TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayip Erdoğan’ca yazılı olarak yanıtlanmasını dilerim
.
Saygılarımla. 15.05.2009
AKIN BİRDAL
İnsanlığın yüzyıllardır sürdürdüğü mücadele sonucu, yaşam hakkı bütün toplumsal ve siyasal sistemlerde, en kutsal hak olarak kabul edilmiştir. Ve hukuk devletinin başta gelen görevleri arasında “yurttaşlarının yaşam hakkını” koruması gelmektedir. Ülkemizde de gerek yasalar gerekse de anayasa çerçevesinde bu hak tanınmış ve korunmuştur. Bu hakkın yanı sıra, yurttaşlarımızın hiçbir gerekçe ile ayrımcılığa maruz kalmayacakları da anayasa ve yasalarla tanınmış ve vurgulanmıştır.
Oysa son günlerde yaşanan olaylar gerek yaşam hakkının gerekse de ayrımcılık yapılamaz ilkesinin ihlal edildiğini göstermektedir.
Yıllardan beri hakemlik yapan bir yurttaşımız, cinsel yöneliminden dolayı açıkça bir ayrımcılığa uğrayarak, askerlik yapmadığı gerekçesi ile hakemlikten uzaklaştırılmıştır. Bu durum hem ayrımcılık yapıldığına ilişkin bir örnek hem de insan haklarının doğrudan çiğnenmesi anlamına gelmektedir. Gerek uluslar arası hukuk ve sözleşmeler gerekse de Anayasa ve yasalarla belirlenen eşitlik ve ayrımcılık yapılamaz ilkesi bir yönetmelik gerekçe gösterilerek açıkça ihlal edilmektedir.
Yaşam hakkı konusunda da benzer bir durum yaşanmaktadır. Yaklaşık 6 aydan beri basına ve kamuoyuna yansıdığı kadarıyla transseksüel, travesti ve eşcinsel yurttaşlarımızın yaşam hakkını ortadan kaldırıcı ve çoğu ölümle sonuçlanan saldırılar yaşanmaktadır.
Son dönemlerde transseksüel bireylere yönelik işlenen cinayetler hakkında hiçbir resmi açıklama yapılmamakta, cinayetlerin nefret saiki ile işlendiği kaygısını giderebilecek Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulmuş herhangi bir birim olmadığından cinayetlerin akıbetini izlemek mümkün olmamaktadır.
Oysa transseksüel yurttaşlara yönelik saldırılar konusunda en son Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 17 Ekim 2008 tarihli kararı bu açıdan acil olarak idari birimlere olan gereksinime işaret etmektedir: "Sanıklar kendilerinin ve çevrelerindeki insanların "önyargılarının tetiklediği" düşüncelerle çevrelerinde yaşamakta olan ve kendilerinin transseksuel bireyler olarak tarif eden müdahillere karşı belli bir karar doğrultusunda yoğun ve sürekli saldırılarda bulunmuşlar, onları yaşadıkları hayat alanından ayrılmaya zorlamışlardır".
Bu çerçevede konuyla ilgili olarak;
1-Eşcinsel olduğundan dolayı hakemlik görevinden alınan yurttaşımızın işine geri dönmesi söz konusu mudur?
2-Hakemlikten alınmasının gerekçesini oluşturan talimat/genelgenin değiştirilmesi düşünülmekte midir?
3-Transseksüel-travesti-eşcinsel yurttaşlarımıza karşı son bir yılda kaç saldırı yapılmış ve bunların ne kadarı ölümle sonuçlanmıştır?
4-Bu saldırıların failleri yakalanmış mıdır?
5-Ankara 11. Ceza Mahkemesinin yukarda aktarılan kararı gereğince TCK da “nefret suçları” adı altında bir düzenleme yapılması için sürdürülen bir çalışma var mıdır?
6-Cinsel yönelim ve cinsiyet kimlik ayrımcılığını gidermek amacıyla, Türk Ceza Kanunu’nun 122. maddesinin değiştirmesi için bir çalışma yürütülmekte midir?
7-Anayasa’nın yasa önünde eşitlik ilkesini düzenleyen 10. maddesinin, LGBT bireyleri de kapsayacak şekilde değiştirmesi düşünülmekte midir?
8-Transseksüel-travesti-eşcinsel bireylerin önünde ciddi bir engel teşkil eden istihdamda ayrımcılığı önlemeye yönelik programlar gündemde midir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder