Translate

25 Ekim 2010 Pazartesi

MorEl Etkinliği: "Kavramlar Atölyesi"


“Gey, lezbiyen, biseksüel, transeksüel, travesti, transgender, cinsel kimlik, cinsiyet kimliği, cinsel yönelim, queer, trans birey, interseks, ibne, eşcinsel, homoseksüel, heteroseksüel, heteroseksizm, homofobi, transfobi, bifobi, heteronormatif … ”


Bizi tanımlayan kavramlar hangileri? Tüm bu kavramlardan bahsederken anlamlarını ne kadar biliyoruz? Peki, hayatlarımızda bu kavramları nasıl anlamlandırıyoruz?

Kavramlardan neler anladığımızı tartışacağımız Kavramlar Atölyesine herkes davetlidir!

“Cinsiyet Belası” video gösterimi ile 16:00’da başlayacak olan atölyemiz, kavramları sorgulayacağımız bir atölye oyunu ve tartışmanın ardından saat 20:00’da sona erecektir.
Tarih: 31 Ekim 2010 - Pazar
Saat: 16:00 – 20:00
Yer: STGM(Sivil Toplum Geliştirme Merkezi)
        Deliklitaş Mah. Gürman Sok. No:16 Eskişehir
        (Hamamyolu’nda LC Waikiki Mağazası’nın yanından içeri sokağa girin ileride sağda Eskişehir Sivil Yerel Oluşumu(ESYO)’nun bulunduğu binanın 2.katı)

21 Ekim 2010 Perşembe

Nefret ve Düşmanlık Sergilemek İfade Özgürlüğü Müdür?

Amerika’da belki çok uzun zaman sonra, özellikle beyaz ve sistem müttefiki vatandaşları için demek daha doğru olacaktır, ifade özgürlüğü konusu tartışılır oldu. Tartışmanın nedeni ise eşcinsel oğlunu Irak’ta kaybeden bir babanın ‘Tanrı ibnelerden nefret ediyor’ şeklinde açıklama ve protestolar yapan bir kiliseye açtığı dava. Dava şu an Yüksek Mahkemede zira ilk önce kiliseye açtığı tazminat davasını kazanan babanın acısını az bulan(!) Temyiz mahkemesi kararı bozarak açıklamaları ifade özgürlüğü kapsamında buldu ve kilise liderine babanın tazminat ödemesi gerektiğine hükmetti yani özgürlükler ülkesi Amerika, vicdanı hapsedip nefreti özgür kıldı… Şimdi ise babanın tekrar itirazı ile Yüksek Mahkeme’ye taşınan davanın akıbetinin bundan sonraki benzer nefret suçları davalarında emsal teşkil etmesi bekleniyor.

Bugün Amerika’da bir babanın nefretle mücadelesi sürerken 15 Ekim’de Türkiye’de meclisin önünde  lgbtt örgütlerince ortak bir basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasının konusu oldukça tanıdık: nefret… Her gün nefreti hisseden, yaşayan lgbtt bireyler ve nefretten muzdarip olan herkes için “nefret suçlarıyla mücadele” yasası talebi bir kez daha dile getirildi. Türkiye’de kimilerine göre var olmayan, var olsa da talepleri bize ulaşmadı denilen lgbtt bireyler duymayanlar, ağır işitenler için bu sefer meclisin hemen önünden seslendiler: ‘Buradayız ve nefret hepimizi öldürüyor!’

Nefreti içselleştirmiş bir toplum inşası hiç kuşkusuz bir dönemin popüler idealarından. Halkın kolay manipule olduğu ve kitlelerin kolay yönetilebilmesi için gereken kesinlikle nefretti ve hemen yanı başındakinden şüphe duyman ve onu düşman olarak görmen çaresizlik hissi yaratarak daha güçlü bir dost, müttefik arayışına itiyordu insanı. Bunun keşfi ile iktidar gücünün ‘dost’a çevrilmesi, yanındakinden nefret ederken uzağındaki bir güçle sürüklenmek bu toplum için öyle çok uzun vakit alan bir dönüşüm olmadı. Birbirinden korkan ve birbirine güvenmeyen insanların gücün dostluğuyla vatanseverleşmesi nesnellikten çok uzak arzulaşmış bir fetiş oluvermişti hem de sadece bir gecede gelen darbenin arkasından. Yanındakine düşman olmayan birkaç azınlığa ise çok şey borçluyuz. Unutturmadıkları ve hatırlattıkları ile nefreti sorgulayabiliyoruz en azından şu an ama nefretin durmayan yükselişiyle verilen zarar her geçen gün artmaya devam ediyor…

Ahlak, millet, vatan gibi kimi değerleri yitirebileceğimiz korkusuyla ötekilere beslenen nefretin vicdanlarda açtığı yaralar çok derin. Amerika’da bir kilisenin, Türkiye’de bir bakanın açıklamalarıyla, gazetelerde yayınlanan köşe yazılarındaki yorumlarla nefret düşünceyi ve nihayetinde her şeyimizi esir alıyor. Nefretle mücadele için çıkarılması gerekli yasalar ise bu toplumun ve aslında tüm dünyanın en önemli gündem maddesini oluşturuyor. Kimi özgürlük değerlerini sorgulamaya gitmek ve nefrete meşru nedenler bulmak için ifade ve düşünceyi seçmek hiç kuşkusuz hangi coğrafyada olursa olsun tehlikeli bir oyun olacaktır.

Şimdi yeniden sormak lazım: Nefret ve düşmanlık sergilemek ifade özgürlüğü müdür?

Haber için tıklayınız

Ozan Gezmiş

11 Ekim 2010 Pazartesi

Film Gösterimimize Davetlisiniz!

Farklılıklarımızla bir arada yaşamı savunurken bile nefret karşımıza bir şekliyle çıkabiliyor. Peki, neden nefret ediyoruz bize benzemeyenlerden?

İlk önce “Nefret Suçu” filmini izliyoruz ve ardından hep birlikte nefret suçlarını konuşuyoruz, tartışıyoruz…
                                                                                         
Etkinliğimize herkes davetlidir!


Nefret Suçu
Film Gösterimi
  
  
Tarih:
17 Ekim 2010 - Pazar

Saat:
16:00

Yer:
Sivil Toplum Geliştirme Merkezi(STGM)
Deliklitaş Mah. Gürman Sok. No:16 Eskişehir
(Hamamyolu’nda LCW Mağazası’nın yanından içeri girin ileride sağda Eskişehir Sivil Yerel Oluşumu(ESYO)’nun bulunduğu binanın 2.katı)



10 Ekim 2010 Pazar

Bizlere Acilen Bir Yasa Lazım!

Pembe Hayat Derneği 15 Ekim'de TBMM önünde "Nefret Suçları Yasası"nın acilen çıkartılması için bir basın açıklaması gerçekleştirecek.

Pembe Hayat Derneği'nden yapılan çağrı şu şekilde:

"Bizlere Acilen Bir Yasa Lazım!
Basına ve Kamuoyuna;

Pembe Hayat Derneği* olarak, son dönemde trans bireylere yönelik gerçekleştirilen nefret cinayetleri konusunda son derece kaygılıyız.
Biz trans bireyler, istihdam, eğitim ve hizmetlere erişim gibi alanlarda yaşadığımız sistematik ayrımcılık pratikleri, polis şiddeti, ayrımcı mevzuat gibi sorunlar yetmezmiş gibi bir de, göz göre göre nefret cinayetleri sonucu öldürülmekteyiz ve sesimizi yetkililer duymamaktadır.

Yaşanan cinayetler sonrası kolluk kuvvetleri soruşturma aşamasında isteksiz davranmakta, zanlıların yakalanması sonrası kovuşturma evresinde adli birimler "ağır tahrik" indirimleri ile zanlıları ödüllendirmekte, yasa yapıcılar ve karar vericiler ise var olan ayrımcı mevzuatı değiştirmemekte ve tarafımızca talep edilen Nefret Suçları Yasası ve Ayrımcılık Karşıtı Yasa gibi çalışmalar için hiçbir adım atmamaktadırlar.

Bütün bu faktörleri de göz önünde bulundurarak, 15 Ekim 2010 tarihinde, saat 11.00'de TBMM önünde yasa yapıcı ve karar vericilerin gözleri önünde bir defa daha trans bireylerin maruz kaldığı nefret cinayetlerini protesto eden ve demokratik taleplerimizi dillendiren basın açıklamamızı yapacağız.

Türkiyeli bütün demokratik kitle örgütleri, hak savunucuları ve vatandaşları, trans bireylerin yaşadıkları hak ihlallerine karşı basın açıklamamıza katılmaya çağırıyoruz.

"Nefret"in değil, eşitlik ve adalet taleplerinin önemsendiği bir dünya için... 
-Basın açıklaması sonrasında Sakarya Caddesi'nde kamuoyunu yaşanan hak ihlalleri noktasında bilgilendirmek amacı ile stand açarak taleplerimizi dillendireceğiz. Ardından saat 17.00'de ise, çeşitli illerden katılım gösteren insan hakları savunucuları ile birlikte Sakarya Caddesi'nden Yüksel Caddesi'ne yürüyeceğiz.


*Pembe Hayat Lezbiyen Gey Biseksüel Travesti Transeksüel Dayanışma Derneği

Adres: Ataç 1 Sokak 3/8 Yenişehir, Çankaya, Ankara
Tel: 0312 433 85 17 - 0532 462 17 05
Fax: 0312 433 85 17
E-Posta: pembehayat@pembehayat.org
Web: http://www.pembehayat.org

Bilgi: Nefret suçu, bir kişiye veya gruba karşı ırk, dil, din, cinsiyet ve cinsel kimlik gibi önyargı doğurabilecek nedenlerden ötürü işlenen, genellikle şiddet içeren suçlar. Bu suçları engellemeye ve suç işleyenleri cezalandırmaya yönelik düzenlenmiş yasalara ise nefret yasası denir.