Translate
28 Eylül 2009 Pazartesi
MorEl, Sivil Sesler Festivali'ndeydi..
Sivil Toplum Geliştirme Merkezi (STGM)’nin 25-26 Eylül 2009 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlediği “Sivil Sesler Festivali” sivil toplum örgütlerinin festivali olmak üzere yola çıktı. Bu yıl ilki düzenlenecek olan festivalin teması ‘Sivil Toplum ve Değişim’, amacı ise daha örgütlü ve güçlü bir sivil toplumun oluşmasına olanak sağlamak için sivil toplum örgütlerinin bir araya gelmesini ve çalışma alanlarında yarattıkları değişimin görünür olmasını sağlamaktı. MorEl Eskişehir LGBTT Oluşum'u bileşeni olduğu LGBTT Hakları Platformu olarak festivaldeki yerini aldı.
Etiketler:
LGBTT Hakları Platformu,
MorEl,
sivil sesler,
stgm
14 Eylül 2009 Pazartesi
İngiltere, Alan Turing’ten Özür Diledi!
Cumartesi, 12 Eylül, 2009
Haber: Kemal Ordek
Birleşik Krallık Başbakanı Gordon Brown, İkinci Dünya Savaşı yıllarında İngiliz istihbaratına, Nazilerin “enigma” adı verilen karmaşık kodlarını kırarak yardımcı olan ünlü matematikçi Alan Turing’in savaş sonrası eşcinsel olduğu için maruz kaldığı kötü muamele sebebiyle kendisinden özür dileyen bir açıklama yayınladı.
Britanya Hükümeti Başbakanlık Ofisi’nin resmi websitesinden yapılan açıklamada, Turing’in 1952’de “büyük ahlaksızlık” gerekçesiyle kimyasal kastrasyona mahkûm olmasının kabul edilemez olduğu belirtiliyor.
Bilgisayar bilimcileri, tarihçiler ve LGBT aktivistlerinin yoğun talebi üzerine yapılan açıklamada, Alan Turing’in hükümet tarafından, Birleşik Krallık’ın bugüne kadarki homofobi mağdurlarının en bilenenlerinden biri olarak kabul edilmesinin, ülkede yaşayan LGBT’lerin haklarını daha çok güvence altına almak amacıyla yapılan çalışmalar açısından önemli bir adım olduğu vurgulanıyor.
Brown’ın açıklaması şu şekilde bitiyor: “Holokost ve bütün savaşın gerçek kötülüklerinin Avrupa’nın bugününde değil de sadece geçmişinde kalmış olması, tamamiyle Alan Turing gibi, kendilerini faşizme karşı savaşmaya adamış erkek ve kadınların sayesindedir. Birleşik Krallık Hükümeti ve Turing’in yaptıkları sayesinde özgürce yaşayan herkes adına, şunu söylemekten gurur duyuyorum: Özür dileriz, sen çok daha iyi bir yaşamı hak ettin.”
Alan Turing kimdir?
Alan Mathison Turing (23 Haziran 1912 – 7 Haziran 1954), İngiliz matematikçi ve bilgisayar bilimcisi. Bilgisayar biliminin kurucusu sayılır. Geliştirmiş oldugu Turing testi ile makinaların ve bilgisayarların düşünme yetisine sahip olup olamayacakları konusunda bir kriter öne sürmüştür.
II. Dünya Savaşı sırasında Alman şifrelerinin kırılmasında çok önemli bir rol oynadığı için savaş kahramanı sayılmıştır. Ayrıca Manchester Üniversitesi'nde çalıştığı yıllarda, Turing makinası denilen algoritma tanımı ile modern bilgisayarların kavramsal temelini atmıştır.
Adı ayrıca Princeton'da beraber çalıştığı tez hocası Alonzo Church ile geliştirdiği Church-Turing Hipotezi ile de matematik tarihine geçmiştir. Bu tez bir algoritmayla tarif edilebilecek tüm hesaplamaların dört işlem, projeksiyon, eklemleme ve tarama operasyonları ile tarif edilebilecek hesaplamalardan ibaret olduğunu ifade eder. Bir matematiksel teorem olmaktan ziyade matematik felsefesi hakkında çürütülememiş bir hipotezdir.
1952 yılında şantaja maruz kaldığı şikâyetiyle polise başvurup eşcinsel olduğunu açıklayan Turing, eşcinsellik suçlamasından yargılanıp 1 sene boyunca östrojen iğnesi olmaya mahkûm edilmiştir. 1954 yılında potasyum siyanid zehirlenmesinden ölmüştür. Polis araştırmasında Turing'in yediği elma ile siyanur zehiri alarak intihar sonucu olduğuna karar verilmiştir. Buna rağmen Turing'in zehirlenmesinin kendisi tarafından intihar nedeniyle olmadığı ve başkalarının bu şüpheli olümde bir parmağı olduğu iddiası sürdürmüştür.
Adı ayrıca anısına verilen ve bilgisayar biliminin Nobel'i sayılan Turing Ödülü ile de akademik bilişim dünyasının bir parçası olmuştur.
Gelişim biyolojisi alanındaki en önemli matematiksel modellerden biri olan reaksiyon-difüzyon modeli de Turing tarafından formüle edilmiştir.
http://number10.gov.uk
http://tr.wikipedia.org/wiki/Alan_Turing
Etiketler:
Alan Turing,
eşcinsellik,
homofobi,
İngiltere,
özür
13 Eylül 2009 Pazar
HIV/AIDS katliamcı değil sadece tıbbi bir durumdur…!
“Hitler'li AIDS reklamı korku ve nefret üreten mesajlarla son günlerde yazılı ve görsel basında genişçe yer almakta.
Bir çiftin seviştiği reklam filminin sonunda erkeğin Adolf Hitler olduğu anlaşılıyor ve dik bakışlarının altında "AIDS katliamcıdır" sloganı yer alıyor. HIV/AIDS’e ve HIV ile yaşayan kişilere yönelik ön yargıları tetikleyen bu filmin yanı sıra, kampanyada Joseph Stalin ve Saddam Hüseyin'in de kadınlarla sevişirken gösterilen posterleri yer alıyor.
Kampanya düzenleyicileri, uluslararası medya ve sivil toplum örgütleri tarafından da büyük tepki gören kampanyanın amacını, korunmadan yapılan sekse dikkat çekmek ve "insanları sarsmak" olduğunu belirtiyor.
Öte yandan, 7 Eylül 2009 tarihinde New York Times gazetesinde yer alan habere göre "Ulusal AIDS Vakfı da (National AIDS Trust), reklamı HIV'le yaşayan insanları damgaladığı gerekçesiyle eleştiriyor"
Bu tür kampanya ve reklamlar insanların HIV/AIDS’e daha çok kulaklarını kapatmasına ve dolayısıyla doğru bilgi edinmelerine engel olmaktadır.
Bugüne kadar yürütülen başka kampanyalarda da korkutma unsurları kullanılmış ve HIV ile yaşayan insanlar kötü, cani, tehlikeli ve toplum sağlığına zarar veren kişiler olarak lanse edilmiştir. Reklam ve haber içeriklerinde HIV ile yaşayanların kötü üne sahip insanlarla benzeştirilmesi, yine HIV/AIDS reklamlarında kullanılan kasları erimiş ve tedavi alamayan hastalar; açlık ve savaş pençesinde yaşam savaşı veren soluk benizli insanların görselleri gibi olumsuz etki yaratmaktadır. Bu tür yayınlar HIV ile yaşayanlarla ilgili önyargıları arttırıp, HIV pozitiflerin maruz kaldığı ayrımcılığı derinleştirmektedir. Yine bu korkutucu mesajlar, farkındalık yaratmaktan öte, toplumun genelinde HIV/AIDS’le ilgili doğru bilgiye ulaşmayı ve dolayısıyla HIV/AIDS’ten korunmayı/test yaptırmayı engellemektedir.
HIV/AIDS’in tarihte büyük katliamlar ve zulümler yapan Hitler ve diğer diktatörler ile özdeşleştirildiği bu kampanyayı dünyanın önde gelen diğer AIDS kuruluşları ile birlikte Pozitif Yaşam Derneği olarak biz de kınıyor ve bu kampanyanın acilen durdurulmasını talep ediyoruz.
HIV pozitif veya negatif fark etmeden, el ele yürüdüğümüz, aynı dünyayı paylaştığımız ve ürküten mesajlar yerine “doğru” bilgilendiren reklamların yapıldığı kampanyalar görmeyi arzu ediyoruz.”
Kampanya afiş ve videosunu izlemek için: (Kampanya: “AIDS katliamcıdır/soykırımcıdır”)
HIV Pozitif ayrımcılığa karşı video için: (Kampanya : “Seropozitifleri dışlamak, serofob’luktur!”)
http://www.stopserophobie.org/
Bir başka kampanya videosu için: (Kampanya: “Free Hugs – HIV/Aids )
http://www.youtube.com/watch?v=r4vBX38T_38
Etiketler:
aıds,
hiv,
pozitif yaşam derneği
12 Eylül 2009 Cumartesi
Dünya'dan LGBT başlıkları..
Eşcinselliğin “dekriminalizasyon”u kararı için geri sayım sürerken Hint hükümeti olumlu sinyal veriyor...
NDTV televizyonunun Bakanlar Kurulu toplantısından edindiği bilgiye göre Hint hükümeti, Delhi Yüksek Mahkemesi tarafından 2 Temmuzda tarihinde alınan ve eşcinselliğin suç olmaktan çıkarılması kararına uyacağını bildirdi. Birçok siyasi ve dini muhalif tarafından eleştirilen girişimle ilgili, 14 Eylülde Yargıtay’ın onama veya red kararı belirleyici olacak.
NDTV televizyonunun Bakanlar Kurulu toplantısından edindiği bilgiye göre Hint hükümeti, Delhi Yüksek Mahkemesi tarafından 2 Temmuzda tarihinde alınan ve eşcinselliğin suç olmaktan çıkarılması kararına uyacağını bildirdi. Birçok siyasi ve dini muhalif tarafından eleştirilen girişimle ilgili, 14 Eylülde Yargıtay’ın onama veya red kararı belirleyici olacak.
Belçikalı bakan bir TV programında coming out’unu yaptı...
Flaman hükümetinde göçmen işleri ve eğitimden sorumlu bakan Pascal Smet, bir televizyon programında gey olduğunu açığa vurdu. Röportaj sırasında “ironik olmakla birlikte, kendi himayesinde Belçika Kızıl Haç’ının kan bağışı kampanyasının rozetini taşıdığını ancak gey olduğu için kendisinin kan veremediğini söyledi.
Uganda’da politikacılar bel altı vuruyor...
ÜlkeninCumhurbaşkanı Museveni, 2011 seçimlerinde kendisine en zorlu rakip olması beklenen muhalefet lideri Olara Otunnu’nun “gey ve aynı zamanda HIV Pozitif” olduğunu iddia etti. İktidarı ele geçirmek için her yolun mubah sayıldığı Uganda’da yapılan bu siyasi karalama kimseyi şaşırtmadı!
Dünyanın ilk trans tanışma sitesi Hindistan’da açıldı...
Tamil dilinde “saygın kadın” anlamına gelen "Thirunangai" isimli site, 200.000 (erkekten-kadına) trans’ın yaşadığı ülkedeki önemli bir ihtiyaca cevap vereceğe benziyor.
Avustralya rugby milli takımı homofobiye karşı eylemde...
Avustralya rugby milli takımımedya karşısında verdikleri demeç ve çok net mesajlar içeren fotolarla ayrımcılığa karşı mücadeleye desteklerini göstermiş oldular.
Avustralya rugby milli takımımedya karşısında verdikleri demeç ve çok net mesajlar içeren fotolarla ayrımcılığa karşı mücadeleye desteklerini göstermiş oldular.
Vermont Eyaleti’ni ilk kutlayan dondurmacı Ben & Jerrry’s oldu...
Gey evliliğin yasalaşarak geçen hafta yürürlüğe girdiği beşinci Amerikan eyaleti Vermont’a özel paketinde gökkuşağı altında smokinli bir gey çift kullanan şirket, 30 yıldır her türlü eşitlikten yana olduklarını bildirdi.
Portekiz Cumhurbaşkanı’ndan, veto tehdidi...
Sağcı Silva, sosyalist hükümetin, sivil birlik paktıyla bağlı çiftlere, evli olanlarla aynı hakları tanımak için hazırladığı tasarıya karşı duruyor. Komşusu İspanya’nın aksine, güçlü Katolik geleneğe sahip Portekiz’in, hâlâ toplumsal ilerleme konusunda isteksiz olduğu görülüyor.
10 Eylül 2009 Perşembe
Litvanya: Parlamento Eşcinselliği Suç İlan Etmek Üzere Harekete Geçti !
Biz MorEl olarak Litvanya Parlamentosu'nun yeni yasa önerisini KINIYORUZ!
Uluslararası Af Örgütü Litvanya’yı, Litvanya Parlamentosu’nun eşcinselliğin konuşulmasını yasaklamak üzere atacağı her hangi bir adım, ifade özgürlüğü ve ayrımcılıkla mücadele hususunda uluslararası yükümlülüklerine karşı gelmek anlamına geleceğine dair uyardı.
Bu uyarı, Litvanya Parlamentosu, sonbaharda açıldığında “eşcinselliğin kamuya açık alanlarda teşvik edilmesini” suç sayan yeni yasayı tartışacağı için yayımlandı.
Uluslararası Af Örgütü Avrupa ve Orta Asya Programı Direktörü Nicola Duckworth, “Bu tasarı, Litvanya’da devlet destekli homofobinin geldiği son noktayı gösteriyor” diyor.
If adopted, they would permit the prosecution of an extremely wide variety of activities, including campaigning on human rights issues relating to sexual orientation and gender identity, providing sexual health information to lesbian, gay, bisexual or transgender (LGBT) people or the organization of gay film festivals, or Pride events.
Eğer yasa kabul edilirse, cinsel yönelim, cinsel kimlik, LGBT bireylere cinsel sağlık bilgileri ulaştırmak gibi konularda kampanya yapmak, eşcinsel filmleri festivali ya da onur yürüyüşü düzenlemek de dahil pek çok konuyla ilgili soruşturma açılabilecek.
Nicola Duckworth, “Ceza Kanunu’na girmesi teklif edilen bu madde sebebiyle tutuklanacak herkes Uluslararası Af Örgütü tarafından düşünce suçlusu sayılacaktır” dedi.
Teklif edilen maddeler Temmuz Ayı’nda kabul edilen ayrımcı “Gençleri Kamuyla Paylaşılan Bilgilerin Zararlı Etkilerinden Koruma Kanunu”nu takip ediyor. Bu yasa, “eşcinsel, biseksüel ve çok eşli ilişkiler için tahrik” içeren malzemeleri okullarda, kamu alanlarında ve medyada yasaklıyor. Yeni yasaysa daha da ileri giderek eşcinselliğin herhangi bir şekilde toplum içinde ifadesini, tasvirini, hatta konuya dair bilgi paylaşımını suç kabul etme potansiyelini taşıyor.
Yasalar, LGBT bireylerin gerekli bilgiye, cinsel kimlik ve yönelimine göre yaşamalarını sağlayacak güvenlik ve desteğe ulaşmaktan alıkoyuyor. Ayrıca, artan oranda ayrımcılık, işsizlik ve hizmetlere ulaşamamak da dahil pek çok insan hakları ihlalinin oluşmasının önünü açıyor.
Nicola Duckworth, “Berlin Duvarı’nın yıkılmasından 20 yıl sonra Litvanya Parlamentosu, toplumun bir kısmını hedef gösterip, bilgi akışı ve ifade özgürlüğüyle ilgili gaddarca sınırlamalar koyarak zamanı geriye alıyor” diyor.
“Avrupa Birliği üyesi bir ülkenin böylesi yasalar çıkarmayı düşündüğüne dahi inanmak zor.”
“Halkın seçilmiş temsicileri olarak milletvekilleri herkesin haklarını korumak, herkese saygı duymak ve ülkenin uluslararası yükümlülüklerinin hepsine riayet etmek için çalışmalıdırlar.”
Arka Plan:
Yukarıda sözü geçen yasa teklifleri:
Ceza Kanunu’nun yeni 310’uncu maddesi “kamuya açık alanlarda eşcinsel ilişkiye teşvik” adıyla anılıyor. Yasaya göre, “kamuya açık alanlarda eşcinsel ilişkiye teşvik edenler, kamu hizmeti, para veya hapis cezasına tabi bir suş işlemişlerdir.” Suç aynı zamanda tüzel kişiler tarafından da işlenebiliyor.
İdari Kanunun yeni 214’üncü maddesi “eşcinsel ilişkiye teşvik ve teşvik edilmesini maddi olarak desteklemek 1.000 ila 5.000 Litas para cezasıyla cezalandırılır” diyor.
Litvanya ifade özgürlüğünü garanti altına alan Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi (ICCPR) ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ‘nin (ECHR) imzacısıdır. Sınırlamalar net bir şekilde sınırlandırılmış bir alanı hedefleyebilir. Önerilen yasalar kriterlerin ikisine de uymamaktadır.
ICCPR ve ECHR, diğer uluslararası insan hakları araçları gibi cinsel yönelim üzerinden ayrım yapılmasını yasaklar. Bu yasalar, Litvanya’nın ayrımcılık yapmamakla ilgili yükümlülüklerini açıkça ihlal etmesine sebep olacak hiçbir gerekçe ve mantıklı bir savunu olmadan pek çok hakkın kullanılmasını sınırlıyor.
Daha fazla bilgi ve çalışmalarımıza destek olmak için bize katılın!
www.amnesty.org.tr
Uluslararası Af Örgütü Litvanya’yı, Litvanya Parlamentosu’nun eşcinselliğin konuşulmasını yasaklamak üzere atacağı her hangi bir adım, ifade özgürlüğü ve ayrımcılıkla mücadele hususunda uluslararası yükümlülüklerine karşı gelmek anlamına geleceğine dair uyardı.
Bu uyarı, Litvanya Parlamentosu, sonbaharda açıldığında “eşcinselliğin kamuya açık alanlarda teşvik edilmesini” suç sayan yeni yasayı tartışacağı için yayımlandı.
Uluslararası Af Örgütü Avrupa ve Orta Asya Programı Direktörü Nicola Duckworth, “Bu tasarı, Litvanya’da devlet destekli homofobinin geldiği son noktayı gösteriyor” diyor.
If adopted, they would permit the prosecution of an extremely wide variety of activities, including campaigning on human rights issues relating to sexual orientation and gender identity, providing sexual health information to lesbian, gay, bisexual or transgender (LGBT) people or the organization of gay film festivals, or Pride events.
Eğer yasa kabul edilirse, cinsel yönelim, cinsel kimlik, LGBT bireylere cinsel sağlık bilgileri ulaştırmak gibi konularda kampanya yapmak, eşcinsel filmleri festivali ya da onur yürüyüşü düzenlemek de dahil pek çok konuyla ilgili soruşturma açılabilecek.
Nicola Duckworth, “Ceza Kanunu’na girmesi teklif edilen bu madde sebebiyle tutuklanacak herkes Uluslararası Af Örgütü tarafından düşünce suçlusu sayılacaktır” dedi.
Teklif edilen maddeler Temmuz Ayı’nda kabul edilen ayrımcı “Gençleri Kamuyla Paylaşılan Bilgilerin Zararlı Etkilerinden Koruma Kanunu”nu takip ediyor. Bu yasa, “eşcinsel, biseksüel ve çok eşli ilişkiler için tahrik” içeren malzemeleri okullarda, kamu alanlarında ve medyada yasaklıyor. Yeni yasaysa daha da ileri giderek eşcinselliğin herhangi bir şekilde toplum içinde ifadesini, tasvirini, hatta konuya dair bilgi paylaşımını suç kabul etme potansiyelini taşıyor.
Yasalar, LGBT bireylerin gerekli bilgiye, cinsel kimlik ve yönelimine göre yaşamalarını sağlayacak güvenlik ve desteğe ulaşmaktan alıkoyuyor. Ayrıca, artan oranda ayrımcılık, işsizlik ve hizmetlere ulaşamamak da dahil pek çok insan hakları ihlalinin oluşmasının önünü açıyor.
Nicola Duckworth, “Berlin Duvarı’nın yıkılmasından 20 yıl sonra Litvanya Parlamentosu, toplumun bir kısmını hedef gösterip, bilgi akışı ve ifade özgürlüğüyle ilgili gaddarca sınırlamalar koyarak zamanı geriye alıyor” diyor.
“Avrupa Birliği üyesi bir ülkenin böylesi yasalar çıkarmayı düşündüğüne dahi inanmak zor.”
“Halkın seçilmiş temsicileri olarak milletvekilleri herkesin haklarını korumak, herkese saygı duymak ve ülkenin uluslararası yükümlülüklerinin hepsine riayet etmek için çalışmalıdırlar.”
Arka Plan:
Yukarıda sözü geçen yasa teklifleri:
Ceza Kanunu’nun yeni 310’uncu maddesi “kamuya açık alanlarda eşcinsel ilişkiye teşvik” adıyla anılıyor. Yasaya göre, “kamuya açık alanlarda eşcinsel ilişkiye teşvik edenler, kamu hizmeti, para veya hapis cezasına tabi bir suş işlemişlerdir.” Suç aynı zamanda tüzel kişiler tarafından da işlenebiliyor.
İdari Kanunun yeni 214’üncü maddesi “eşcinsel ilişkiye teşvik ve teşvik edilmesini maddi olarak desteklemek 1.000 ila 5.000 Litas para cezasıyla cezalandırılır” diyor.
Litvanya ifade özgürlüğünü garanti altına alan Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi (ICCPR) ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ‘nin (ECHR) imzacısıdır. Sınırlamalar net bir şekilde sınırlandırılmış bir alanı hedefleyebilir. Önerilen yasalar kriterlerin ikisine de uymamaktadır.
ICCPR ve ECHR, diğer uluslararası insan hakları araçları gibi cinsel yönelim üzerinden ayrım yapılmasını yasaklar. Bu yasalar, Litvanya’nın ayrımcılık yapmamakla ilgili yükümlülüklerini açıkça ihlal etmesine sebep olacak hiçbir gerekçe ve mantıklı bir savunu olmadan pek çok hakkın kullanılmasını sınırlıyor.
Daha fazla bilgi ve çalışmalarımıza destek olmak için bize katılın!
www.amnesty.org.tr
Etiketler:
eşcinsellik,
litvanya,
uluslararası af örgütü,
yasa
5 Eylül 2009 Cumartesi
Ekim'de “LGB İşçiler Buluşuyor”
Röportaj: Özge Gökpınar
Kaos GL tarafından düzenlenen "LGB İşçiler" buluşması başlıyor. Farklı şehirlerden eşcinsel ve biseksüeller olarak 24-25 Ekim 2009'da, Ankara’da çalışma hayatı içinde yaşadığımız sorunları paylaşmak ve sendikal süreç içindeki problemleri maddelemek ve ileriye dönük bu sorunları nasıl aşabileceğimizi tartışmak amacıyla buluşuyoruz.
24-25 Ekim - Ankara
Yıllardır Kaos GL olarak çalışma hayatında LGBTT bireylerin yaşadığı sorunlara karşı oldukça duyarlı bir yaklaşım sergileyerek, hem danışmanlık hem de tanıklık gösterme amacıyla raporlama yapmaktayız. Şimdi ise bu buluşmada sendikaların LGB çalışanlarına karşı tutumu belirlemeye çalışıyoruz.
Kaos GL olarak bu çalışmayı ve sonunda yapılacak olan buluşmadaki amaçlarımızın ilki gey,lezbiyen ve biseksüel çalışanın çalışma ortamında ve sendikalaşma süreci içerisinde yaşadıkları problemlere dikkat çekmek ve bu konuda neler yapılabileceğini belirlemektir.
Bunlara ek olarak, bu sorunların neler olduğunu ve türlerini de toplumla paylaşabilmek için toplamış olduğumuz tüm verileri içeren bir “Çalışma Hayatında LGB Çalışanların Sorunları” başlıklı bir kitabın basılması, LGB çalışanların sendika süreçlerinin ve sendikaların bu çalışanlara bakışının irdelenmesi, belli başlı sendikaların tüzüklerinin incelenmesi, bu bireylerin yasal hakları ve çalışanlara yönelik hukuki süreçlerin incelenmesi de amaçlarımız içerisindedir. Ve en sonunda 100 adet sendikaya ait sendika tüzüklerinin incelenmesinden çıkan sonuçları ve yasal haklar/prosedürleri içeren bir rapor, sendikaların LGB çalışanlara yönelik tavrını açıklayan bir rapor, LGB çalışanların sorunlarını aydınlatan bir rapor ve bu üçünün birleştirilip tek rapor haline getirilmesini amaçlıyoruz.
Bu en son raporu da 20 katılımcının yer alacağı “LGB İşçi Toplantısı” içerisinde hep birlikte değerlendirilmesini planlıyoruz.
Türkiyede’ ki Mevcut Durum
Lezbiyen,gey ve biseksüel çalışanlar, sadece cinsel yönelimleri, hayata karşı tutumları, işyerinde gizlemek zorunda bırakıldıkları yaşam biçimleri ile çalışma hayatı içerisinde bir çok sorunla karşı karşıya geliyorlar. Bunların en başında işyerlerinde yaşadıkları yalnızlık geliyor. Çünkü paylaşım anlamında özel alanlarına dair hiçbir şeyi gündeme getiremiyorlar. Yalnızlığa ek olarak, sadece cinsel yönelime dair bir şüpheden kaynaklı olarak çalışma hayatında terfi etmeleri engelleniyor, dışlanıyor ve dahası işten çıkartılıyorlar. Ayrımcılık her alnda olduğu gibi, sendikal sürece de yansıyor.
Sendikal süreç içinde Türkiye’ deki onlarca sendika içerisinde çalışma mevzuatına cinsel yönelimden kaynaklı ayrımcılığa karşı maddeler ekleyen ya da bu nedenle bir yönerge öneren ve yürürlüğe sokan sendika sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.
Yurtdışındaki bir çok sendikanın LGB çalışanlara yönelik sekretaryası varken ve bu alanda bir çok gelişme yaşanırken ülkemizdeki sorun hala devam ediyor. Sendikalı çalışanların güvencesi varken, sendikalı LGB çalışanlar aynı haktan yararlanamıyor.
Ne yapmak istiyoruz?
Kaos GL tarafından düzenlenen "LGB İşçi Buluşması” ile 20 lezbiyen, gey ve biseksüel çalışanı bir araya getirecek 2 günlük bir etkinlik gerçekleştirmek istiyoruz.
Bu etkinlikte; yukarıda bahsi geçen raporun sunulması, işyerlerinde ve sendikalarda açılma, işyerlerinde yaşanılan sorunlar, lezbiyen-gey-biseksüel İşsizler, sendikalarda hetero-normatif yapı, uluslararası sendikal şemsiye örgütler cinsel yönelim ayrımcılığı ve homofobiye karşı mücadele gibi birçok konuda çeşitli sunum ve atölyeler eşliğinde paylaşımlarda bulunmayı amaçlıyoruz.
Etkinliğe katılan çalışanların, sürekli iletişimde kalması için bir ağ oluşturma, ayrıca Kaos GL' nin çalışma hayatına dair düzenlediği her türlü eğitim ve toplantıya, örneğin LGB İşçi Buluşmasından sonra yapılacak olan final toplantısına katılımını teşvik etmeyi amaçlıyoruz.
*Etkinlik basına kapalıdır.
Bu etkinlikte; yukarıda bahsi geçen raporun sunulması, işyerlerinde ve sendikalarda açılma, işyerlerinde yaşanılan sorunlar, lezbiyen-gey-biseksüel İşsizler, sendikalarda hetero-normatif yapı, uluslararası sendikal şemsiye örgütler cinsel yönelim ayrımcılığı ve homofobiye karşı mücadele gibi birçok konuda çeşitli sunum ve atölyeler eşliğinde paylaşımlarda bulunmayı amaçlıyoruz.
Etkinliğe katılan çalışanların, sürekli iletişimde kalması için bir ağ oluşturma, ayrıca Kaos GL' nin çalışma hayatına dair düzenlediği her türlü eğitim ve toplantıya, örneğin LGB İşçi Buluşmasından sonra yapılacak olan final toplantısına katılımını teşvik etmeyi amaçlıyoruz.
*Etkinlik basına kapalıdır.
Mülakat Sorularını indirmek için TIKLA
Formu indirmek için TIKLA
Anketi İndirmek İçin TIKLA
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)