Translate

25 Kasım 2008 Salı

25 kasım Kadına yönelik şiddete son!

MorEl'in de bir bileşeni olduğu Eskişehir Demokratik Kadın Platformu 25 kasımda ve öncesinde de performans gösterileri, meşaleli yürüyüş ile halkın ve basının büyük ilgisini çekti, yoğun katılımın olduğu eylemde tüm kadınlar şiddete hayır dediler. basın metninin tamamı ise;

Basına ve Kamuoyuna

Hepimiz özgür olana kadar kadınlar susmayacak!

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Ve Dayanışma Günü’nde yaşanılan şiddeti görünür kılmak ve şiddete son demek için biz kadınlar şiddet uygulayıcılarına haykırıyoruz! Devlet bazlı şiddetin en önemli örneği olan ve bugünün özel bir gün olarak anılması; bilindiği üzere Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele eden Mirabel kız kardeşlerin katledilişlerinin yıldönümü olmasıdır. Daha kaç kadının katledilmesi gerek, soruyoruz! Şiddete karşı verdiğimiz mücadeleyi, şiddet son bulana dek sürdüreceğiz.

Her 3 saniyede bir çığlık!

Dünyanın tüm toplumlarında yaygın olarak rastlanan bir şiddet türü olan kadına yönelik şiddet evrensel olmakla birlikte birçok kadın etnik kökeni, sınıfı, cinsiyeti, cinsel yönelimi, cinsiyet kimliği ya da HIV statüsü nedeniyle de hedef seçiliyor. Verilere göre; "Kişiler arası şiddet, 15-44 yaş arası kadınların ölüm nedenleri arasında 10. sırada yer almakta. Dünyada her 3 kadından biri yaşamı boyunca en az bir kez dövülüyor, cinsel ilişkiye zorlanıyor veya taciz ediliyor Aile içi şiddet ve namus cinayetleri artarak devam ediyor. Namus cinayetlerini “bilinçli intihar” olarak adlandırmak namus cinayetlerinin üzerini kapatmak ayrıca intihara zorlamayı da meşrulaştırmaktır.
Her 3 saniyede bir şiddete maruz kalan bir kadının çığlığı bu konuda acilen tüm dünya insanlarının şiddetin son bulması için harekete geçmesi gerektiğini söylemektedir.

Cinsiyet eşitsizliği sorunu Türkiye’nin en önemli sorunlarındandır!


Türkiye’de ise kadına yönelik şiddet çok çeşitlidir. Kadına yönelik şiddet, etnik köken, cinsel yönelim, dini inanç vb nedenli diğer ayrımcılık uygulamalarıyla üstüste binerek ve silahlı çatışma ve yoksulluk gibi diğer sosyal sorunlardan etkilenerek ağırlaşmaktadır. Yine verilere göre; Türkiye'de sadece kayıtlara geçmiş 72 bin 643 kadına yönelik şiddet içerikli saldırı bilgisi var. ‘Dünya Ekonomik Forumu, 2008 Cinsiyet Uçurumu Raporu’ yayımlandı ve bu rapora göre kadın erkek eşitliğinde Türkiye 123. Sıradadır. Kadınların tamamına yakını hayatlarında en az bir defa cinsiyet temelli ayrımcılığa uğruyor. Parlamento'da kadın milletvekili oranı yüzde dokuz, çalışma yaşamına katılan kadın oranı yüzde 24, namus cinayetlerinin tamamı kadınlara yönelik. Resmi rakamlara göre 2007 yılında bir önceki yıla göre töre/namus cinayetlerinde bir artış söz konusu. Kadınların şiddete uğradıklarında başvurabilecekleri, bilgi ve destek alabilecekleri kamuya ait merkezlerin sayısı 65-70’i bulmamaktadır. Bunlar toplum merkezleri, aile danışma merkezleri ve bazı belediyelerin kadın merkezlerinden oluşmaktadır. Hukukçuların oluşturduğu hukuksal danışmanlık destekleriyle kadın kuruluşlarının kurduğu kadın danışma merkezlerinin sayısı da 40 dolayındadır. Bunlar yeterli değildir, yılda en az 3 sığınmaevi açılmalıdır. Eskişehir Kadın Sorunları Danışma ve Dayanışma Birimi'ne ise 8 ay içinde şiddet mağduru 40 kadın başvurmuştur.

Militarizm kadınları vuruyor!

Kürt sorununda demokratik çözümden yana tavır alınmıyor. Kardeş halkları birbirine düşman ediliyor. Bu savaşta en çok acıyı çeken Kürt kadınlar, hem ulusal hem cinsel kimliklerinden dolayı baskılanıyor. Türk ve Kürt kadınlarının gözyaşları militarizmin oyunlarının sonucudur. Bütün savaşlar önce kadınları vurmuştur. Operasyonlarla artan baskılar son bulmalıdır. Kürt kadınlar gibi Ortadoğu’lu kadınlarda bölgelerindeki savaşlarda ganimet olarak görülüp işkence, taciz ve tecavüzle beraber yıldırma politikalarıyla karşı karşıya kalıyorlar. Filistin’de, Irak’ta, Lübnan’da ve daha pek çok yerde kadınlar askerlerin seks kölesi haline getirilmekte, fuhşa sürüklenmekte, kaçırılmakta ve yakılmaktadır. Savaşlar biran önce bitmeli ve kadınların bedenlerinden militarizm elini çekmelidir.

Eşcinsellere, transeksuel ve travestilere yonelik nefret saldirilari ve cinayetleri politiktir!

Travesti ve transseksüel kadınların en temel insan haklarından biri olan barınma hakkı, evlere gece yarıları baskınlar yapılarak; hedef gösterilip, eli silahlı/sopalı erkeklik bekçileri tarafından evlerden atılarak ya da cinsel kimliği nedeniyle mülkiyet edinme hakkından mahrum bırakılarak, alınmaktadır. homofobi ve transfobi, devlet ve medya tutumu ile nefret cinayetleri arttırılıyor! Henüz 10 gün önce Ankara'da transseksuel kadin arkadasimiz Dilek Ince, otomobili icinde silahli saldiriya ugrayarak pompalı silah ile katledildi. Dilek Ince Eryaman olaylarinin magduru ve ayni zamanda da taniklarindan birisiydi.

Yok sayılmak en büyük şiddettir!

Kamusal ve özel alanda baskılanan, ayrımcılığa uğrayan, dışlanan eşcinsel ve biseksüel kadınlar, cinsel yönelimleri nedeniyle yok sayılmaktadır. Türkiye’de Şiddetin her türlüsünün yaşatıldığı lezbiyenlerin ve biseksüel kadınların %100’ü psikolojik şiddet görmektedirler! zorla evlendirilme, fantezi ögesi olarak algılanma ve davranılma, eve kapatılma gibi şiddet durumlarına da maruz kalmaktadırlar. Lambdaİstanbul Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti ve Transseksüel Dayanışma Derneğimiz hakkında, “hukuka, ahlaka ve Türk aile yapısına aykırı”lık gerekçesiyle kapatılma kararını, “Genel ahlaka aykırılık” gerekçesiyle, örgütlenme hakkının engellenmesi, demokratik bir toplumda olmaması gereken bir durumdur. Nefret cinayetlerinde, “tahrik”in hafifletici unsur olması gibi bir uygulamayı, insanlık adına verilen hiçbir hukuki karara yakıştırmıyoruz.

TAKİPÇİSİYİZ

- İzmit’te çıktığı barış yolculuğu yarıda kalan, tecavüz edilerek öldürülen Pipa Bacca’nın davası devam etmektedir. İlk davası tercüman olmadığı için ertelenmiştir. Yargı sürecinde de yeterli ciddiyetle ele alınmamaktadır. Davanın takipçisi olacağız.

- Lambdaİstanbul Lgbtt Derneği’nin kapatılma davası temyizde, bugün görülen duruşmaya göre bir ay içerisinde 7.yargıtay kararını açıklayacaktır. Cinsel yöneliminden dolayı bireylere ayrımcılık uygulanmakta ve örgütlenme hakkına engel olunmaktadır. Davanın takipçisi olacağız.

- Tacize ve Tecavüze Son İnsiyatif’inden bir kadın arkadaşımızın davasının ikinci duruşması 29 Ocak’tadır. İlk dava da olduğu gibi ikincisinde de orada olacağız.

- Eskişehir’deki sığınma evinde bu yıl yetersiz güvenlik ve sağlık hizmetleri yüzünden bir kadın intihar etmiştir. Kadın Danışma merkezi açılmasında ve devam eden sığınma evlerinde yaşananlara dair takipçi olmaya devam edeceğiz.

YANINDAYIZ

İstanbul’da DESA fabrikasında çalışan ve Deri-İş Sendikası’na üye olduğu için işten çıkarılan Emine Aslan grevini ve direnişini sürdürürken ailesine ve kendisine yönelik tehdit ve baskılarla karşılaşmıştır. Emine Aslan’ın direnişinde kadın örgütleri olarak yanında olacağız. Geçen yıl Novamed grevi nasıl kazanımla sonuçlandıysa bundan sonraki direnişlerimizdeki umut da aynıdır ve mücadelemiz devam edecektir.

TALEPLERİMİZ

· -Namus cinayetleri madde 82’de nitelikli insan öldürme olarak sınıflandırılmalı ve ‘haksız tahrik’e ilişkin tüm bahisler gerekçeden çıkartılmalıdır. Haksız tahrik indirimi kadınların şikayetçi olmasını ve yaşanılan olayların teşhir edilmesinin önünde engel olarak durmaktadır.

· Anayasanın 10.maddesi ayrımcılık maddesine; Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği eklenmeli, önyargılar ve genel ahlak gerekçesiyle örgütlerin kapatılmasına ilişkin hukuka aykırı uygulamalar son bulmalıdır. Eşcinsellere yönelik işlenen nefret cinayetlerinde tahrik hafifletici unsur olmaktan çıkarılmalı, yargı organları eşcinsellere karşı önyargılarından arınmalıdır.

· Hükümet, Kadın Sığınakları ve Toplum Merkezleri kurma ve işletme sorumluluğunu taşımayı sürdürmelidir. Kadın danışma merkezleri biran önce açılmalıdır.

· 14 yaşındaki kız çocuğuna tecavüzde işlenen suçun şikayete bağlı hale getirilmesi çabası Hüseyin Üzmez’in kurtarılması operasyonunu bir parçası olmuştur. Kamuoyu baskısı ve kadın örgütlerinin tepkileri sebebiyle hayata geçirilememiştir. Yasalar tecavüzcülerin ve tacizcilerin yanında yer almamalıdır.

· Kadınları başörtülü ve başörtüsüz olarak ikiye ayırmaya çalışan, bedenimize, kıyafetimize karışan erkek egemenliğine karşı inancımızı da düşüncelerimizi de istediğimiz gibi yaşama hakkına sahibiz. Bu tartışmaları ancak biz kadınlar yürütürüz.

· Mücadele eden, politik kadınlara uygulanan baskı ve gözaltındaki kötü muameleler, taciz ve tecavüzler son bulmalıdır.

· Kamu personel yasası ve sosyal güvenlik yasası gibi yasalarla kadınlar kamusal alandan dışlanıyor. Sosyal güvenlik yasasındaki erken emeklilik ve sağlık güvencesinden erken yaşta men edilme çalışma alanlarımızı azaltmakta, çalışma koşullarımızı zorlaştırmakta ve bizi eve mahkum etmektedir. Sosyal güvenlik yasasındaki bu konulara dair yer alan ibareler değişmelidir.

· Hükümetin son yaptığı zamlarla beraber kadınlar üzerindeki ekonomik şiddet artmış, hayatımızı idame ettirmemiz zorlaşmıştır. Elektrik ve doğalgaza yapılan zamlar geri çekilmeli ekonomik baskı ortadan kalkmalıdır.

Biz Eskişehir Demokratik Kadın Platformu olarak kadına yönelik her türlü şiddete karşı çıkıyoruz.
Bizler, mücadele ve dayanışma inancının bir araya getirdiği kadınlar olarak, her türlü ayrımcı uygulamaya karşı çıkıyoruz.

CİNSEL SALDIRILARA, ERKEK ŞİDDETİNE, MİLİTARİZME, AYRIMCI YASALARA KARŞI YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI.

ESKİŞEHİR DEMOKRATİK KADIN PLATFORMU

eylemde atılan sloaganlar ise şöyle idi;
-Kimsenin Namusu Olmayacağız
-Cinsel, Ulusal, Sınıfsal Sömürüye Son
-Geceleri de, Sokakları da İstiyoruz
-Kadınlar Sokağa, Eyleme Özgürleşmeye
-Yaşasın Kadın Mücadelesi
-Erkek Vuruyor, Devlet Koruyor
-Namus Cinayetlerine, Tecavüze, Tacize Son
-Namus Cinayetlerine Son
-Ortadoğulu Kadınlar Yalnız Değildir
-Eteğim Tacizine Davetiye Değildir
-Gözaltında Tacize, Tecavüze Son
-Kadınlar El Ele Mücadeleye
-Kadınlar Özgürlük Örgütlü Güçte
-Mezar Değil Dünyayı İstiyoruz
-Vardık, Varız, Varolacağız
-Kadınlar Savaş İstemiyor
-Şiddetin Kölesi Olmayacağız
-Kadınız Özgürlüğümüzü İstiyoruz
-Mezar Değil Sığınmaevi İstiyoruz
-Kadına Yönelik Şiddete Son
-Bedenimiz, Emeğimiz, Kimliğimiz Bizimdir
-Erkek Vahşetinin Kurbanları Biz Kadınlarız, Hesabını Soracağız
-Gelsin Baba, Gelsin Koca, Gelsin Polis. İnadına İsyan, İnadına Özgürlük
-Karanlığa Teslim Olmayacağız.
-Krizin Şiddetine Dur Diyeceğiz..
-Sağlık Hakkımız, Söke Söke Alırız.
-Eğitim Hakımız, Söke Söke Alırız..
-Homofobiye
Trasfobiye
Cinsiyetçiliğe Hayır! Ne istiyoruz? –özgürlük !
Militarizme
Devlet şiddetine
-Baskı şiddet ahlaksa biz ahlaksız.
-Lezbiyenler vardır!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder