Translate

31 Mart 2010 Çarşamba

MorEl 4. Yaşını Kutladı!


Yerelden ulusala lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transeksüel(lgbtt) bireylerin sesini duyurmayı amaçlayan ve ayrımcılıkla 4 yıldır mücadele eden MorEl Eskişehir, kuruluş yıldönümleri olan 30 Mart’a kadar üç gün süren bir dizi etkinlik gerçekleştirdi. Etkinlikler 29 Mart’ı 30’a bağlayan gece verilen bir kutlama partisiyle de son buldu.

Ozan Gezmiş-Eskişehir

27 Mart cumartesi günü etkinlikler, MorEl’in kuruluşundan bugüne gerçekleştirdiği eylem ve çalışmalarından derlenen arşiv niteliğindeki bir tanıtım filminin izlenmesiyle başladı. Daha sonra Aykut Atasay’ın “Travesti Terörü(!)” filminin gösterimi gerçekleştirildi.

Etkinliklerin ikinci kısmında ise Pembe Hayat Derneği aktivisti Barış Sulu’nun, MorEl Eskişehir LGBTT’den Pelin Kalkan’ın ve Kaos GL Derneği Eğitimde Cinsel Ayrımcılığa Hayır Komisyonu üyesi Evren Güvensoy’un katılımıyla “Özgürlük Elimizde” adlı bir forum düzenlendi. Forumda konuşmacılar kendi örgütlenme süreçlerine değinirken Türkiye’de örgütlü bir birey olmanın ne anlama geldiğini anlattılar. Pembe Hayat Derneği’nden Barış Sulu, Ankara’da Eryaman olayları sonrası trans bireylerin uğradığı şiddet ve akabinde bir araya gelen lgbtt bireylerle birlikte derneğin kurulma sürecini anlatırken örgütlü mücadelenin ne denli önemli olduğunu vurguladı. Evren Güvensoy ise Kaos GL’de kurdukları komisyonla eğitim alanında yaşanan ayrımcılıkları görünür hale getirdiklerini ve çok kısa zamanda çok fazla şeye imza attıklarını söyledi. En son çıkan “Eğitimde Cinsel Ayrımcılığa Hayır” kitabıyla da ders kitaplarında ayrımcılık örneklerini ve okullarda lgbtt eğitmenlerin, öğrencilerin yaşadıkları ayrımcılıkları raporladıklarını belirtti. Katılımcıların da kendi deneyim ve fikirleriyle katkı sunduğu forum örgütlülüğün önemine vurgu yapılarak son buldu.

28 Mart pazar, etkinliklerin 2. gününde Lambdaistanbul LGBTT Derneği aktivistlerinden Zeliha Deniz ve Cihan Hüroğlu’nun katılımıyla “Dolaplarımızdan Çıkıyoruz” isimli bir söyleşi gerçekleştirildi. “Açılmalı mı, açılmamalı mı” sorusuna cevap aranılan katılımcıların kişisel tecrübelerini de anlattıkları keyifli bir sohbetin ardından “Prayers For Bobby” isimli filmin gösterimi yapıldı. 1970’lerin sonlarında geleneksel değerlerine bağlı Marry’nin oğlu Bobby’nin eşcinsel kimliğini kabullenmemesi üzerine yaşadığı dramı konu alan film katılımcılar tarafından oldukça beğenildi.

Etkinliklerin son günü olan 29 Mart pazartesi ise Pozitif Yaşam Derneği’nden “Erkek Erkeğe” Projesi kapsamında Murat Yüksel ve Seyhan Arman, HIV/AIDS ve cinsel sağlık konusunda bilgilendirici bir seminer gerçekleştirdi. Doğru bilinen yanlışlar üzerinde durulan seminerde cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve korunma yolları hakkında oldukça detaylı bilgilere yer verildi. “HIV değil, önyargılar öldürür” diyen konuşmacılar HIV’le yaşayan insanların toplumda maruz kaldıkları önyargılara ve ayrımcılığa da değindi. Aynı gün akşamı gerçekleştirilen Yıldönümü Partisi’yle de 3 gün süren etkinlikler son buldu.

Tüm bu kutlama etkinlikleriyle MorEl, yerelde ve ulusalda mücadeleye her daim devam edeceklerini bir kez daha göstermiş oldu.

24 Mart 2010 Çarşamba

MorEl Eskişehir LGBTT Oluşumu Yıldönümü Etkinlikleri 2010 Programı

MorEl Eskişehir LGBTT Oluşumu

Yıldönümü Etkinlikleri 2010 Programı

27 Mart Cumartesi

Film Gösterimi: “MorEl’ler Filmi”

Saat: 16.00-16.30

Yer: EGEV

Forum: “Özgürlük Elimizde”

Saat: 16.30-18.30

Lgbtt alanında örgütlenme deneyimlerini ve genel olarak neden örgütlenmeli üzerine konuşmacıların deneyim aktarımı ile keyifli bir forum…

Konuşmacılar:

Barış Sulu ( Kaos GL Derneği ve Pembehayat Derneği içerisindeki deneyimlerini bizlerle paylaşacak. )

Evren Güvensoy ( Kaos GL, Eğitimde Cinsel Ayrımcılığa Hayır Komisyonu ve çeşitli yapılar içindeki örgütsel deneyimlerinden bahsedecek. )

Pelin Kalkan ( MorEl ve kadın hareketi üzerinden deneyimlerinden söz edecek. )

Yer: EGEV

28 Mart Pazar

Söyleşi: “Dolaplarımızdan Çıkıyoruz”

Saat: 16.00-18.00

Aileye açılma ya da açıl(a)mama üzerine Lambdaİstanbul gönüllüsü konuşmacılarla paylaşım dolu bir söyleşi…

Konuşmacılar:

Cihan Hüroğlu

Zeliş Deniz

Yer: EGEV

Film Gösterimi: “Prayers For Bobby”

Gerçek bir öykü, sürükleyici bir senaryo, iyi bir ekip! "Eşcinseller eğer şeytani yanlarını isterlerse iyileştirebilirler, düzeldiklerinde(!) onlar da o zaman cenneti hak edebilirler" mi? 1970’lerin sonları dünyanın pek çok yerinden özellikler barındıran bir yerde yaşayan Marry ile oğlu Bobby’nin kimlikleri üzerine enfes bir drama. Ötekileştirme ve bireysel özgürlüğün pembe olmayan bir dünyadaki gerçekliği...

Saat: 19.00-21.00

Yer: EGEV

29 Mart Pazartesi

Seminer: “HIV değil önyargılar öldürür!”

Saat: 17.30- 20.00

Pozitif Yaşam Derneği’nden konuşmacılarla Erkek Erkeğe Projesi Kapsamında HIV/AIDS ve cinsel sağlık konusunda bilgilendirici bir seminer…

Konuşmacılar:

Murat Yüksel

Seyhan Arman

Yer: EGEV

Parti: “MorEl Yıldönümü Partisi”

Saat: 20.30-24.00

Şehrin eğlencesi, gökkuşağı, tüm lgbtt bireyleri burada… Hep birlikte yıldönümümüzü canlı müzik eşliğinde kutluyoruz…

Yer: Harika Batı Yakası

Giriş: 5 TL ( bir içki dahil )

Etkinlik Mekan Adresleri:

EGEV: Eskişehir Gelişim Vakfı (EGEV) ;Cumhuriye Mh. Yıldırımer Sk. Özşahin Apt. 28/1

[Doktorlar caddesi yapı kredinin oradan Cengiz Topel caddesine yani ışıklardan karşıya geçin, yemek dükkânları vs. var, köşede Anadolu bank'ı göreceksiniz o aradan sağa girip çok az yürüyüp ilk sola döneceksiniz. Egev sağınızda kalmış olacak.]

Harika Batı Yakası: İstiklal Mahallesi Başarılı Sokak Eskişehir

[Adalar Harabe Cafe’nin aradan girdiğinizde Prestij Cafe’nin iki yanı, Sağlık Pide’ye gelmeden.]

İletişim:

Yiğit Aydınalp: 05549741519

Pelin Kalkan: 05373698876

http://moreleskisehir.blogspot.com/

19 Mart 2010 Cuma

MorEL’den Kavaf’a İstifa ve Eskişehir'de Transfobiye Son Çağrısı

MorEL Eskişehir LGBTT Oluşumu trans bireylere yönelik para cezalarına dur demek için, eşcinselliğin “hastalık” literatüründen 40 yıl önce kaldırıldığını Kavaf’a hatırlatmak için Anadolu Üniversitesi’nde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Basın açıklaması şöyle:

Oy birliği ile transfobi!

Eskişehir Zührevi Hastalıklar ve Fuhuşla Mücadele Komisyonunun aldığı karar, gizli olarak denetimsiz fuhuş yapan “bay”, “bayan”, “transseksüel”, “travesti” ve “benzeri kişilerin” 286 TL ile 1144 TL arasında para cezası ile cezalandırılmasını öngörüyor.
Yasalar, kişinin kendi bedeni üzerinde hak sahibi olmasını güvence altına alırken Ceza Kanunu, kişilerin zorla fuhuş yaptırılmasını ve fuhuşa teşvik edilmesini suç olarak tanımlar ancak seks işçiliği bir suç değildir!
Trans bireylerin hayatta kalabilmek için seks işçiliğinden başka hiçbir para kazanma imkanları bulunmamaktadır. Usulsüz bu karar hak ihlallerini arttırmakta, gün içinde trans bireylerin para cezası korkusuyla sokakta yürümesini bile engellemektedir. Gizli fuhuş gerekçesinin altında açıkça transfobi mevcuttur. Bu karar acilen iptal edilmelidir!

Kavaf Özür Dile ve İstifa Et!
Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, yazılı basına vermiş olduğu demeçte, “eşcinselliğin bir hastalık olduğunu ve tedavi edilmesi gerektiğini” ifade etmiştir.
Eşcinsellik, biseksüellik ve heteroseksüellik gibi insanda tanımlanan üç yönelimden biridir. Her şeyden önce bir hastalık değil yönelim farklılığıdır. Eşcinselliğin bir hastalık olduğu yaklaşımı 40 yıl önce terk edilmiş ve psikiyatrik hastalık tanı listelerinden çıkarılmıştır. Uluslararası ve ulusal hekim örgütlerince eşcinsellik heteroseksüellik gibi sağlıklı bir durum olarak kabul edilmektedir. Bu açıklamasından ötürü Kavaf acilen tüm lgbtt bireylerden özür dilemeli ve sorumsuzluğu nedeniyle de istifa etmelidir!

Nefret cinayetleri son bulsun, nefret suçu tanımlansın!
Lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transeksüel(lgbtt) bireylere yönelik haklar ihlalleri erkek egemen sistemden beslenerek yoğun bir şekilde devam etmektedir.
2010 yılının başından beri Denizli, Afyonkarahisar, Antalya ve İstanbul’da üç gey ve iki transseksüel öldürüldü. Ayrıca Ankara’da bir transseksüel ve Diyarbakır’da bir gey bıçaklı saldırılar sonucu yaralanırken yine Diyarbakır’da bir transseksüel linç edilmek istendi. Üstelik bunlar sadece bizim bilebildiklerimiz!
Biz MorEl Eskişehir Lgbtt Oluşumu olarak nefret cinayetlerinin takipçisiyiz! Ceza Kanununda nefret suçunun tanımlanmasını talep ediyoruz!

Bağır herkes duysun, homofobi ve transfobi son bulsun!
Hayatın her alanında homofobi ve transfobiden kaynaklı ayrımcılığa ve şiddete maruz kalan LGBTT bireyler için devlet, yargı, polis, medya insan hakları çerçevesinde görev ve sorumluluklarını acilen yerine getirmelidir!

Dayanışma Gücümüz, Özgürlük Hedefimiz!

MorEl Eskişehir LGBTT Oluşumu

Tel: 05065745863

Destekleyen Kurumlar:
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP)
Bursa Anarşist Karnaval
Çeviri Eylem Kolektifi
Disk
Emekçi Hareket Partili Lgbtt’ler
Eskişehir Demokratik Kadın Platformu
Emekli-Sen
FeministBiz
Kaos GL Derneği
Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği
Nefret Cinayetlerini Duyuruyoruz İnsiyatifi
Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği
Siyah Pembe Üçgen LGBTT Derneği
Sosyalist Demokrasi Partili Kadınlar (SDP)
Sosyalist Feminist Kolektif (SFK)

Ulusal Basında eylemle ilgili çıkan haberler: http://www.dha.com.tr/n.php?n=bakan-kavafa-bantli-protesto-2010-03-17

16 Mart 2010 Salı

Sebahat Tuncel'den soru önergesi

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan Recep Tayip ERDOĞAN tarafından Anayasa’nın 98. ve İçtüzüğün 99. maddesi gereğince yazılı olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim.

Sebahat TUNCEL

İstanbul Milletvekili

7 Mart 2010 tarihinde, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın bir gazeteye verdiği röportajında “eşcinselliğin tedavi edilmesi gereken biyolojik bir bozukluk” olduğuna inandığını belirtmesi gerek psikiyatri ve psikoloji çevrelerinde gerekse hak temelli çalışmalar yürüten saygın sivil toplum örgütleri çevresinde ciddi tepkiye neden olmuştur. Lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transeksüel (LGBTT) bireyler ve sivil toplum örgütleri basın açıklamalarıyla Bakan Kavaf’ın açıklamalarına demokratik tepkilerini göstermiştir. Bakanın açıklamasının bilimsel açıdan mesnetsiz ve insan hakları bağlamında hak ihlali teşkil ettiği belirtilmiştir.

Ataerkil ve heteroseksist toplumlarda yerleşik olan homofobik düşüncelerin, devlet makamından kişilerin açıklamalarıyla desteklenmesi vatandaşları ciddi endişeye sevk etmektedir. Eşcinsel bireylerin toplumda karşılaştıkları ayrımcılık, şiddet ve baskılar karşısında devletin, demokratik, sosyal ve hukuk devleti olma ilkesi üzerinden, tüm vatandaşların can güvenliklerini koruyarak refah içerisinde yaşabilmelerini sağlaması gerekir. Aksi takdirde, bu tür açıklamalar eşcinselleri ötekileştirerek, ailesi tarafından eşcinsel olduğu için öldürülen Ahmet Yıldız’ın yaşadığının diğer eşcinseller tarafından da yaşanmasına neden olacaktır.

Eşcinselliğin bir hastalık olarak gösterilmesi, bu bireylerin ailelerinin “tedavi” adı altında çocuklarına manevi baskılar uygulamasına neden olabilecek tehlikeli bir yaklaşımdır.

Türkiye’nin kurucu üyesi olduğu Birleşmiş Milletler’in bir alt organı olan Dünya Sağlık Örgütü, eşcinselliğin bir hastalık olmadığını, heteroseksüellik gibi bir cinsel yönelim olduğunu yayınlarında belirtmiş, Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayımlanan Uluslararası Hastalıklar Sınıflandırması’nın bir bölümü olan ICD – 10, Beşinci Bölüm: Zihinsel ve Davranışsal Bozukluklar listesi, 1 Ocak 1993’ten beri eşcinselliği liste dışında tutmaktadır.

Aynı şekilde, uluslararası psikoloji ve psikiyatri uzmanlarının tarafından otorite kabul edilen Amerikan Psikiyatrlar Derneği 1973’te, Amerikan Psikologlar Derneği de 1975’te eşcinselliğin zihinsel ve davranışsal hastalıklar listesinden çıkarılmasına karar vermiştir. Amerikan Psikiyatrlar Derneği’nin Zihinsel Bozuklukların Diagnostik ve İstatistikî Üzerine Elkitabı’nda eşcinselliğin doğal bir durum olduğu, heteroseksüellik ve biseksüellik ile birlikte üç farklı cinsel yönelimden bir tanesi olduğunun altı çizilmiştir.

Türkiye’den de, Türkiye Psikiyatri Derneği ve Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği’nin yaptığı açıklama ile eşcinselliğin bir hastalık olmadığını belirtmesi ve bu konuda bilimsel veriler sunması önemlidir. Hükümet tarafından, bu tür açıklamalar yapılmadan önce öne sürülecek olan iddianın bilimsel gerçekliğinin ve insan hakları boyutunun düşünülmesi gerekirken, bu gibi uzmanlık isteyen hassas konularda kamuoyunu yanlış bilgilendirecek ve toplumun belli bir kesiminin dışlanmasına yol açacak açıklamalardan kaçınılması gerekmektedir.

Gerek Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit vatandaşları olan eşcinseller ve LGBTT örgütleri, gerekse diğer hak temelli çalışan demokratik kitle örgütleri, Bakan Selma Aliye Kavaf’tan bir özür beklemektedirler. Toplumun dışlanan kesimleri ile ilgili açılım süreçlerini hızlandırdığını belirten AKP Hükümeti’nden, toplumun dışlanan diğer bir kesimi olan eşcinsellerin özür beklemesi en doğal haklarıdır.


  1. Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın eşcinselliğin tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğuna dair yapmış olduğu açıklamalar, hükümetinizin eşcinsellere yönelik ortak politikasını mı yansıtmaktadır?
  1. Selma Aliye Kavaf’ın yapmış olduğu açıklamalar, hangi bilimsel verilere dayanmaktadır?
  1. Yerleşik toplumsal cinsiyet normları sebepleri ile bugüne dek hak ihlali yaşayan LGBTT’ler gibi gruplarla ilgili çalışması beklenen Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı bünyesinde, eşcinsellikle ilgili bugüne dek hak ihlalleri noktasında herhangi bir araştırma yapılmış mıdır? İlgili bakanlığın, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği alanında çalışan LGBTT örgütleri ile temasa geçmek gibi bir planı var mıdır?

  1. Selma Aliye Kavaf’ın yapmış olduğu bu tür açıklamaların kendi pozisyonundaki bir bakan tarafından basın yoluyla gerçekleştirilmesinin, eşcinselleri rencide ettiğini ve dışladığını düşünüyor musunuz? Bu bağlamda, bir görev değişikliği yapmayı düşünüyor musunuz?
  1. Bakan Kavaf tarafından yapılmış olan açıklamalardan sonra, toplumun eşcinsellere yönelik önyargı ve nefret taşıyan bazı kesimlerinin, eşcinselleri hedef alan suçlara yöneleceğini düşünüyor musunuz? Bu gibi suçların gerçekleşmesi halinde, bunun sorumlularından birinin de Sayın Bakan Kavaf olacağını düşünüyor musunuz?
  2. Selma Aliye Kavaf yapmış olduğu açıklamayla ilgili LGBTT bireylerinden kamuoyuna bir açıklama yaparak özür dileyecek midir?
  1. 2008 ve 2009 yılı Avrupa Komisyonu Türkiye İlerleme Raporları’nda yoğun şekilde yer bulan ve Bakan’ın yapmış olduğu açıklamalar ile gündeme gelen eşcinsel bireylerin eşit vatandaşlar olarak sosyal, ekonomik, politik ve kültürel alanlarda yaşadıkları açık ayrımcılık pratiklerinin, kendilerine yöneltilen şiddet ve cinayet vakalarının yasal ve fiili boyutta engellenmesi açısından hükümetinizin gerçekleştirmeyi planladığı somut bir reform paketi mevcut mudur?

15 Mart 2010 Pazartesi

Sokaktayiz! Hastanede Degil!

LGBTT'ler Bakan Kavaf'i Protesto Etmek Icin Sokaga Cikiyor.

"Escinsellik hastaliktir ve tedavi edilmelidir." diyen Kadin ve Aileden Sorumlu Devlet Bakani Selma Aliye Kavaf'i protesto ediyoruz!

Once, Kavaf hakkinda suc duyurusunda bulunulacak, ardindan da Besiktas'ta basin aciklamasi yapilacak.

16 Mart Sali saat 13.00'te sendikalar, sivil toplum orgutleri ve ruh sagligi calisanlarinin katilimiyla Besiktas Meydani'nda bir araya geliyoruz.

Lambdaistanbul LGBTT Dayanisma Dernegi

Lambdaistanbul LGBTT Dayanisma Dernegi

Tel: +90 (0) 212 245 70 68
Istiklāl Caddesi, Katip Celebi Mah. Tel Sok. No: 28/6 Kat:5
Beyoglu - Istanbul
www.lambdaistanbul.org
lambda@lambdaistanbul.org

12 Mart 2010 Cuma

Çukurova’da Homofobi Karşıtı Buluşma!

Çukurova bölgesinde, Adana ve Mersin’deki etkinler 13-17 Mart tarihlerinde. Tabipler Odası Adana Genel Sekreteri Prof. Dr. Gülşah Şeydaoğlu ile Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Erbuğ Keskin’in birlikte modere edecekleri Çukurova Üniversitesindeki 15 Mart Pazartesi günkü oturumda, “Bir Ötekileştirme Pratiği Olarak Cinselliğin Tıbbileştirilmesi ve Eşcinsellik” ile Gazi Üniversitesinden Psikiyatr, Prof. Dr. Selçuk Candansayar; “Hastalık’tan İdeoloji’ye Homofobi” ile Sosyal Psikolog Prof Dr. Melek Göregenli ve“Eşcinselliğin Adlandırılışının ve Anlamlandırılışının Türkiye Seyri” ile Kaos GL’den Ali Erol yer alacaklar.

Psikoloji Topluluğu
’nun evsahipliğindeki, Mersin Üniversitesinde, 17 Mart Çarşamba günkü oturuma ise Adana’daki konuşmacılara ek olarak “İnsan Haklarının İnsanının Cinsiyeti” başlıklı sunumu ile Ege Üniversitesinden Felsefeci Doç. Dr. Nilgün Toker dahil olacak.
Çukurova Eşcinsel İnisiyatifi’nin toplantısı ise 13 Mart Cumartesi günü, saat 14:00’de, STGM Adana Yerel destek Merkezi’nde olacak.
Belçikalı yönetmen Sümeya Kökten’in “Yasak Hisler” adlı filmi gösterimi, 14 Mart Pazar günü, saat 14:00’de, İnisiyatif Sanat Merkezi’nde olacak. Film sonrası sohbet edilecek.
Homofobi Karşıtı Buluşma, Kayseri, Edirne, Van, Antalya, Eskişehir, Diyarbakır, İzmir, İstanbul ve Ankara programlarının ardından, 16 Mayıs Pazar günü yapılacak “Homofobi ve Transfobiye Karşı Yürüyüş” ile Ankara’da tamamlanacak.

ADANA
14 MART 2010, PAZAR
Film Gösterim & Sohbet: Yasak Hisler, Yön: Sümeya Kökten, Belçika

15 MART 2010, PAZARTESİ, Çukurova Üniversitesi
Yer: Tıp Fakültesi, Hipokrat Amfisi, Saat: 13:00
“Homofobi Kimin Meselesi?”
Moderatör: Prof. Dr. Erbuğ Keskin, Tıp Fakültesi & Prof. Dr. Gülşah Şeydaoğlu, Tabipler Odası Adana Genel Sekreteri
“Eşcinselliğin Adlandırılışının ve Anlamlandırılışının Türkiye Seyri”
Ali Erol, Kaos GL
“Bir Ötekileştirme Pratiği Olarak Cinselliğin Tıbbileştirilmesi ve Eşcinsellik”
Prof. Dr. Selçuk Candansayar, Psikiyatr, Gazi Üniversitesi
“Hastalık’tan İdeoloji’ye Homofobi”
Prof Dr. Melek Göregenli, Sosyal Psikolog, Ege Üniversitesi

MERSİN
17 MART 2010, ÇARŞAMBA, Mersin Üniversitesi, Saat: 13:00
Yer: Uğur Oral Kongre Merkezi B Salonu, Çiftlik Kampüsü

“Homofobi Kimin Meselesi?”
“Eşcinselliğin Adlandırılışının ve Anlamlandırılışının Türkiye Seyri”
Ali Erol, Kaos GL
“Bir Ötekileştirme Pratiği Olarak Cinselliğin Tıbbileştirilmesi ve Eşcinsellik”
Prof. Dr. Selçuk Candansayar, Psikiyatr, Gazi Üniversitesi
“Hastalık’tan İdeoloji’ye Homofobi”
Prof Dr. Melek Göregenli, Sosyal Psikolog, Ege Üniversitesi
“İnsan Haklarının İnsanının Cinsiyeti”
Doç. Dr. Nilgün Toker, Felsefe, Ege Üniversitesi

8 Mart 2010 Pazartesi

BDP ve CHP: "Kavaf İstifa Etsin!"

"Eşcinsellik hastalıktır ve tedavi edilmelidir" diyen Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Kavaf'a BDP'li Kışanak'tan ve CHP'li Soysal'dan tepki geldi: "Bakan eşcinselleri hedef gösteriyor, ayrımcılık yapıyor. İstifa etmeli!"

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eşbaşkanı Gülten Kışanak ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, "Eşcinsellik hastalıktır ve tedavi edilmelidir" diyen Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf'ın açıklamalarını "çağ dışı" olarak değerlendirdiler. Bakanın "Ayrımcılık yaparak halkı kin ve düşmanlığa teşvik ettiğini" söylediler.
İki milletvekili de Kavaf'ı istifaya çağırdı.

Soysal, Kavaf'ın açıklamalarıyla ilgili soru önergesi hazırlıyor. BDP konuyu parti grubundan görüştükten sonra Meclis'e taşıyacak.

"Kavaf LGBTT'leri hedef gösteriyor, kişisel haklara saldırıyor"
Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Kavaf, Hürriyet gazetesine verdiği söyleşide "Ben eşcinselliğin biyolojik bir bozukluk, bir hastalık olduğuna inanıyorum. Tedavi edilmesi gereken bir şey bence. Dolayısıyla eşcinsel evliliklere de olumlu bakmıyorum. Bakanlığımızda onlarla ilgili bir çalışma yok. Zaten bize iletilmiş bir talep de yok. Türkiye'de eşcinseller yok demiyoruz, bu vaka var" dedi.

Kışanak ve Soysal, "Kadınları ve dezavantajlı grupları korumakla görevli bir bakanın bu denli sorumsuzca konuşmasının kabul edilemez" buluyor.
Soysal "Siyasetin kıblesi insandır" diyor ve ekliyor:

"Eşcinseller bu toplumun parçasıdır. Kavaf insanlar arasında ayrımcılık yapma anlayışını hayata geçiriyor ancak bu hiçbir demokratik ülkede kabul edilir bir davranış değil. Bakan açıklamalarıyla eşcinselleri damgalıyor, hedef gösteriyor ve sokaktaki insanları yanlış bilgilerle yönlendiriyor."

Kışanak da Kavaf'ın kişisel hak ve özgürlüklere saldırdığını, bu nedenle sözlerini derhal geri alarak eşcinsellerden özür dilemesi gerektiğini belirtiyor.
İki milletvekili de Meclis'in Türkiye'deki lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transseksüel (LGBTT) örgütleriyle yeteri kadar ilişki kurmadığı, bu nedenle de bakanın bu tip çağ dışı açıklamalar yaptığı görüşünde.

Soysal ve Kışanak, yürütülen hak mücadelesine kulak verilmesi ve LGBTT örgüt ve bireylerin taleplerinin dinlenmesi gerektiğini vurguluyorlar.
Kışanak ayrıca Meclis Eşitlik Komisyonu'nun bu açıklamaları gündeme alması gerektiğini ifade ediyor.

"Eşcinsellik Bir Hastalık, Tedavi Edilmeli"


Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, Hürriyet gazetesinden Faruk Bildirici’ye verdiği röportajında eşcinselleri tedavi edilmesi gereken hastalar olarak gördüğünü açıkladı.

"Eşcinseller yok demiyoruz.
Ben eşcinselliğin biyolojik bir bozukluk, bir hastalık olduğuna inanıyorum. Tedavi edilmesi gereken bir şey bence. Dolayısıyla eşcinsel evliliklere de olumlu bakmıyorum.
Bakanlığımızda onlarla ilgili bir çalışma yok. Zaten bize iletilmiş bir talep de yok. Türkiye’de eşcinseller yok demiyoruz, bu vaka var."
Hürriyet
03/07/2010

6 Mart 2010 Cumartesi

8 Mart için pankart ve döviz yapıyoruz :) evdeki kalem, görsel, boya, makas, ne varsa topla gel.


MorEl, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde Eskişehir Demokratik Kadın platformu bileşeni olarak sokaklarda...

Eylemdeki beş pankarttan birini MorEl olarak Yapıyoruz: Lgbtt varoluş ve nefret cinayetlerini içeren bir kolaj pankart yapıyoruz hep birlikte..
Ayrıca Dövizlere sözlerimizi yazıyoruz...

Sen de gel, biryerlerden görsel kes, renkli kalemlerini yanına al, makasın bandın ne varsa topla gel, birlikte özgürlüğümüzün kolajını yapalım..

7 mart pazar günü kahvaltını et, öğleden sonra saat 4'de Egev'e gel..

Seni bekliyor olacağız :)

iletişim için:
morel.eskisehir@gmail.com
05373698876

Tarih:
07 Mart 2010 Pazar
Zaman:
16:00 - 18:00
Yer:
Eskişehir Gelişim Vakfı (EGEV) ;Cumhuriye Mh. Yıldırımer Sk. Özşahin Apt. 28/1

4 Mart 2010 Perşembe

LGBTT Hakları Platformu, Bakan Kavaf’ı Onur Haftasına Davet Etti!

Avrupa Konseyi Aileden Sorumlu Bakanlar Konferansı’nın Haziran 2009’da Viyana’da yapılan toplantısına Türkiye’yi temsilen Aile Bakanı Selma Aliye Kavaf katılmıştı ve toplantıda “Biz ülke olarak eşcinsel evliliği kabul etmediğimiz gibi eşcinsel aile ebeveynlik kurumunu da kabul etmediğimizi belirtmek isteriz” diye konuşmuştu.
Bu açıklamasının üzerine LGBTT Hakları Platformu*, farklı aile modellerini, eşcinsel birliktelik yasalarını ve bu yasaların magazinsel olmayan hak temelli boyutlarının tartışılacağı LGBTT Onur Haftası’na Selma Aliye Kavaf’ı da davet etti.


Mektup şu şekilde:
Aile Bakanı Selma Aliye Kavaf’ı Farklı Aile Modellerini Tartışmaya Çağırıyoruz!
Avrupa Konseyi Aileden Sorumlu Bakanlar Konferansı’nın Haziran 2009’da Viyana’da yapılan toplantısında, “Farklı aile formlarında yetişen çocukların haklarına ilişkin” düzenlemeler ele alındı. Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, deklarasyonda yer alan “farklı aile formları” tanımına itiraz ederek, Avrupa Konseyi’ne gönderdiği yazıda “Biz ülke olarak eşcinsel evliliği kabul etmediğimiz gibi eşcinsel aile ebeveynlik kurumunu da kabul etmediğimizi belirtmek isteriz” dedi.

Demokrasiler azınlıkların haklarının gaspedilmesini engelleme prensibi üzerine kuruludur. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 16. maddesine göre "Yetişkin her erkeğin ve kadının, ırk, yurttaşlık veya din bakımlarından herhangi bir kısıtlamaya uğramaksızın evlenme ve aile kurmaya hakkı vardır."

Sayın Kavaf'ın, Türkiyeli eşcinsellerin evlenmesinin önünü tıkayarak, eşcinsel çiftlerin hayatlarını ne şekilde zorlaştırdığının farkında olmadığını düşünüyoruz. Bu yüzden öncelikle Sayın Kavaf'a, sadece heteroseksüellerin değil, herkesin bakanı olduğunu tekrar hatırlatıyoruz.

Türkiye'ye zararı dokunacak olan gey ve lezbiyenlerin birbirleri ile evlenerek kuracakları aileler değil, zorla evlendirileren eşcinsellerin mutsuz ve sağlıksız aile ortamlarıdır. Batıda yapılan pek çok araştırmaya göre eşcinsel ebeveynlerin çocukları en az heteroseksüel ailelerde yetişen çocuklar kadar sağlıklıdır. Eşcinsel ebeveynlik kurumunu reddetmenin hiç bir bilimsel temeli yoktur.

Bugün bu düşünceyi savunan bir çok eşcinsel ebeveyni de, evlatlarına sahip çıkıyor ve hakları için birlikte mücadele ediyorlar. Ailelerimiz bizimle yaşadıkları süreçleri, eşcinsel, biseksüel, trans bireylerin ebeveyni olma ve bu alanda mücadele deneyimlerini bu yıl yeniden Haziran ayının sonunda Onur Haftası etkinliklerinde bizlerle paylaşacaklar.

Sayın Kavaf,

Bu yazıyla sizi Lambdaistanbul’un ev sahipliğinde bu sene 18.si düzenlenecek ve " Aile" ana teması çerçevesinde şekillendireceğimiz LGBTT Onur Haftası'na davet ediyoruz. Etkinliklerimizde farklı aile modellerini, eşcinsel birliktelik yasalarını ve bu yasaların magazinsel olmayan hak temelli boyutlarını tartışmaya açacağız. Bu tartışmalara katılmanız ve LGBTT bireyleri ve ailelerini, dolayısıyla Türkiye Toplumu'nu daha yakından tanımanıza imkan verecektir.
*LGBTT Hakları Platformu
Hevjin LGBTT Diyarbakır Oluşumu
Kaos GL Derneği
Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği
MorEL Eskişehir LGBTT Oluşumu
Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği
Siyah Pembe Üçgen İzmir LGBTT Derneği”

3 Mart 2010 Çarşamba

3 Mart Uluslarası Seks İşçiliği Günü...

3 Mart Uluslarası Seks İşçiliği Günü – March 3rd International Sex Workers Right Day

Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği 3 Mart Etkinlikleri:
13:00 – 14:30 – Tanıklıklar
Başak – Sevgi – Ganimet - Sinem
15:00 – 16:30 – Seks İşçiliğinin Türkiye’deki ve Dünyadaki Durumu
Belgin - Kemal
18:00 - Basın Açıklaması

Not: 13:00 – 16:30 arası söyleşiler Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği’nde* gerçekleştirilecektir. Basın Açıklaması, Ankara, Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı Önünde Yapılacaktır.

*Ataç 1 Sokak No:3/8 Yenişehir – Kızılay – ANKARA
0 312 433 85 17 pembehayat@pembehayat.org

2 Mart 2010 Salı

Medya Nefreti Körüklüyor

Nefret cinayetleri son bulsun!

Lambdaistanbul üyeleri, nefret cinayetlerinin son bulmasını ve medyanın bilinçlenmesini istedi. Lambdaistanbul üyeleri, nefret cinayetlerine ve medyadaki homofobiye karşı, dün Galatasaray Meydanında buluştu. “Travesti ve transeksüel cinayetler politik cinayetlerdir”, “Anayasaya cinsiyet kimliği eklensin”, “Bihter Behlül'ü de, Katya'yı da öpebilmeli”, “Erkek egemen şiddete son” yazılı dövizler açan grup adına açıklama yapan Rüzgar Gökçe, son iki ayda üç gey ve iki transeksüelin öldürüldüğü, bir transeksüel ve bir geyin de bıçaklı saldırı sonucu yaralandığını açıkladı.

Medyanın cinayetleri önleme yerine, 'eşcinsellik tedavileri'nin reklamını yaptığına işaret eden Gökçe, “Fatih Altaylı ve Hülya Avşar; Zekeriya Beyaz ve Cemil İpekçi gibi medyatik kişilere durduk yere eşcinsellikle ilgili sorular sorarak onları homofobik açıklamalar yapması için kışkırtıp nefreti daha da körüklüyor” dedi.

Nefret cinayetlerinin de, medyanın da takipçisi olduklarını belirten Gökçe şunları söyledi: “Medyanın bilinçlenmesini ve yaydığı nefretin farkına varmasını, 'nefret cinayeti' olgusunun tartışılabilir hale gelmesini ve gerçekliğe olan sansürün son bulmasını talep ediyoruz.”
Basın açıklamasının tam metni şöyle:
Nefret Cinayetlerine ve Medyadaki Homofobiye Karşı Eylem ve Basın Açıklaması

Son iki ayda beş kişi daha nefret cinayetine* kurban gitti. Homofobi ve transfobi öldürmeye devam ediyor, medya destekliyor.

2010 başından beri, yani sadece son iki ayda üç gey ve iki transseksüel öldürüldü. Ayrıca bir transseksüel ve bir gey bıçaklı saldırılar sonucu yaralanırken yine bir transseksüel linç edilmek istendi. Üstelik bunlar sadece bizim bildiklerimiz!

Homofobi ve transfobi kısa sürede bu kadar can almışken, medya bu cinayetlerin nasıl önlenebileceğini tartışmak yerine homofobik, transfobik, bilimdışı şarlatanları birer tıp otoritesi ilan edip”eşcinsellik tedavileri"nin reklamını yapıyor. Bunun yanında Fatih Altaylı ve Hülya Avşar; Zekeriya Beyaz ve Cemil İpekçi gibi medyatik kişilere durduk yere eşcinsellikle ilgili sorular sorarak onları homofobik açıklamalar yapması için kışkırtıp nefreti daha da körüklüyor. Esra Erol ise programını arayan lezbiyen izleyiciye birkaç dakika içinde dışlama, ifadeyi engelleme, küçümseme, yok sayma, alay etme, hakaret iması, tehdit gibi homofobinin envai çeşidini sergileyerek nefret ateşini daha da harlıyor.

Bizler Lezbiyen, Gey, Biseksüel,Travesti ve Transseksüeller olarak Nefret Cinayetleri'nin de, Medya'nın da takipçisiyiz! Medya' nın bilinçlenmesini ve yaydığı nefretin farkına varmasını,”nefret cinayeti" olgusunun tartışılabilir hale gelmesini ve gerçekliğe olan sansürün son bulmasını talep ediyoruz!

* Dipnot: Denizli, Afyonkarahisar, Antalya ve İstanbul’da üç gey ve iki transseksüel öldürüldü. Ayrıca Ankara’da bir transseksüel ve Diyarbakır’da bir gey bıçaklı saldırılar sonucu yaralanırken yine Diyarbakır’da bir transseksüel linç edilmek istendi.