LGBTT Hakları Platformu, LGBT Bireylere Yönelik Nefret Suçları Raporu hazırladı.
Avukat Senem Doğanoğlu’nun hazırladığı “Adaletin LGBT Hali” başlıklı rapor “Nefret Suçları”, “LGBT Bireylere Yönelik Nefret Suçları” ve “LGBT Bireylere Yönelik Nefret Suçları ve Yargısal Tutum” bölümlerinden oluşuyor.
“LGBTT bireyler yönelik insan hakları ihlalleri cezasız kalıyor”
LGBTT Hakları Platformundan Umut Güner, Platform adına LGBTT bireylere yönelik insan hakları ihlallerini izleme ve raporlama sırasında sıkça sordukları soruların başında “adalet” tanımının geldiğini söylüyor.
“LGBTT bireyler yönelik insan hakları ihlalleri genellikle cezasız kalıyor. Çünkü LGBTT bireyler hem deşifre olacakları, hem de adaletin tecelli etmeyeceği düşüncesiyle yargıya başvurmuyorlar. Yargıya başvuran LGBTT bireyler ise daha işin başında yargı sürecinde cinsel yönelim ve cinsiyet kimlikleri nedeniyle ayrımcılığa uğrayacaklarını ve adaletin her zaman gerçekleşmeyeceği bilgisi ile başvuruyorlar. Aslında mağdur olmayı göze alarak yargı sürecini başlatıyorlar.”
LGBTT Hakları Platformu, işkence, kötü muamele, yaşam hakkı, mahremiyet hakkı gibi temel haklar alanında izleme yapıyor. Platform ayrıca bu hakların ihlallerinin yargı sürecini de izlemeye çalışıyor. Güner, Platformun izlediği davalar ve dava süreçlerinde yaşananlardan hareketle raporun hazırlandığını belirtti.
Nefret saiki, Eryaman Davası sırasında Pembe Hayat Derneği ve Derneğin Avukatı Senem Doğanoğlu’nun verdiği mücadele ile kısmen de olsa mahkemenin kararını etkileyecek şekilde yargı kararlarında yer almıştı.
“Nefret suçları hukuki bir mesele olmaktan ziyade siyasal bir sorun”
Nefret suçlarına ilişkin teorik çerçevenin çizdiği sınırlarla yargı kararlarına bakan raporda “Nefret suçları, hukuki bir mesele olmaktan ziyade siyasal bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye’deki tarihsel yapılarda ve toplumsal kurumlarda çok çeşitli biçimlerle kendisini göstermektedir” denilmekte.
Bulgular
“Yargı makamları çoğunlukla LGBT bireylere yönelik toplumsal önyargıyı teyit eden bu anlamda olmak üzere mevcut eşitsizliğin meşru zeminini yeniden üreten kararlar vermekte ve ayrımcılığın beslendiği alanlardan birini yaratmaktadır.”
“Yargı makamlarının toplumsal algıya paralel olarak kurduğu zeminde cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği nedenleriyle bireylerin maruz kaldıkları nefret suçları görünmez olmakta, faillerin motivasyonları ceza muhakemesi açısından araştırılması gereken bir esas olarak değerlendirilmemektedir.”
“Yargı makamları, faillerin motivasyonlarını araştırmak gerektiğinde ise ancak mağdurun ya da maktulün varsayılan cinsel davranışı ile faili ilişkilendirilmekte ve bu durum yine toplumsal önyargıları besleyen, faillerin davranışlarını kimi zaman cezasız bırakmakta kimi zaman alt sınırlarda cezalandıran bir sonuç yaratmaktadır.”
Öneriler
“Bu veriler ışığında homofobi-transfobi kaynaklı, düşmanlığın tetiklediği nefret suçlarının ortaya çıktığı karmaşık iktidar ilişkilerine siyasal alanda muhalefet etmenin imkânlarını yaratmak zorunlu görülmekle birlikte yasa uygulayıcılarının nefret suçları konusunda bilgilendirilmesi, nefret suçları ile ilgili mevzuat oluşturmaya yönelik çalışmalara başlanılması gerekmektedir.”(AE)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder