürdü ve İstanbul polisi katilleri neden hâlâ bulmadı?

Adıyaman’da gey Ege Tanyürek’i kimler intihara sürükledi?



12 Kasım Çarşamba günü öğle namazını takiben Dilek İnce defnedilecek.

Defin işleminin ardından Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde basın açıklaması yapılacaktır.



Tarih: 12 Kasım 2008, Çarşamba

Saat: 16:00

Yer: Yüksel Caddesi, İnsan Hakları Anıtı önü



Eşcinsel ve Transeksüel Cinayetleri Politik Cinayetlerdir – Katilleri Biliyoruz!

Eşcinsel ve transeksüel kanlarıyla kirlenmiş ahlakınız batsın!



LGBT Hakları Platformu

23 Ekim 2008 Perşembe

BİZ DE BURADAYIZ, BİZ DE EŞİT VE ÖZGÜR BİR YAŞAM İSTİYORUZ

Lambda İstanbul LGBTT Dayanışma Derneğine “Hukuka veya Ahlaka aykırı amaçlarla dernek kurulamaz” hükmüne ve Anayasa’nın ailenin korunmasına ilişkin 41. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle açılan dava 29 Mayıs günü derneğin feshine karar verilmesiyle sonuçlandı.
Bu davayla sadece bir dernek feshedilmedi. Aynı zamanda toplumda var olan Heteroseksüellik (karşı cinse yönelim) dışındaki tüm cinsel yönelim ve kimlikler feshedildi. Toplum tarafından dışlanan şiddet ve ayrımcılığa maruz kalan, yok sayılan LGBTT bireyler olarak bu sefer de yargı süreciyle yok sayıldık. Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti, Transseksüel olmak ahlaksızlıkla özdeşleştirildi. Kurumlarımız kapatılarak da hak ve özgürlükler mücadelemiz engellenmeye çalışılıyor.
Bu karar yasaların uygulanmasında toplumda var olan eşitsizliklerin devreye ne kadar kolay girebildiğine örnek olmuştur.
Bu kapatma kararı ile anayasanın ayrımcılığı tanımlayan 10. maddesi ve örgütlenme özgürlüğüyle ilgili 33. maddesi doğrudan ihlal edilmiştir. LGBTT bireyler üzerindeki keyfi hukuksal baskının ve LGBTT bireylerin uğradıkları saldırıların, yaşadıkları ayrımcılığın ortadan kalkması için gerekli önlemler alınmalı ve talep edilen yasal değişiklikler yapılmalıdır. Anayasanın eşitlik maddesine "cinsel yönelim" ve "cinsiyet kimliği" ifadelerinin eklenmesi gerekmektedir.
Cinsel yönelimimizden dolayı yaşadığımız tüm ayrımcılıkların ortadan kalkması ve haklarımızın güvence altına alınması için 23 Ekim Perşembe saat 10:00'da bizde Meclisin Dikmen kapısının önünde olacağız. Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti ve Transseksüel (LGBTT) Hakları Platformunun başlattığı "Anayasa da eşitlik" imza kampanyasında toplanan imzaları vermek ve Anayasanın eşitlik maddesine "cinsel yönelim" ve "cinsiyet kimliği" kavramlarının eklenmesinin önemini vurgulamak için Ankara'ya gidiyoruz Heteroseksist erkek egemen sisteme inat: “biz de buradayız, biz de eşit ve özgür bir yaşam istiyoruz”.
NE YANLIŞ, NE YALNIZIZ. YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ.

MOREL EŞKİŞEHİR LGBTT OLUŞUMU

EMEKÇİ HAREKET PARTİLİ LEZBİYEN, GEY, TRAVESTİ, TRANSEKSÜEL’LER

22 Ekim 2008 Çarşamba

MECLİS’E GIDIYORUZ, GELECEK HERKESI BEKLIYORUZ!

2008'in ilk aylarinda baslattigimiz "Anayasa da esitlik" imza kampanyasinda toplanan imzalari Cumhurbaskani Abdullah Gul'e, Basbakan Tayyip Erdogan'a, Meclis Baskani Koksal Toptan'a ve TBMM Anayasa Komisyonu Baskani Burhan Kuzu'ya iletmek ve Anayasanin esitlik maddesine "cinsel yonelim" ve "cinsiyet kimligi" kavramlarinin eklenmesinin onemini vurgulamak icin Ankara'ya gidiyoruz. 23 Ekim Persembe sabahi saat 10:00'da Meclisin Dikmen kapisinin onunde LGBT Haklari Platformu olarak yapacagimiz bir aciklamanin ardindan bir kez daha ugradigimiz ayrimciliklara dikkat cekecegiz ve hukumete var olan sorumluluklarini bir kez daha hatirlatacagiz.

Bu onemli gunde bizimle birlikte orda olabilecek her bireyin cok onemli oldugunu belirtiyor ve 23 Ekim Persembe sabahi saat 09:00’da Kaos GL’de bulusuyoruz ve saat 10:00’da TBMM’nin Dikmen Kapisinda oluyoruz.

Tarih : 23 Ekim 2008 Persembe

Bulusma Saati: 09:00
Yer: Kaos GL – GMK Bulvari 29/12 Demirtepe – Kizilay /ANKARA

Telefon: 0 312 230 03 58

Mobile: 0 533 430 58 50

LGBTT HAKLARI PLATFORMU:

İzmir Travesti ve Transeksüel İnisiyatifi

Kaos GL Derneği

Kaos GL İzmir Oluşumu

Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği

MorEL Eskişehir LGBTT Oluşumu

Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği

Piramid LGBTT Diyarbakır Oluşumu

14 Ekim 2008 Salı

aşk sohbeti...

  • aşkın öğretilmişliği -"bize neler neler öğrettiler sevdalar üstüne"
  • rollerin aşka yansıması - "kadın gibi, erkek gibi sevmek"
  • aşk nerde başlar/biter? - "aşkın kanununu yazsak yeniden"
  • aşk için neler yaparız/sınırlarımız? - "aşk için ölmeli, aşk o zaman aşk"
  • aşk ve cinsellik
  • özgür aşk? var mıdır?
  • "sanal" aşk
aşk sohbetini, keyifli oyunlar eşliğinde gelin birlikte konuşalım, paylaşalım...
iletişim için; morel.eskisehir@gmail.com
17 ekim cuma saat: 18.00-20.00  geç kalmayın:)
yer; başka kültür evi
istiklal mh. adalar sk. 4/2

9 Ekim 2008 Perşembe

Anayasa'da Esitlik
 
Bilindigi gibi 29 Mayis 2008 tarihinde yerel mahkeme, Lambdaistanbul LGBTT Dayanisma Dernegi hakkinda “hukuka, ahlaka ve Turk aile yapisina aykiriliktan” kapatma karari verdi. Lambdaistanbul bu karari temyiz etti. Lambdaistanbul’un faaliyetlerinin devam etmekte oldugu bu surecte Yargitay’in konuya dair verecegi karar beklenmekte.
Turk Ceza Kanunu tartismalari esnasinda donemin Adalet Bakani Cemil Cicek “cinsel yonelim temelli ayrimciligin” yasalarca kapsanmasina gerek olmadigini, cinsiyet kavraminin cinsel yonelim kavramini kapsadigini soylemisti. Ancak Lambdaistanbul hakkinda kapatma karari veren hakim yazdigi gerekceli kararda, Anayasa’daki esitlik maddesinde escinsel, biseksuel, travesti ve transseksuellerin kapsanmadigini soyledi, kararini bu gerekceye dayandirdi. LGBT bireyleri vatandastan saymadi.  
Yerel mahkemenin kapatma kararini vermesinin ardindan halen devam etmekte olan imza kampanyasini baslattik ve bu kararin Anayasada esitlik talebimizin ne kadar acil oldugunu ortaya koydugunu belirttik. Imza kampanyasinda Anayasanin esitlik maddesine "cinsel yonelim" ve "cinsiyet kimligi" kavramlarinin eklenmesini talep ediyoruz.
TMBB'nin yeniden calismaya baslamasi uzerine, topladigimiz imzalari 23 Ekim Persembe sabahi Meclisin onunde yapacagimiz bir aciklamanin ardindan Cumhurbaskani Abdullah Gul'e, Basbakan Tayyip Erdogan'a, Meclis Baskani Koksal Toptan'a ve TBMM Anayasa Komisyonu Baskani Burhan Kuzu'ya iletecegiz.
Kisilere cagrimizdir
Lezbiyen, gey, biseksuel, travesti ve transseksuellerin Anayasada esitlik talebini destekliyorsaniz, internetten devam etmekte olan imza kampanyamiza katilabilirsiniz. Tabii eger henuz imza atmadiysaniz! Ve cevrenizdeki herkesi bu kampanyadan haberdar etmeyi unutmayin lutfen!
Derneklere, vakiflara, sivil insiyatiflere, sendikalara, meslek odalarina, siyasi partilere cagrimizdir
Lezbiyen, gey, biseksuel, travesti ve transseksuellerin Anayasada esitlik talebini kurumsal olarak destekliyorsaniz, kurumunuz cevresinde imza toplamak icin, imza toplama foyumuzu internetten indirebilirsiniz. Kurumsal desteginiz basin aciklamasi esnasinda duyurulacak ve imzalarla birlikte ilgili mercilere iletilecektir.
Imzalari teslim etmek icin herkesi 23 Ekim Persembe gunu TBMM'nin onune bekliyoruz.
Kurumsal katilim icin toplanan imzalar 21 Ekim Sali gunune kadar Lambdaistanbul' a teslim edilebilir.
LGBTT Haklari Platformu:
Izmir Travesti ve Transeksuel Inisiyatifi
Kaos GL Dernegi
Kaos GL Izmir Olusumu
Lambdaistanbul LGBTT Dayanisma Dernegi
MorEL Eskisehir LGBTT Olusumu
Pembe Hayat LGBTT Dayanisma Dernegi
Piramid LGBTT Diyarbakir Olusumu

23 Eylül 2008 Salı

MorEl, Arada Bir Yer oyununa gitmenizi tavsiye eder :)


Lambdaistanbul ve Pembe Hayat LGBTT Tiyatro Topluluğu’nun katkılarıyla İsrail’den konuk olarak gelecek olan BenLBen tiyatro grubu "Arada Bir Yerde" ile cinsiyet kimliğimizle ilgili sorular soran, bu soruşturmada cinsel kimlik, dinsel inanç, politik yönelim ve toplumda bireyin rolüne işaret eden bir performans gösterisi sergileyecek.


Istırap, acı, şaşkınlık, neşe, keyif ve eğlence bir arada... Tel Aviv'deki 2003 Onur Haftasındaki galasından bu yana dünyanın dört bir yanında sorular sorduran BenLBen, Lambdaistanbul ve Pembe Hayat Tiyatro Topluluğu'nun katkılarıyla, Türkiye’de İstanbul ve Ankara’da sahne alacak. Tanrının cinsiyeti ne? Kadın nedir? Erkek nedir? Tercih yapmak zorunda mıyız ya da ARADA BİR YER var mı?

"Somewhere in Between" - the play, raises questions about our gender identity. In search of this identity, the play addresses issues regarding sexual identity, religious belief, political orientation and the role of the individual in society. The discussion exposes states of distress, pain, confusion, rejoice, pleasure and enjoyment. The play consists of a collection of short scenes, poems, dialogues and monologues using humorous and poetic language. The play was premiered in the opening ceremony of Pride Month 2003 in Tzavta Theater in Tel-Aviv. It continues to run regularly in Tel-Aviv and around the country. The play also has an international success. It was performed in Zurich in the "Warmer Mai Festival" (May 2005), in San Francisco in the "National Queer Arts Festival" (June 2005) and in New York in the "Fresh Fruits Festival" (July 2005).
ההצגה "בן לבין" מעלה שאלות לגבי זהותנו המינית וזהותנו המגדרית וחושפת פנים שונות של זהויות אלה: פנים של מצוקה, בלבול, כעס, עליצות, הנאה ושיכרון חושים. בין לבין עולים במהלך ההצגה היבטים רגשיים שונים. היבט מיוחד בהצגה הינו העיסוק בשפה והניסיון הבלתי פוסק ליצור אותה בכל פעם מחדש, עיסוק אשר מאיר את השאלות הנדונות באור יוצא דופן ומפתיע. ההצגה "בן לבין" הועלתה בפעם הראשונה במסגרת אירועי הגאווה בצוותא תל-אביב ביוני 2003 ומאז רצה בהצלחה רבה בבית ציוני אמריקה בתל אביב וברחבי הארץ (חיפה, באר שבע, ירושלים). כמו כן זוכה ההצגה להצלחה והכרה בעולם. בחודש מאי 2005 הופיעה ההצגה בפסטיבל מאי החם שבציריך. בחודש יוני 2005 הופיעה בפסטיבל קוויר ארט בסאן פרנסיסקו וביולי 2005 - בפסטיבל הבינלאומי פרש פרוט בניו יורק
İstanbul Gösterimi: 27 Eylul 2008 Cumartesi / Saat: 20:00
Cem Safran Sahnesi, İstiklal Caddesi Rumeli Han No:88/4 Kat 2 Beyoğlu
İstanbul
Ankara Gösterimi: 28 Eylül 2008 Pazar / Saat:20:00
Ekin Sanat Merkezi Menekşe Sokak No:8 Kızılay
Ankara
Biletler gösterim öncesi Kaos Kültür Merkezi'nden, Lambdaistanbul Kültür Merkezi'nden ve gişelerden alınabilir.
Bilgi için: 0 539 221 54 53 (Barış Sulu)
baris@kaosgl.org
www.lambdaistanbul.org
www.kaosgl.org
www.pembehayat.org

17 Eylül 2008 Çarşamba

Herkesi bekliyoruz...

"Türkiye'de Eşcinsel Olmak" Söyleşileri, II. Dönem
ESKİŞEHİR – 20 Eylül 2008, Cumartesi
Konuşmacı: Ali Erol
"Türkiyeli Eşcinsellerin Örgütlenme Halleri"
Eşcinselliğin adlandırılmasının ve sınıflandırılmasının tarihsel seyrinden satır başları açılacak ve eşcinsellerin neden ve nasıl örgütlendiklerine dair deneyimler paylaşılacak.
Eşcinsel hareketin mücadele pratiklerinin sunulacağı söyleşide;
  • "davranıştan kimliğe eşcinselliğin sosyo-kültürel ve politik görünürlüğü"
  • "heteroseksizm ve cinsel yönelimler"
  • "homofobi ve ayrımcılık"
  • "eşcinsel hareket ile diğer sosyal hareketler arasındaki ilişkiler"
  • "insan hakları olarak eşcinsel hakları"
  • "medyada eşcinselliğin sunumu"
  • "eşcinsellerin ifade ve örgütlenme pratikleri"
gibi alt başlıklarla "Türkiyeli Eşcinsellerin Örgütlenme Halleri" resmedilecek.
yer:
EGEV, Eskişehir Gelişim Vakfı Toplantı Salonu
tarih:
20 Eylül 2008, Cumartesi, Saat: 14:00-16:00
adres:
Cumhuriye Mah. Yıldırımer Sok. Özşahin Apt. No: 28 Daire: 1, Eskişehir
ev sahibi:
MorEl Eskişehir LGBTT Oluşumu

10 Eylül 2008 Çarşamba

Artık çıldırmak üzereyiz!

Basına ve Kamuoyuna;

               Travesti ve transseküeller olarak şiddet her an gündemimizde. Artık çıldırmak üzereyiz!
 
En son olarak  tıpkı Ankara ve İzmir'de olduğu gibi, Bağdat Caddesi'nde yaşayan travesti ve transseksüeller olarak bizlere de Kabahatlar Kanunu gerekçe gösterilerek para cezaları kesiliyordu. Yine uzun zamandır yaşadığımız bu bölgede polisin keyfi gözaltı ve baskıları devam etmekteydi.
            Bu bölgede uzun süredir yaşayan travesti ve transseküeller olarak bizler, durumun böyle daha fazla devam edemeyeceğini iyi bildiğimizden hukuki süreci başlattık.  Başta talimatları veren komiser Ömer Bahadır Gülseren olmak üzere bize zulmeden polislerden şikayetçi olduk. Ve bu tarihten itibaren de yaşadığımız baskılar artarak devam etti.
           
Yolda yürürken kimlik ve gerekçe gösterilmeksizin apar topar ekip otolarına bindiriliyoruz ve gece çok geç bir saatte Kayışdağı'nın, Fikirtepe'nin ıssız bölgelerine bırakılıyoruz. Yine polis, tiner çeken suça meyilli şahısları bizleri sindirmek için üzerimize salmaktan çekinmiyor. Bunun dışında evlerimizin etrafında kara camlı sivil polis otoları sürekli olarak kol geziyor ve gündüz ailemizle sokakta yürürken dahi sırf cinsiyet kimliğimizden dolayı kimlik kontrolüne maruz kalıyoruz. Polis memurları son derece kaba, aşağılayıcı tavırlarla bizleri ailemizin yanında rencide ediyor.
           
Son olarak şikayetçi olduğumuz Ömer Bahadır Gülseren adlı bu şahıs bir kafede otururken polislerden davacı olan arkadaşımızı, yanında bulunan kalabalık polis grubuna işaret etmiş, yaptığı küfür ve aşağılamaların yanında bir de arkadaşımızı hedef göstermiştir.
           
Polise sınırsız yetkiler tanıyan yeni Polis Vaziyetleri ve Selahiyet kanunu pek çok kişinin ölüme varan mağduriyetler yaşamasına yol açtığı gibi, zaten polisin keyfi muameleden çekinmediği biz travesti ve transseksüellerin hayatını da iyice zorlaştırmıştır. Bizler gördüğümüz bu insanlık dışı muamelenin hepimizin sorunu olduğunu düşünüyoruz, çünkü biliyoruz ki emniyet güçlerini kontrol eden, denetleyen etkin bir mekanizma yok ve hepimiz risk altındayız.
            Sonuç olarak başlattığımız hukuki mücadelenin sonuna kadar takipçisi olacağımızı buradan duyuruyor ve  hepinizi 09 Eylül Salı günü İnsan Hakları Derneği  İstanbul Beyoğlu Şubesi'nde saat 12:00'de yapacağımız basın açıklamasına basın açıklamasına davet ediyoruz.

Tüm duyarlı kişi ve kurumları mücadelemize destek olmaya çağırıyoruz.

Kadın Kapısı Sosyal Merkezi
Cinsiyetçiliğe Karşı Dayanışma Ağı (KEG)
Lambdaİstanbul LGBTT Dayanışma Derneği
MorEl Eskişehir LGBTT Oluşumu
İnsan Hakları Derneği
Küresel Eylem Grubu
DSİP  ( Devrimci Sosyalist İşçi Partisi )

2 Eylül 2008 Salı

Duyuru! “İnsan Hakları Eğitimi”ni 13 - 14 Eylül 2008’de Ankara’da

MorEl Olarak Bu Eğitimi Önemli Buluyor Ve Üyelerimizi Katılıma Çağırıyoruz..!


Kaos GL Derneği ve Olof Palme Center’in ortaklaşa yürüttüğü “İnsan Hakları Eğitimi”ni 13 - 14 Eylül 2008’de Ankara’da gerçekleştireceğiz. Bu eğitimde homofobi ve ayrımcılık üzerine konuşmayı hedefliyoruz. Nasıl oluyor da homofobi hayatımızın her alanını kuşatıyor? Homofobi hayatımızın her alanını kuşatırken içsel süreçlerimizde neler yaşıyoruz? Homofobinin kökenleri nerede? Bu eğitimde bunları konuşacağız.
 
KAOS GL

Eğitimde, “ulusal ve uluslararası hukukta ayrımcılık”, “homofobi ve ayrımcılık”, “toplumsal cinsiyet” konuları grup çalışmaları ve interaktif atölyeler ile gerçekleştirilecektir.
Katılımcıların belirlenmesi Kaos GL Derneği tarafından yapılacaktır. LGBTT örgütlerine üye olan aktivistlere öncelik verilecektir. Başvurularda bölge, cinsiyet, yaş ile ilgili pozitif ayrımcılık yapılacaktır.
Eğitime katılmak için LİNKteki başvuru formunu 2 Eylül 2008 tarihine kadar doldurup, dergi@kaosgl.org adresine göndermeniz gerekmektedir.
 
Kaos GL Derneği

www.kaosgl.org

0 312 230 03 58

4 Ağustos 2008 Pazartesi

LGBTT Hakları Platformu

EN TEMEL İNSAN HAKKI OLAN YAŞAM HAKKI;
HERKES İÇİN, HER YERDE, HEMEN ŞİMDİ!


Nefret, şiddet ve korku tüm dünyada bir salgın hastalık gibi yayılmakta (insanlığın özünü yok etmekte) ve kendi varlığını korumaya çalışan rejimler/devletler ‘tehdit’ olarak niteledikleri var oluşların yaşam hakkını gasp etmektedir. Bu durum, ülkemizde ve tüm dünyada kendisini göstermektedir. LGBTT(lezbiyen, gey, biseksüel, travesti, transeksüel) bireylerin varoluşları yok sayılmakta, varlığını gösterdiği alanlardan dışlanmakta, LGBTT bireyler cezalandırılmakta ve hatta öldürülmektedir. Devletler eliyle gerçekleştirilen bu sistematik şiddet son bulmalıdır. LGBTT Hakları Platformu olarak biliyoruz ki, uygulanan ayrımcılığın birincil sorumlusu, en temel yükümlülüğü olan yaşam hakkını korumayan, aksine idam cezaları gibi uygulamalarla bu hakkı ihlal eden devletlerdir. Bu ihlallere ses çıkarmayan dünya kamuoyu da en az devletler kadar sorumludur!


Ayrımcılık her yerde!

Dünya genelinde ayrımcılık kendini çeşitli şekillerde göstermektedir. Ülkelere ‘özgürlük’ getirdiğini söyleyen işgalci ABD’de LGBTT bireylere yönelik ayrımcılık ‘üzeri örtülü’ şekilde devam etmektedir. Doğudan batıya tüm dünya, konu LGBTT bireylerin insan hakları olduğunda, neredeyse ağız birliği içerisindedir.


23 Ülkede Eşcinselliğe İdam Cezası Var!

İslam Konferansı Örgütü'ne üye, 57 ülke arasından seçilmiş 33 ülkenin yalnızca altısında eşcinsellik yasal; İslam Konferansı Örgütüne üye 23 ülkede eşcinsellik idam, hapis ya da kırbaçla cezalandırılıyor. Ülkelerin yalnızca 6’sında eşcinsellik suç olarak kabul edilmiyor. Bunların arasında Türkiye de var. Durumun belirsiz olduğu ülke sayısıysa 4.
Eşcinsel düşmanlığı olan homofobi ve travesti- transeksüel düşmanlığı olan transfobi tüm dünyaya ait bir sorun olmakla birlikte, kimi ülkelerde kendini devlet eliyle uygulanan işkence ve idamlar olarak göstermektedir.

Dünyada LGBTT bireylere uygulanan cezalar şöyle;
· İdama varan cezalar: Bangladeş, Birleşik Arap Emirlikleri, İran, Moritanya, Nijerya, Somali, Sudan, Suudi Arabistan, Yemen.
· Müebbete varan cezalar: Myanmar/Burma, Pakistan, Barbados, Guyana, Sierra Leone, Tanzanya, Uganda.
· Hapis cezası (maksimum süreler belirtilmiştir): Trinidad ve Tobago (25 yıl), Malezya (20 yıl), Antigua ve Barbuda (15 yıl), Zambiya (15 yıl), Cook Islands (14 yıl), Gambiya (14 yıl), Kenya (14 yıl), Kiribati (14 yıl), Malavi (14 yıl), Papua Yeni Gine (14 yıl), Solomon Adaları (14 yıl), Tuvalu (14 yıl), Cibuti (12 yıl), Bahreyn (10 yıl), Beliz (10 yıl), Brunei (10 yıl), Dominika (10 yıl), Eritre (10 yıl), Filistin (Gazze) (10 yıl), Grenada (10 yıl), Hindistan (10 yıl), Maldiv Adaları (10 yıl), Niue (10 yıl), Palau Cumhuriyeti (10 yıl), Saint Kitts ve Nevits (10 yıl), Saint Lucia (10 yıl), Saint Vincent ve Grenadinler (10 yıl), Sri Lanka (10 yıl), Tokelau (10 yıl), Samoa (7 yıl), Kamerun (5 yıl), Katar (5 yıl), Komor Adaları (5 yıl), Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (5 yıl), Libya ( 5 yıl), Senegal (5 yıl), Benin (3 yıl), Cezayir (3 yıl), Etiyopya (3 yıl), Fas (3 yıl), Gine (3 yıl), Özbekistan (3 yıl), Togo Cumhuriyeti (3 yıl), Tunus (3 yıl), Umman (3 yıl), Seyşel Adaları (2 yıl), Singapur (2 yıl), Türkmenistan (2 yıl), Butan (1yıl), Zimbabve (1 yıl), Swazilan (para cezası, hapis), Botsvana (?),Gana (?), Lesoto (?), Liberya (?), Afganistan (?), Lübnan (?), Suriye (?), Panama (?), Tonga (?).
· Çalışma kampı: Angola, Guinea Bissau, Mozambik, Sao Tome ve Principe, Jamaika (10 yıl ağır çalışma), Nauru Adası (14 yıl ağır çalışma).


Türkiye’deki “keyfi cezaları” engelleyen yasa istiyoruz!

Eşcinselliğin yasalarca suç olarak tanımlanmaması, LGBTT bireylerin insan hakları ihlallerine ve ayrımcılığa maruz kalmasını engelleyeme yetmiyor. Türkiye’de, kolluk kuvvetlerinin özellikle travesti ve transeksüel bireylere yönelik şiddete dayalı keyfi uygulamaları, valiliklerin LGBTT derneklerini kapatma taleplerinin ardından İstanbul’da yargı organının verdiği kapatma kararı, bireylerin salt cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliği nedeniyle maruz kaldığı cinayete varan nefret suçları, bunun en açık göstergeleri olarak karşımızda. LGBTT bireylerin insan haklarının güvence altına alınması, ihlal ve ayrımcılıkların önlenmesine dair bir adım atılması için, anayasanın eşitlik maddesinde, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ifadeleri yer almalıdır. Bu kapsamda yaşanan insan hakları ihlalleri ve ayrımcılığı önleyici uygulamalar hayata geçirilmelidir.

Zulmedilen, yok sayılan, aşağılan ve öldürülen LGBTT bireyler sahipsiz değildir!

Lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transeksüel varoluş suç olamaz!



Taleplerimiz;

· Bütün idamlara son verilmelidir!
· Lezbiyen, gey, biseksüel, travesti, transeksüel bireylerin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerinden ötürü tutuklanmalarına, işkence görmelerine ve hapsedilmelerine son verilmelidir!
· Ceza kanunlarında hemcinslerle cinsel ilişki kurma yasağı olan ülkeler bu yasağı kanunlarından kaldırmalıdır!
· Devletler uluslararası mülteci hukukuna uygun davranmalı ve hayati tehlike içinde olan kişileri ülkelerine geri göndermemelidir. Lgbtt olmalarından ötürü çifte ayrımcılığa uğrayan mültecilere yönelik özel tedbirler alınmalıdır.
· LGBTT varoluş suç olmaktan çıkarılmalıdır!
· Yaşam hakkı yasal güvence altına alınmalıdır!

LGBTT Hakları Platformu olarak; LGBTT bireyleri cezalandıran bütün ülkeleri uluslararası insan hakları standardına uygun bir şekilde davranarak LGBTT varoluşu yasaklayan kanunlarını değiştirmeye ve cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığını yasaklayan düzenlemeler yapmaya davet ediyoruz. Dünyanın her yerindeki LGBTT bireylerin yaşama hakkını güvence altına alabilmek için mücadelemiz devam edecektir.

LGBTT Hakları Platformu:
İzmir Travesti ve Transeksüel İnisiyatifi,
Kaos GL Derneği,
Kaos GL İzmir Oluşumu,
Lambdaistanbul LGBTT Derneği,
MorEL Eskişehir LGBTT Oluşumu,
Pembe Hayat LGBTT Derneği,
Piramid LGBTT Diyarbakır Oluşumu.

2 Ağustos 2008 Cumartesi

Lambdaistanbul da Kapatilmasin

Lambdaistanbul da Kapatilmasin
Bilindigi gibi 29 Mayis 2008 tarihinde yerel mahkeme, Lambdaistanbul LGBTT Dayanisma Dernegi hakkinda “hukuka, ahlaka ve Turk aile yapisina aykiriliktan” kapatma karari verdi. Lambdaistanbul bu karari temyiz etti. Lambdaistanbul’un faaliyetlerinin devam etmekte oldugu bu surecte Yargitay’in konuya dair verecegi karar beklenmekte.
AKP hakkinda kapatma karari verilmemis olmasi, demokratiklesme surecinin normallesmesine imkan sagladi. Farklilarimizla birarada yasamanin yollarinin aranacagi bir zemin olarak demokrasi kavrami cok onemli oldugundan, demokrasi kendine benzemeyenin de ifade ozgurlugunu, orgutlenme ozgurlugunu savunmak anlamina geldiginden, bu kararin sevindirici bir karar oldugunu soyleyebiliriz.
Simdi de sira Lambdaistanbul’da. Turkiye’nin demokrasi sinavi devam ediyor. Lezbiyen, gey, biseksuel, travesti ve transseksuel bireylerin siddet ve baski gormedigi bir toplum icin calismayi surduren diger LGBTT dernekleri gibi, Lambdaistanbul da kapatilmamali. Yasal duzenlemelerle, yani Anayasanin esitlik maddesine cinsel yonelim ve cinsiyet kimligi ifadelerinin eklenmesi ile, LGBTT derneklerinin kapatilmasinin onune gecilmeli.
Kendisi de anti-demokratik uygulamalarla karsilasma pratigine sahip olan Ak Partiye ve parti/dernek kapatmalarina karsi olan, orgutlenme ve ifade ozgurlugune sahip cikan tum demokratlara cagrimizdir. Turkiye’de demokrasiyi gelistirirken, onun transfobik ve homofobik bir canavar biciminde gelismesine izin vermeyelim. Gercek demokrasi, gercek ifade ozgurlugu, gercek orgutlenme ozgurlugu icin calisalim.
Anti-demokratik uygulamalar son bulsun. Lambdaistanbul da kapatilmasin.

LGBTT Haklari Platformu:
Izmir Travesti ve Transeksuel Inisiyatifi
Kaos GL Dernegi
Kaos GL Izmir Olusumu
Lambdaistanbul LGBTT Dayanisma Dernegi
MorEL Eskisehir LGBTT Olusumu
Pembe Hayat LGBTT Dayanisma Dernegi
Piramid LGBTT Diyarbakir Olusumu