Translate

2 Aralık 2009 Çarşamba

Önyargı balonları uçtu, gerçeklerle yürüdük!



Pozitif Yaşam Derneği bugün 1 Aralık Dünya AIDS günü kapsamında, 42 kurum ve kuruluşun temsilcileri, sanatçılar ile birlikte “HIV/AIDS ile ilgili önyargılarınızdan kurtulun!” demek için sokaktaydı.

HIV ile yaşayanlar, anneleri, babaları, çocukları, eşleri, arkadaşları… kadın ve gençlik örgütleri, doktorlar, öğretmenler, hukukçular, sanatçılar, özel sektör temsilcileri, dansçılar, pantomimciler, mitolojik tahta bacaklar bando eşliğinde Tünel Meydanı’ndan Galatasaray Lisesi önüne kadar ritim eşliğinde, renkli görüntülerle yürüdü.

Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, sanatçı Arzu Yanardağ, Teoman Nemrutlu ve Ayça Damgacı’nın katıldığı yürüyüşte farklı mesleklerden, farklı örgütlerden ve yaşlardan insanlar bir araya geldi ve önyargı balonlarını havaya bıraktı.

Önyargıları geride bırakıp gerçeklerle devam etmek için bir araya gelen katılımcılar şu gerçeklere vurgu yaptı: “HIV bugün herkesi, hepimizi ilgilendiriyor. Dünyada tahmini 33 milyon HIV ile enfekte kişinin %50 kadarını kadınlar ve % 7 kadarını ise çocuklar oluşturmakta. 1996 yılında çıkan Antiretroviral (virüsü baskılayan) ilaçlar ile HIV pozitif kişiler sağlıklı bir yaşam sürdürebilir hale geldi. Tıp HIV pozitif kişilerin kaliteli yaşamasına imkan sağlamışken, maalesef önyargılar buna izin vermiyor.

İstanbul’daki etkinliğe paralel olarak Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG), Türk Tıp Öğrencileri Uluslararası Birliği (TurkMISC), Habitat için Gençlik ve Ulusal Gençlik Parlamentosu’nun destekleriyle gençler Türkiye genelinde 24 ilde HIV/AIDS’e ilişkin önyargılardan kurtulmak için etkinlikler düzenledi.

“Ayrımcılığı önleyemezsek, hastalığın yayılımı da önleyemeyiz”

Önyargı balonlarının havaya bırakıldığı basın açıklamasında Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS) müdürü Ela Aktürkoğlu yaptığı konuşmasında; Dünya’da HIV/AIDS’e ilişkin önleme çalışmaları ile yeni vaka sayılarında sabitlenme, hatta kimi ülkelerde azalma olduğunu kaydetti. Tüm insanların HIV/AIDS’e ilişkin tedavi, bakım, önleme ve desteğe erişiminin temel insan hakları olduğunu vurgulayan Aktürkoğlu, HIV ile yaşayanlara ve yüksek risk altındaki gruplara yönelik ayrımcılığın ortadan kaldırılmasının önemini vurguladı.

Aktürkoğlu konuşmasını “Ayrımcılığı önleyemezsek, hastalığın yayılmasını da önleyemeyiz” sözü ile tamamladı.

“Damgalanma korkusu ve ayırımcılık ülkemizde geçerliğini koruyor”

2009 yılında HIV/AIDS ile yaşayan kişilerin tedavisine yönelik birçok önemli gelişme kaydedildiğini belirten Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Volkan Korten; “Hala durumlarının farkında olmayan ve tedavi ihtiyacı olup, buna ulaşamayan milyonlarca insan mevcut. Damgalanma korkusu ve ayrımcılık dünyadaki birçok toplumda ve ülkemizde geçerliğini koruyor” dedi.

Epideminin henüz çok kötü etkilemediği ülkemizde HIV/AIDS’in yayılma hızını azaltacak önlemlere öncelik vermemiz gerektiğini vurgulayan Korten; “Bu vesile ile devletin çeşitli kurumları, sağlık hizmeti veren bizler ve HIV ile yaşayanlar ve yakınlarının ortak çabalarının bu savaşımda çok önemli bir rol oynadığını bir kez daha hatırlatarak tüm katkıda bulunan kuruluşlara gelecekteki çalışmalarında başarılar diliyorum” mesajını verdi.

Önyargı HIV’den çok daha tehlikeli bir virüstür

Pozitif Yaşam Derneği Başkanı Arzu R. Kaykı, “Bugüne kadar korku söylemleri HIV’in yayılımını engellemeye yetmedi. Bu söylemler HIV tanısı almış kişilerin hayatını gereksiz yere zorlaştırdı. Bugün karanlık, korkutucu görüntüler değil renkli kimliklerimizle HIV/AIDS’e dikkat çekmek, HIV/AIDS ile ilgili önyargıları bırakıp, gerçekleri konuşmak ve yaygınlaştırmak için bir aradayız” diyerek başladığı konuşmasına, şu sözlerle devam etti;

“28 yıl önce HIV tanımlandığı zaman hakkında çok az şey bilinmekteydi. Çok kısa bir zaman sonra bilimsel çevreler HIV’in sosyal ilişkilerle bulaşmadığını ispatladı. Öte yandan 1996 yılında çıkan Antiretroviral (virüsü baskılayan) ilaçlar ile HIV pozitif kişiler sağlıklı bir yaşam sürdürebilir hale geldi. 2008 yılında Amerika’da yapılan bir araştırma, HIV pozitif kişinin ortalama yaşam süresinin 69 yıl olduğunu açıkladı.”

Sayılar Dünyada Azalıyor, Türkiye’de Artıyor!

En önemli ve en zararlı önyargılardan birinin HIV/AIDS’in ülkemizin sorunu olmadığı düşüncesinin yaygın olduğunu belirten Kaykı; “Açıklanan yeni 2009 verilerine göre dünyanın pek çok yerinde vaka sayıları sabitleştirilmiş durumda. Ülkemizde yeni vaka sayıları günden güne artmakta.8 yılda 3 katına çıkmış olan bu sayılara rağmen maalesef HIV/AIDS gerek devletin sağlık politikaları içinde gerekse toplumun genelinde öncelik olarak görülmüyor” diyerek artan sayılara dikkat çekti.

Kaykı’ya göre bu artışın dağılımı ise şöyle:Dünya Sağlık Örgütü ve UNAIDS’in 2008 yılında yayınladıkları raporda dünyadaki tahmini 33 milyon HIV ile enfekte kişinin %50 kadarını kadınlar ve % 7 kadarını ise çocuklar oluşturmakta”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder