Translate

23 Mart 2008 Pazar

MorEl Etkinlikleri Devam Ediyor!


Kayıp ve Çılgın
Film Gösterimi*


Ne zaman:
30 Mart 2008 - Pazar

Saat Kaçta:
17:00

Etkinliğe katılmak için bize ulaşın;

morel.eskisehir@gmail.com



*Kayıp ve Çılgın
(Lost and Delirious)

Yönetmen: Léa Pool
Senaryo: Susan Swan
Oyuncular: Piper Perabo, Jessica Paré,
Mischa Barton, Jackie Burroughs, Mimi Kuzyk, Graham Greene
Yapım: 2001,Kanada
Türü: Dram Süre: 103'


Fare lakabıyla da bilinen Mary, annesinin ölümünün etkisinden kurtulmaya çalışan sessiz bir kızdır. Bradford Perkins kız kolejine yeni gelmiştir. Çocukluğunu geçirdiği küçük kasabayı, duygusal ihtiyaçlarını görmezden gelen babasını ve üvey annesini geride bırakmıştır. Fare, iki oda arkadaşı sayesinde çabukça alışır okula; göze batan ve zeki Paulie ile çekici ve güzel Tory. Bu üçlüyü birbirine bağlayan, kaybettikleri şeylerdir. Fare annesini kaybetmiştir, Paulie de kendisini evlatlık veren ailesini. Tory ise ailesinin beklentilerini karşılayabilmek için kendisini kaybetmektedir. Ve bu üçlü ayrılmaz olur.Paulie ve Tory, Fare'nin şimdiye kadar sahip olduğu en yakın dostlar olsa da, Fare'nin onların arasındaki ilişkinin derinliğinden aklı karışmaktadır. Tory ve Paulie'nin dikkatsizce yakalanmalarıyla aralarında arkadaşlıktan öte fiziksel bir ilişki de bulunduğunu anlar ve dünyaları yıkılmaya başlar. Tory, ailesine aralarındaki ilişkinin hesabını veremeyeceğinden dolayı kendisini Paulie'den ve kendi duygularından uzaklaştırmaya, duygularını baskı altına almaya çalışır. Paulie bu duruma teslim olmayı reddeder ve Tory'yi kaybetmemek için mücadele verir. Fare, iki arkadaşının arasında kalmıştır. Bu duygusal ve şiddetli mücadele arasında Fare, aşkın ne olduğunu görür. Ve tarifinin ne kadar imkânsız olduğunu da...

MorEl Eskişehir Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti ve Transeksüel Oluşumu

morel.eskisehir@gmail.com
http://mor-el.org

19 Mart 2008 Çarşamba

Şiddetin Kölesi Olmayacağız!


MorEl Eskişehir LGBTT Oluşumu, üyelerinden birisinin yaşadığı şiddet ve taciz olayını protesto etmek için 18 Mart Salı günü Eskişehir adalar Migros önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Yaklaşık 50 kişinin katıldığı basın açıklaması sırasında önde “LGBTT Bireylere Yönelik Şiddete Son!” pankartı açıldı. “Şiddetin kölesi olmayacağız!”, “Cinsel sömürüye son!” ve “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganları eşliğinde yapılan basın açıklamasının ardından alkışlar eşliğinde grup dağıldı.

MorEl adına basın açıklamasını okuyan Cihan Ildız “Nefret suçları yasalarda tanımlanana ve LGBTT bireylere karşı hukuk önünde ve sosyal alanda uygulanan ayrımcılıklar ortadan kalkana kadar, homofobi ve transfobiye karşı mücadelemize devam edeceğiz” dedi.

Ildız yaşanan şiddet olayını ise şöyle anlattı;
“13 Mart Perşembe günü MorEl üyesi Belma arkadaşımız saat 4 sıralarında sokak ortasında 5 erkeğin saldırısına uğramıştır. Çeşitli küfürlerle hakaret eden Ferit Koç, Cem Oğuz, Erhan Uysal, Serkan Bağlayan ve Hakkı Kaya adlı şahıslar arkadaşımıza ilk önce zorla ilişki teklifinde bulunmuş, reddedince de arkadaşımızın canına kastetmişlerdir. Saçının bir kısmı koparılarak bir süre yerde sürüklenilen arkadaşımızın burun kemiği yüzüne aldığı tekmeler sonucu zedelenmiştir. Bu şahıslar daha sonra arkadaşımızı kemerleriyle yüzünden ve vücudundan ağır bir şekilde darp etmeye devam etmiştir. Polisin müdahalesiyle canını zor kurtaran arkadaşımıza Adli Tıp kurumundan 10 günlük iş göremez raporu verilmiştir.”

Ildız yaptığı açıklamaya şöyle devam etti;
“Türkiye’de yasalarda LGBTT bireylere yönelik ayrımcılığı ve insan hakları ihlallerini cezalandırmaya yönelik herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Üstelik LGBTT bireylere yönelik işlenen nefret suçlarında mahkemeler suçlulara verilecek cezalarda ‘ağır tahrik’ indirimi uygulayarak veya sırf cinsel yönelimiz ve cinsiyet kimliğimizden ötürü bizi potansiyel suçlu olarak görüp mağdurken suçlu çıkartarak hukuk önünde eşitlik ilkesini ihlal etmeye devam etmektedir!”

MorEl’in LGBTT bireylere yönelik şiddetin son bulması için talepleri ise şöyle;
  • Ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine karşı bizi koruyacak yasaların hayata geçirilmesini istiyoruz! Bu amaçla cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ifadelerinin, hazırlanacak yeni anayasanın eşitlik maddesinde ve Türk Ceza Kanunu’nun ayrımcılık yasağını düzenleyen maddesinde tanımlanmasını istiyoruz!
  • Nefret suçlarının tanımlanmasını ve LGBTT bireylere yönelik işlenen suçların nefret suçları kapsamında değerlendirilmesini istiyoruz!
  • Yaşam hakkımızı gasp edenlerin en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz!

Basın açıklaması metninin tamamı için tıklayın!

(OG)

8 Mart 2008 Cumartesi

Yaşasın 8 Mart, Yaşasın Kadın Dayanışması! (Video)

8 Mart Dünya Kadınlar günü dolayısıyla Eskişehir Demokratik Kadın Platformu(DKP) üyesi 200’e yakın kadın Yediler Parkı’ndan Hamamyolu boyunca yürüyerek Adalar Migros önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Yediler Parkı’nda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle toplanan DKP’li kadınlar burada açtıkları “Yaşasın 8 Mart, Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz” pankartı ve “Şiddete Son, İtaat Etmiyoruz”, “Başörtümden, eteğimden elini çek!”, “Kadın kadına aşk fantezi değildir!” dövizleriyle yürüyüşe geçti. Kadınlar, yürüyüş boyunca “Gelsin baba, gelsin koca, gelsin polis, gelsin cop inadına isyan inadına isyan inadına özgürlük”, “Kimsenin namusu olmayacağız”, “Şiddetin kölesi olmayacağız”, “Geceleri de sokakları da istiyoruz” sloganları attı.

Bu sene 8 Mart’ta ilk defa atılan bazı sloganlar ise şöyleydi;
“Leyla Aslı’yı, Fatma Ayşe’yi birbirlerini sevebilmeli” ,“Okulda işte mecliste eşcinseller her yerde, kabul et ya da etme eşcinseller her yerde”, “Teşhirci değil, travestiyiz”, “Susma haykır lezbiyenler vardır!”

Adalar Migros önünde yapılan basın açıklamasını okuyan Berfin Günaylı ve Duygu Koçak, “Dünyada, Türkiye’de ve Eskişehir yerelinde bu sene de kadına yönelik şiddet artarak devam ediyor, haklarımızı haykırmak, kadınlar olarak bize yapılanları unutturmamak için sokaklardayız.” dedi.

Günaylı yaptığı açıklamaya şöyle devam etti;
“Biz kadınlar halen sevdiğimiz için, itiraz ettiğimiz, kamusal alanda kendimiz olmak istediğimiz ve yalnızca kadın olduğumuz için şiddetin her türüne maruz kalıyoruz. TCK’da yapılan düzenlemelerin yetersizliği yüzünden, şiddete uğradığımızda “suçlu” konumuna düşürülüyor, aşağılanıyoruz. Şiddete maruz kaldığımız yer ailelerimiz ise, “uzlaşma” maddesi gereği evlerimize geri dönmek zorunda bırakılıyoruz. Namus cinayetlerinin yasadaki kapsamı hala değiştirilmedi ve ceza indirimi uygulanmaya devam ediliyor. Şiddete uğradığımızda sığınabileceğimiz yerler olarak bize sığınma evlerini gösterdiler. Toplam sayısı 17 olan sığınma evlerinin ne sayısı, ne de koşulları bize yetmedi.”

Koçak’ın devam ettiği açıklamada “Eşcinsel, biseksüel kadınlar, evde, okulda, işyerinde ve sokakta sözlü ve fiziksel tacizlerden, tehdit, şantaj ve dayağa kadar her türlü baskı ve zorlamayla karşılaşmaktadır. Mesleğimizi icra ederken terfi ettirilmemeden işten çıkarılmaya kadar varan ayrımcı tutumlarla; zorla evlendirilmeden cinsel taciz, tecavüze kadar varan ciddi insan hakkı ihlalleriyle her gün yüz yüze gelmekteyiz. Travesti ve transeksüel kadınlar, eğitim ve çalışma hakları ellerinden alınarak, tek seçenek olarak dayatılan zorunlu seks işçiliğine yöneltilmekte ve evlerinde, sokaklarda, bulunduğumuz her mekânda fiziksel şiddete maruz kalmakta, nefret cinayetleriyle ölüme mahkûm edilmektedir. Tüm bunlarla mücadele her daim devam etmektedir. Bunun yanın da her kesim, kurum ve kuruluş da yapması gerekenler konusunda sorumluluklarını yerine getirmelidir.” denildi.

Koçak’ın DKP’nin taleplerini okumasının ardından basın açıklaması sona erdi. DKP taleplerini şöyle sıraladı;

  • Namus kavramının bedenimize hapsedilmesini, cinselliğimizin denetlenmesini reddediyoruz! Yasaların buna uygun olarak yeniden düzenlenmesini, namus cinayetleriyle kadın katliamlarının son bulmasını istiyoruz.

  • 8 Mart’ın tüm kadınlara resmi ve ücretli tatil günü ilan edilmesini istiyoruz.

  • Kadınlara doğum öncesi ve sonrasında ücretli izin verilmesini istiyoruz.

  • Kadınlara her alanda pozitif ayrımcılık ilkelerinin uygulanmasını istiyoruz. Yaklaşan seçimlerde de kadın kotalarının hayata geçirilmesini istiyoruz.

  • Yükselen şovenizm dalgasına karşı halkların kardeşliğinin sağlanmasını istiyoruz.

  • Militarizm ve savaşın erkek egemenliği pekiştirdiği bilinci ile biz kadınlar barışı istiyoruz!

  • Açlığa, yoksulluğa karşı insanca yaşamak istiyoruz.

  • Eşit işe eşit ücret istiyoruz.

  • Ücretsiz kreş ve bakımevleri açılmasını istiyoruz.

  • Söz, eylem ve örgütlenme özgürlüğü istiyoruz.

  • Mevcut sığınma evlerinin sayısının arttırılması ve koşullarının düzeltilmesini istiyoruz.

  • Erkek egemenliğine, kapitalizme, kadına yönelik şiddete karşı emeğimize, bedenimize ve kimliğimize sahip çıkıyoruz!

  • Sivil anayasanın eşitliği düzenleyen maddesine cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığı eklenmelidir.

  • TCK’nın ayrımcılık yasağını düzenleyen maddesine cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ibareleri eklenmelidir. Nefret suçları tanınmalı ve LGBTT(Lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transeksüel) bireylere yönelik işlenen suçlar cezalandırılmalıdır.

  • LGBTT bireyleri suçları olmadığı halde suçlu konumuna getirerek homofobik ve ayrımcı uygulamalara yol açan “genel ahlak”, “müstehcenlik”, “teşhircilik”, “doğal olmayan cinsel ilişki” gibi kavramlar net bir şekilde açıklanmalı ve LGBTT var oluşların cezalandırılmasına son verilmelidir.

  • LGBTT bireylerin düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüklerini kısıtlamaya yönelik yapılan düzenlemelere son verilmelidir. LGBTT bireylerin insan hakları alanında örgütlenmeleri desteklenmelidir.

Açıklamanın hemen ardından bir süre türküler eşliğinde DKP'li kadınlar halay çekti ve eylem sona erdi.

DKP üyesi Yeşim Ergün: “8 Mart kadınların mücadele ve dayanışma günü, emeğimize, kimliğimize sahip çıktığımız bir gündür. Militarizme, heteroseksizme, savaşa karşı barışa ve eşit yaşama özlemimizi haykırdığımız gün olan 8 Mart’ta burada olmaktan dolayı mutluluk duyuyorum.”

DKP üyesi Merve Yıldırım: “Kadın dayanışması için çok önemli bir gün 8 Mart. Geçen seneki gibi çok çoşkulu bir eylem oldu. Biz kadınlar olarak patriarkaya karşı hep beraber bir güç oluşturabiliriz.”

Haber&Videolar: Ozan Gezmiş
Fotoğraflar: Cihan Yıldız




5 Mart 2008 Çarşamba

Eskişehir’den Burhan Kuzu’ya Yanıt!


MorEl Eskişehir LGBTT Oluşumu gönüllüleri geçtiğimiz gün TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’ya Eskişehir Merkez PTT’den 50’nin üzerinde kart yolladı.

Anayasa LGBTT Komisyonu*nun 16 Şubat’ta İstanbul ve Ankara’da başlattığı kampanyanın devamı olarak “cinsel yönelim” ve “cinsiyet kimliği” ibarelerinin anayasanın eşitlik maddesine eklenmesi talebini içeren, Eskişehir’de 50’nin üzerinde kişinin imzaladığı kartlar 4 Mart salı günü Burhan Kuzu’ya gönderildi.

Homofobi her yerde!

Kartların gönderimi sırasında PTT görevlisinin zarfları ısrarla incelemek istemesi kısa süreli bir gerginliğe sebep oldu. MorEl gönüllülerinin “hiçbir kamu görevlisinin görevini kötüye kullanarak keyfi davranamayacağını” hatırlatmasına rağmen zarflardan birini açıp inceleyen görevli daha sonra zarfları makineden geçirdi. Bu kısa süreli gerginliğin ardından kartların gönderimini tamamlayan MorEl gönüllüleri herhangi bir basın açıklaması yapmadan PTT’den ayrıldı.

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu bir gazeteye verdiği röportajda “Eşcinsellerde eşitlik istiyor, verecek miyiz, tabi ki vermeyeceğiz!” diyerek tepki toplamıştı. Burhan Kuzu'ya bu sözlerine cevap olarak “hazırlanacak yeni anayasaya cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ifadelerinin eklenmesini talep ediyorum” yazılı kartlar 16 Şubat’tan bu yana Türkiye'nin her yerinden gönderilmeye devam ediyor.

*Anayasa LGBTT Komisyonu; Antalya Gökkuşağı Eşcinsel Oluşumu, Kaos GL Derneği, KaosİST Eşcinsel Sivil Toplum Girişimi, Kaos GL İzmir, Lambdaistanbul LGBTT Derneği, MorEl Eskişehir LGBTT Oluşumu ve Pembe Hayat LGBTT Derneği'nden oluşmaktadır.

Ozan Gezmiş-Eskişehir

2 Mart 2008 Pazar

MorEl Etkinlikleri Devam Ediyor!


MorEl ilk kez bir atölye çalışması gerçekleştiriyor!

"Cinsel Yönelimler, Cinsiyetler ve Cinsiyet Kimlikleri" Atölyesi


Ya "O" Olsaydın?


Farklı farklı cinsel yönelimlerde, cinsiyet kimliklerinde ve cinsiyette farklı koşullarda yaşıyoruz. Hepimiz farklıyız peki birbirimizi ne kadar anlıyoruz, dinliyoruz? Yaşadığımız ortak sorunlar neler? Atölyenin bu ilk kısmında hem oynuyoruz hem tartışıyoruz!

"Ne yanlış, ne yalnızız!"

"Ahh, bir de şunu sorabilsem, öğrenebilsem! Merak ettiklerimi nasıl bir yolunu bulsam da öğrensem" demekten vazgeçip atölyenin ikinci kısmında oynayacağımız oyunla aklımızda tüm kuytu köşede kalmış sorulara cevaplar bulmaya çalışıyoruz.

Atölye herkese açıktır!

Nerede:
Adımlar Kitabevi (En üst kat, toplantı salonu)
Doktorlar Caddesi. Akbank aralığı-Eskişehir


Ne zaman:
16 Mart 2008/Pazar

Saat Kaçta:
15:00

Program:
15:00
Tanışma "Kendi tanımını kendin yap"


15:15–16:30
"Ya 'O' Olsaydın" Oyunu&Tartışma


17:00-18:00
"Ne yanlış, ne de yalnızız!" Oyunu&Tartışma