Translate

26 Mart 2009 Perşembe

Yıldönümü Etkinliklerimize Davetlisiniz!

Tıpkı ilk toplantımızdaki gibi aynı heyecanla,
Eskişehir’de “varız, buradayız!”

Bundan 3 yıl önce, “Eskişehir’de olanlar var mı?” diyerek çıkmıştık yola
ve dayanışma inancımızla mücadelemiz, o günlerden bugüne
yerelde örgütlenmenin tüm zorluklarına karşın devam ediyor!

Eskişehir’de yaşayan, okuyan ve çalışan
lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transeksüel(lgbtt) bireyler olarak
daha fazla ayrımcılığa uğramamak, yok sayılmamak için
bir mücadelenin kıvılcımını yaktık.

Bu süreçte bizimle beraber birçok lgbtt arkadaşımız mücadeleye katıldı.
Varlığınız umut verdi, umutlandık.
Varlığımız güç verdi, güçlendik.

Hep birlikte özgür ve eşit bir yaşam için mücadele ettik, etmeye devam ediyoruz.

MorEl’i oluşturan biz aktivistlerin bir araya gelme
ve örgütlenme tarihi olan bu günü,
Hep birlikte kutlayalım!

Mücadelemiz hakkında konuşalım, neler yapabileceğimizi tartışalım.

Çünkü yarın her şey değişebilir, değiştirebiliriz!

Panel:
“Türkiye’de LGBTT Hareket”
31 Mart 2009, 18:00

Konuşmacılar:
• Ali Erol(Kaos GL)
• Buse Kılıçkaya(Pembe Hayat)
• Mehmet Tarhan(Lambdaistanbul)
Moderatör&Konuşmacı:
• Pelin (MorEl)

Yer: KESK Çok Amaçlı Salon
İki Eylül Cad. Kızılay İş Merkezi 5.Kat (Çarşı tramvay durağı arkası)


~~~

Yıldönümü Kokteyli
31 Mart 2009, 21:30 – 23:30

Canlı müzik eşliğinde dayanışma amaçlı düzenlecek kokteylde ayrıca alkollü içki serviside olacak.

Yer: Eskişehir Gelişim Vakfı(EGEV)
Cumhuriye Mah. Yıldırımer Sok. Özşahin Apt. No:28, Daire: 1 Eskişehir (Cengiz Topel Caddesi üzerindeki Anadolu Bank'ın arasından girin, biraz düz gidip ilk soldan dönün, ilerde sağda)

MorEl Eskişehir LGBTT Oluşumu

LGBTT Hakları Platformu: "Artık Yeter, Bu Şiddeti Durdurun!"


Homofobik ve transfobik şiddet durmuyor: Eskişehir’de darp, Bursa ve Edirne’de cinayet!

Eskişehir’de bir trans kadın saldırıya uğradı ve dövüldü. Bursa’da bir trans kadın kafası kesilmiş halde bulundu. Edirne’de bir kişi cinsel ilişki teklif ettiği gerekçesiyle arkadaşı tarafından öldürüldü.

15 Temmuz 2008’de İstanbul’da silahla öldürülen Ahmet Yıldız, 12 Kasım’da Ankara’da pompalı tüfekle öldürülen Dilek İnce cinayetleri ile ilgili halen bir açıklama yapılmadı. Ahmet’in, Dilek’in acısı yüreğimizi yakarken 10 Mart’ta İstanbul’da yine bir trans kadın, Ebru, bıçaklanarak öldürüldü.

Öldürülen gey ve trans arkadaşlarımızın ardından “Ne zamana kadar seyredeceksiniz?” diye sorduk. Devletin seyirci kalmasından cesaret alan katiller şiddette sınır tanımaz bir şekilde saldırılarına devam ediyorlar. Bursa’dan gelen haber LGBT camiayı dehşete düşürdü. Vahşice işlenen cinayetten dolayı üzüntü içindeyiz.

LGBTT bireylere yönelik insan hakları ihlalleri, yaşam hakkının ortadan kaldırılmasına varacak şekilde devam ediyor.

Çünkü LGBTT bireylere yönelik suçlar cezasız kalıyor…
Ağır tahrik indirimleri ile sanıklar ödüllendiriliyor…
Nefret söylemi ile LGBTT bireyler dışlanıyor ve yalnızlaştırılıyor…
Yalnızlığa mahkûm edilen LGBTT bireylerin hayatları değersizleştiriliyor…
Yasal haklarından mahrum edilen LGBTT bireyler savunmasız bırakılıyor…

Endişe içindeyiz…

Çünkü Devlet LGBTT bireylerin insan hakları ihlallerini önlemeye yönelik gerekli düzenlemeleri yapmıyor…
Ahmet Yıldız ve Dilek İnce cinayetleri ile ilgili açıklama yapılacak mı, bilmiyoruz…
Ebru Dilan’ın katili tahrik indirimi ile ödüllendirilecek mi, kaygı duyuyoruz…
Bursa’daki vahşi cinayet aydınlatılacak mı, emin olamıyoruz…

Endişe içindeyiz, çünkü devlet seyirci kalarak gey ve transları kolay lokma haline getiriyor ve katilleri cesaretlendiriyor.
Endişe içindeyiz çünkü LGBTT vatandaşlarının yaşam hakkını korumayan devlet, nefret cinayetlerine davetiye çıkarıyor.

Soruyoruz?

Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti ve Transeksüel (LGBTT) bireylere yönelik nefrete ne zamana kadar seyirci kalacaksınız?
Eşcinsellere yönelik işlenen suçları ne zamana kadar ödüllendireceksiniz ve yeni suçları teşvik etmeye devam edeceksiniz?
İstanbul ve Ankara polisi neden Ahmet Yıldız ve Dilek İnce’nin katillerini bulmuyor? Savcılıklar cinayetlerle ilgili neden açıklama yapmıyor?
Bursa cinayeti aydınlatılacak mı?

Merak ediyoruz, Türkiye’de eşcinsellere ve transeksüellere yönelik ilan edilmemiş bir savaş mı var?
Yoksa eğer daha kaç kişinin öldürülmesini bekliyorsunuz?

Lütuf değil en temel insan haklarımızı istiyoruz:

LGBTT bireylerin yaşam hakları diğer vatandaşlarla eşit şekilde korunsun.
Gey ve trans cinayetleri bir an önce aydınlatılsın.
Saldırgan ve katiller bulunsun.
Gey ve trans cinayeti işleyenlere yönelik tahrik indiriminden vazgeçilsin.
LGBTT bireylere yönelik suçlar “nefret suçu” kapsamında tanımlansın.

Katilleri seyrederek, yaşam hakkını sağlamayarak, LGBTT bireyleri adaletsiz bir hayata mahkûm ederek suç işliyorsunuz.

LGBTT HAKLARI PLATFORMU:
  • İzmir Siyah Pembe Üçgen Derneği
  • İzmir Travesti ve Transseksüel İnisiyatifi
  • Kaos GL Derneği
  • Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği
  • MorEL Eskişehir LGBTT Oluşumu
  • Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği
  • Piramid LGBTT Diyarbakır Oluşumu

12 Mart 2009 Perşembe

Eşcinsel ve Transeksüel Cinayetleri Politik Cinayetlerdir, Katili Biliyoruz!


10 Mart 2009 Salı günü evinde öldürülen transseksüel arkadaşımız Ebru Soykan için LGBT Hakları Platformu ve çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından organize edilen basın açıklaması, saat 13:00'te Pürtelaş Sokak'taki evinin önünde İstanbul milletvekili Ufuk Uras, aydınlar ve sanatçıların da katılımıyla gerçekleştirildi.

Açıklamanın ardından Ebru'nun cenazesinin getirilmesini bekleyen kalabalık, Ebru ile helalleştikten sonra, akşam 18:30'da Ebru'nun anısına mumlarıyla aynı yerde buluştu. Eş zamanlı olarak mumlu bir eylemde Ankara'da gerçekleştirildi.

Basın açıklaması metni ve imzacı kuruluşların listesi aşağıdadır:

Basına ve kamuoyuna;

Yine bir transseksüel öldürüldü. Yine bir nefret cinayeti ile sarsıldık. Kadınları, eşcinselleri, travesti ve transseksüelleri vuran erkek şiddeti yine bizi yasa boğdu.
Önünde bulunduğumuz bu apartmanda önceki gün (10 Mart 2009 Salı günü) Ebru Soykan adlı arkadaşımız hunharca katledildi. Ebru, insanları çok seven, yaşama dair umutları olan, yardımseverliğiyle tanınan hayat dolu genç bir kadındı.

Travesti ve transseksüel cinayetleri sıradan cinayetler değildir. Bir travesti ya da transseksüeli öldürmeyi bu kadar kolaylaştıran, sıradanlaştıran bu karanlık sürdüğü sürece aynı acıları yaşamaya devam edeceğiz.

“Travesti ve transseksüel cinayetleri politik cinayetlerdir, katili biliyoruz.”

Adalet, Ebru’nun katil zanlısının yakalanması ve cezalandırılmasıyla gerçekleşmiş olmayacaktır. Çünkü asıl katil;
- LGBTT bireylere yönelik nefret suçlarını tanımlamayıp, TCK’da gerekli değişikliği yapmayan,
- LGBTT bireyleri koruyacak ayrımcılık karşıtı yasaları çıkarmayan,
- LGBTT örgütlerinin yıllardır dillendirdikleri anayasal taleplere kulaklarını tıkayan
- LGBTT bireylere yönelik hak ihlallerinin soruşturulmasını engelleyen,
Siyasi iradedir.

Asıl katil;
- Ebru tehdit edildiğini savcılığa bildirdiği halde şikayetlerini ciddiye almayan, gerekli korumayı sağlamayan,
- Travesti ve transseksüellere yönelik suçlara karışan kişilere ceza indirimleri uygulayan,
- “Genel Ahlak”, “Türk Aile Yapısı” gibi muğlak ifadeleri LGBTT bireyler aleyhine yorumlayan,
- Şikayetçi oldukları davalarda bile travesti ve transseksüelleri mahkeme salonundan suçlu çıkaran,
- Kabahatler kanununu sürekli olarak LGBTT bireyler aleyhine kullanan,
- Haklarını aramak için kurdukları örgütlerin kapısına kilit vurmak isteyen
Yargıdır.

Asıl katil;
- Kendisinden farklı olanı bir tehdit olarak gören,
- Seks işçiliği dışında bir seçenek tanımayıp, sonra da seks işçiliği yapıyorlar diye suçlayan,
- Gündüz yaşamından dışlayıp geceye hapseden, sonra da “su testisi su yolunda kırılır” diyen,
- Çalıştığımız gazetelere asılsız, transfobik haberler yazan, okuduğunda bunlara hemen inanan
Her birimizdir.

Açıkça görülmektedir ki LGBTT örgütlerinin Anayasa’nın 10. Maddesine “cinsel yönelim” ve “cinsiyet kimliği” ibarelerinin eklenmesi talebi “Hayati” bir taleptir.
Üzgünüz ve öfkeliyiz, üzüntümüz büyüdükçe öfkemiz de büyüyor. Üzerimize düşen sorumluluğu kabul ediyor ve davanın takipçisi olacağımızı ilan ediyoruz. Tüm yetkililer LGBTT bireylere yönelik ayrımcılığı önleyecek yasal düzenlemeleri yapmak ve hayata geçirmek zorundadır.

Artık hiç kimse ölmesin. Ebru’nun acısı son acımız olsun.

İçinde yaşadığımız karanlıktan rahatsız olan herkesi dayanışmaya çağırıyoruz.


- LGBT Hakları Platformu:

  • İzmir Siyah Pembe Üçgen Derneği
  • İzmir Travesti ve Transseksüel İnisiyatifi
  • Kaos GL Derneği
  • Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği
  • MorEL Eskişehir LGBTT Oluşumu
  • Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği
  • Piramid Diyarbakır

- İstanbul-LGBTT Sivil Toplum Girişimi
- Kadın Kapısı
- EHP’li
LGBTT’ler
- Amargi Kadın Kooperatifi
- Bağımsız Feministler
- Biz Erkek Değiliz İnisiyatifi (BEDİ)
- Devrimci Sosyalist İşçi Partisi
- EHP’li Kadınlar
- Feminist Kadın Çevresi
- Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De Girişimi
- İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi
- İstanbul AHALİ
- Kadının İnsan Hakları - YENİ ÇÖZÜMLER
- KEG Cinsiyetçiliğe Karşı Dayanışma Ağı
- KESK’li Kadınlar
-
Lilith Kolektifi
- SODEV (Sosyal Demokrasi Vakfı)
- Sosyalist Feminist Kolektif
- Taciz ve Tecavüze Son İnisiyatifi
- Yeşiller Partisi

11 Mart 2009 Çarşamba

Transeksüel Arkadaşımız Ebru Evinde Öldürüldü!


Basın Açıklamasına Davet

Transeksüel arkadaşımız Ebru 10 Mart Salı günü İstanbul'da evinde bıçaklanarak öldürüldü. Yıllardır “Travesti ve Transeksüel Cinayetleri Politik Cinayetlerdir” diyen bizler;

“Nefret suçu” tanımlamasının yapılmamasını,

Katillerin türlü türlü ceza indirimleriyle adeta ödüllendirilmesini,

Lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transeksüellerin haklarının anayasal güvenceye alınması talebini ciddiye almayan siyasi iradeyi,

Bir transeksüeli öldürmeyi bu kadar kolaylaştıran heteroseksist ve transfobik sistemi protesto edeceğiz.

Ebru ve transfobinin sayısız kurbanını anmak için Pürtelaş Sokak’ta, Ebru’nun evinin önünde bir basın açıklaması ve anma gerçekleştireceğiz.

Sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, aydınlar, sanatçılar ve Ebru’nun arkadaşları orada olacak. İçinde yaşadığımız karanlığa itirazı olan herkesi Pürtelaş Sokak’a, dayanışmaya davet ediyoruz.
İSTANBUL
- Basın Açıklaması:

Tarih: 12 Mart 2009 Perşembe
Saat: 13:00

- Anma:
Tarih: 12 Mart 2009 Perşembe
Saat: 18:30
Yer: Kazancı Yokuşu, Pürtelaş Sokak Girişi (Kazancı Ali Paşa Camii karşısı)
- Cihangir/İstanbul

ANKARA
- Basın Açıklaması ve Anma: (Mumlu Eylem)

Tarih: 12 Mart 2009 Perşembe
Saat: 18:00
Yer: Yüksel Caddesi, İnsan Hakları Anıtı Önü, Kızılay/Ankara

Çağrıcılar:

  • LGBT Hakları Platformu (Lambdaistanbul, İzmir Travesti ve Transseksüel İnsiyatifi, Kaos GL, İzmir Siyah Pembe Üçgen, MorEL Eskişehir, Pembe Hayat, Piramid Diyarbakır)
  • İstanbul-LGBTT Sivil Toplum Girişimi
  • Amargi Kadın Akademisi
  • Sosyalist Feminist Kolektif
  • EHP’li LGBTT’ler
  • EHP’li Kadınlar

8 Mart 2009 Pazar

"Kadınlar Sokağa, Özgürleşmeye!"

8 Mart Dünya Kadınlar Günü, Eskişehir’de çeşitli siyasi partilerin, bağımsız kadınların ve MorEl’in de bir bileşeni olduğu Eskişehir Demokratik Kadın Platformu(EDKP) tarafından 7 Mart cumartesi günü düzenlenen yürüyüş ve ardından yapılan basın açıklamasıyla kutlandı.

Yediler Parkı’ndan Adalar Migros önüne yürüyen 100’ü aşkın kadın, yürüyüş boyunca “Yaşasın 8 Mart, yaşasın kadın dayanışması”, “Geceleri de sokakları da istiyoruz”, “Cinsel ulusal, sınıfsal sömürüye son”, “Jin, Jiyan, Azadi” ve “Teşhirci değil, travestiyiz”, “Kör kör parmağım gözüne; lezbiyenim, biseksüelim kime ne” gibi Türkçe ve Kürtçe çeşitli sloganlar attı.

Adalar Migros önünde EDKP’yi temsilen basın açıklaması yapan Pelin Kalkan, 1910’dan bu yana 8 Mart’ın kadınlara yasaklanan bütün alanlarda kadınların mücadelesinin simgesi olduğunu belirtti. Kadına yönelik şiddetin münferit olmadığını belirten Kalkan, kadına yönelik şiddetin gerek kadınların medyada sunumu ile gerekse yasalar tarafından, haksız tahrik indirimi gibi gerekçelerle meşrulaştırıldığını vurguladı.

Hiç kimse hiçbir nedenden ötürü şiddeti ve ölümü hak etmez!

EDKP’nin yaptığı basın açıklamasında; “Sistemin yeniden ve yeniden ürettiği erkek şiddeti sadece kadınlara değil lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transeksüel(lgbtt) bireylere yönelik olarak da kendini göstermektedir. Lgbtt bireylere yönelik taciz, psikolojik şiddet, para cezaları, ev mühürlemeleri, keyfi gözaltılar, kötü muameleler, işkence ve nefret cinayetleri gibi insan hakları ihlalleri erkek egemen sistemden beslenerek yoğun bir şekilde devam etmektedir.” denildi.

Örgütlenmenin herkes için bir hak olduğu belirtilen açıklamada Lambdaistanbul LGBTT Derneği’nin kapatılması kararını bozan Yargıtay’ın gerekçeli kararının LGBTT örgütlerine yönelik açık bir tehdit barındırdığı, bununla lgbtt bireylerin örgütlenmeleri ve haklarını aramaları kısıtlanmaya ve engellenmeye çalışılmaktadır denildi.

LGBTT Hakları Platformu’nun eşitlik talebi kampanyası ile topladığı 5185 imzanın Meclis Dilekçe Komisyonu Başkanlığı tarafından hiçe sayıldığını ve AKP milletvekili ve Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’nun “Bunların da cinsiyet eşitliği talebi var. Bunların da derdi başka” açıklamasının ayrımcılığı bir kez daha devlet eliyle meşrulaştırdığı belirtildi ve anayasanın ayrımcılık yasağını düzenleyen 10. maddesine “cinsel yönelim” ve “cinsiyet kimliği” ibareleri eklenmesi, anayasada “nefret suçları” tanımlanması ve LGBTT bireylere yönelik işlenen suçlara verilen cezalarda “haksız tahrik indirimi” gibi uygulamalardan artık vazgeçilmesi gerektiği vurgulandı.

“Savaşlar, kapitalizm, kriz, militarizm, şiddet önce kadınları vuruyor. Cinsel, ulusal, sınıfsal sömürüye karşı dayanışmamızdan aldığımız umutla mücadele edeceğiz ve kazanacağız.” diyen kadınların eylemi ataerkil erkek egemenliği anlatan kısa bir tiyatro oyunu ve özgürlük için el ele çekilen halaylarla son buldu.(OG/E)