25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele günü dolayısıyla bir araya gelen kadınlar, şiddetin her türlüsüne karşı sokaklara çıktı.
Eskişehir Kadın Platformu, kadın cinayetlerine karşı yürüttükleri kampanyayı 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü’nde de devam ettirdi.
Yediler Parkında buluşan kadınlar, Hamam yolundan Adalar Migros önüne kadar sloganları ve zılgıtlarıyla yürüdüler.
EDKP (Eskişehir Demokratik Kadın Platformu) üyesi Fatma Aslan grup adına açıklamasında ise şunları söyledi: “Sofrada kocasının istediği tuzluğu zamanında uzatmadığı, yabancıya saat sorduğu, beyaz tayt giydiği, ayrılmak istediği için her gün en az üç kadın, babası, kocası, sevgilisi veya tanıdığı erkekler tarafından öldürülüyor. Kendilerini bedenimizin ve yaşam hakkımızın tek söz sahibi olarak gören erkekler tarafından, etnik veya sınıfsal kökenimize bakılmaksızın, nerede yaşadığımızın hiçbir önemi olmadan sadece kadın olduğumuz için katlediliyoruz. Eskişehir Demokratik Kadın Platformu olarak bir kez daha diyoruz ki yaşananlar “münferit” veya “tesadüf” değil erkek şiddetidir.”
“Erkek Vuruyor Devlet Koruyor, Biji Biratiye Gelan, Nefret Cinayetleri Politiktir, Kadına Yönelik Şiddete Son, Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz” sloganlarıyla süren yürüyüş, basın açıklamasından sonra sona erdi.
Tepebaşı Belediyesi, Büyükşehir Belediyesi, Eskişehir Barosu, Kent Konseyi Kadın Meclisi, OGÜ Kadın Araştırmaları Merkezi, Eskişehir Demokratik Kadın Platformu, Lions Kulübü ve Cinsel Şiddete Karşı Kadın Platformunun katkılarıyla hazırlanan 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü haftası 27 Kasım Pazar günü sona erecek.
Eskişehir Demokratik Kadın Platformunun “Yasta Değil İsyandayız! Tüm Kadın Cinayetlerini Durduracağız!” başlıklı basın açıklamasının tam metni:
Bugün Türkiye’de her gün en az 3 kadın erkekler tarafından öldürülüyor. Yetkililerin "münferit" olduğunu iddia ettiği kadın cinayetleri Türkiye'de son yedi yılda yüzde 1400 arttı.
Sofrada kocasının istediği tuzluğu zamanında uzatmadığı, yabancıya saat sorduğu, beyaz tayt giydiği, ayrılmak istediği için her gün en az üç kadın, babası, kocası, sevgilisi veya tanıdığı erkekler tarafından öldürülüyor. Kendilerini bedenimizin ve yaşam hakkımızın tek söz sahibi olarak gören erkekler tarafından, etnik veya sınıfsal kökenimize bakılmaksızın, nerede yaşadığımızın hiçbir önemi olmadan sadece kadın olduğumuz için katlediliyoruz. Eskişehir Demokratik Kadın Platformu olarak bir kez daha diyoruz ki yaşananlar “münferit” veya “tesadüf” değil erkek şiddetidir.
Eskişehir Demokratik Kadın Platformu olarak kadın cinayetlerine sessiz kalmayacağız. Öldürülen bütün kadın katillerinin peşini bırakmadık ve bırakmayacağız. Eskişehir’de geçtiğimiz 11 Ayda 10 kadın, Ağustos ayı itibariyle 4 kadın katledildi. Fatma, Nevin, Mediha ve 11 yaşındaki Öznur. Haftalarca kız kardeşlerimizin katillerine, bu cinayetlere izin veren Eskişehir Emniyetine ve Eskişehir Valiliğine karşı eylemler yaptık. Öldürülen kız kardeşlerimizin en yakınlarıyla birleştik, mücadelemizi ortaklaştırdık, kadın katillerine karşı sokaklara çıktık ve haykırdık.
“Kadın cinayetleri durana kadar karşınızda olacağız!”
Yasa koyucu ve uygulayıcılarının çoğunlukla erkek olduğu bir ülkede haksız tahrikin sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiği, hangi eylemin haksız tahrik olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği gibi ısrarla üzerinde durduğumuz problemler, ancak cinsiyetçi yaklaşımdan uzak uygulamalar ve yasal boşlukların kadınlar lehine yapılacak düzenlemelerle doldurulmasıyla aşılacaktır. Kadın cinayetlerinde faillerin en yüksek ceza ile cezalandırılmasının sağlanması için mücadele etmek, erkek egemen sistemin bir şekilde kadın katillerini ödüllendirdiği cinsiyetçi bakış açısını değiştirmek ve sonuç olarak kadın cinayetlerinde faillerin haksız tahrik indiriminden faydalanmasına engel olabilmek için mücadelemize ve kadın cinayeti davalarında “taraf” olmaya devam ediyoruz.
26 yıldır korkunç sonuçlarını yaşadığımız savaş daha fazla ölüm, daha fazla acı, daha fazla yangın, daha fazla erkek şiddeti üretmeye devam ederken “KCK operasyonu” olarak yansıtılan operasyonda da tutuklananların çoğunluğunu kadınlar oluşturmaktadır. Bu durum Kürk kadınlarının mücadelesine, demokrasi ve özgürlük mücadelesi yürüten kadınlara karşı bir saldırıdır. Eskişehir Demokratik Kadın Platformu olarak hükümet ve askeri yetkilileri, tek taraflı eylemsizlik kararına yanıt vermeye, barışın koşullarını hemen oluşturmaya çağırıyoruz. Operasyonların durdurulmasını ve barış görüşmeleri için derhal adım atılmasını, aralarında, birçok kadının da bulunduğu barış grubu üyeleri ve Kürt siyasetçilerin serbest bırakılmasını istiyoruz.
Günümüzde basında ve TV’de yer alan program, dizi ve haberlerde cinselliğin bir "tecavüz" olarak yaşanması ve yaşatılması sürecini destekleyen yayınların sayısı son derece artmıştır. Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığı yeniden üreten yayıncılık anlayışına son verilmesini istiyoruz. Daha üç gün önce İzmir Alsancak’ta, bir üniversite öğrencisi iki kişinin tecavüzüne uğradı. Okul harçlığını çıkarmak için çalışan üniversiteli genç bir kadın, iş çıkışında aynı yöne gidiyoruz diyen iki kişinin arabasına arkadaşıyla birlikte bindi. Arkadaşı dövülerek yol kenarına atılırken, genç kadın iki kişinin tecavüzüne uğradı. Tecavüzü besleyen ve meşrulaştıran yayınların yanı sıra tecavüzü karikatürize ederek bu suça ortak olan programların da yayından kaldırılmasını, tecavüz olaylarının önlenmesi için gerekli her türlü tedbirin alınmasını talep ediyoruz.
Bu 25 Kasım’a gelirken de tüm hızıyla devam eden nefret cinayetlerinin ve şiddetin sona ermesi için, sadece katillerin bulunmasını değil, nefreti üreten, meşrulaştıran ideolojinin de değiştirilmesi için gerekenin yapılmasını talep ediyoruz. Katillere ceza indirimi veren bir hukuk düzeni değil, lgbtt bireylere yönelik baskı ve ayrımcılıkları engelleyen bir hukuk düzeni talep ediyoruz.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü’nde de diğer günlerde olduğu gibi dünya üzerinde her alanda erkek şiddeti son bulana ve erkek egemen sistemin tüm izleri silinene kadar, sesimizi her geçen gün daha da yükseltmeye devam edeceğiz.
Fotoğraflar: Yunus